The End

6K 399 2.1K
                                    

Evliliklerinin üçüncü senesinde Harry hâlâ bir suçluydu.
Ve Louis, ondan, onunla karşılaştığı ilk geceki kadar etkileniyor, sevgisini her koşulda Harry'ye göstermeyi başarıyordu.
Fakat ters giden bir şeyler vardı.

Büyük bir şeyler.

- -

Harry, üç katlı büyük evi izlemek için bir ağacın tepesinde yapılmış ağaç evde, gözlerine hizaladığı dürbünle durmuş, dev camdan gözüken malikanenin içini gözetliyordu. Tamamen siyah kıyafetlere bürünmesi bir yana, gecenin karanlığında fark edilmesi imkânsız hale gelmişti.

İzledikleri adam, milyonlarca kişiyi dolandırarak vurgun yapmış Brezilyalı kaçak bir iş insanıydı. Harry, masum zenginleri avlamaktansa geçmişi kirli olan heriflerin canını yakarak para kazanmayı yıllardır yaşam stili haline getirmiş biri olduğu için, bu adamı da araştırıp şu an izlerken büyük bir keyif duyuyordu.

"Kara Kurt! Beni duyuyor musun? Tamam."

Harry, yakasına taktığı telsizi dudaklarına götürüp cevap vermek için düğmesine bastı. "Duyuyorum, tamam."

"Evde durumlar ne?"

"İçerde kalabalık bir parti var ama halledebiliriz. Ayrıca bizimki de odasında. Pislik herif iki kadını götürüyor, tamam."

Sesindeki alayı fark eden telsizin diğer ucundaki arkadaşı Philip, cevap verirken gülüyordu. "Keyif sürmeyi bir kenara bırak, sersem. Ne zaman harekete geçiyoruz, tamam."

"Önce PC'nin malikanedeki alarm sistemini kapatmasını bekliyoruz, tamam." Söylediği PC adlı kişi Dylan'dı. Teknolojiyle arası hiç de fena değildi.

Ucundan parmakları gözüken eldivenini ellerine geçirip dürbünü kenara bıraktı. Telefonunu çıkararak ana ekranında gözüken mavi gözlere ufak bir tebessümle baktı. İşaret parmağının ucu, onu hissedebilecekmiş gibi fotoğraftaki yüzünde geziniyordu.

Çok seviyordu.

"Pekâlâ bayanlar baylar." Telsizde PC'nin sesi duyulduğunda ses tonu bugün hiç olmadığı kadar kulağa neşeli geliyordu. "Malikâne artık bizimdir, tamam ve bitti."

Harry cebine telefonunu atıp başındaki maskeyi yüzüne doğru çekti. Hızlıca aşağı inip kapıya koşarken, hışırdayan yapraklardan arkadaşlarının da harekete geçtiğini anlamıştı.

Güvenlik görevlisini bitirmek kendisine aitti. Hışırtının sebebini merak eden güvenlik görevlisi, eline aldığı silahı ve feneriyle etrafı dikkatlice izlemeye başladı. Styles ise arkasından sinsice yaklaşıyordu.

"Kim var orada?!"

Güvenlik görevlisinin seslenmesiyle gözleri devrildi. Suçlu kişi karşısına çıkıp, pardon buradan geçiyorum falan mı demeliydi? "Arkandayım, salak."

Evet, bazen derdi.

Güvenlik görevlisi aniden arkasını döndüğünde, Styles sırıtarak "Hoşçakal aşkım," demiş, kaldırdığı silahın kabzasını sertçe şakağına geçirmişti. Gözleri şaşı olan görevli iri bedeniyle arkaya devrildiğinde, silahını beline sokup güvenlik kulübesinin camından içeriye atladı.

Runaway | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin