12

3.7K 558 153
                                    

"kageyama üç çıkma teklifi aldı dünden bugüne kadar." hinata ona uzattığım meyve suyunu üzgünce açıp bir yudum aldı. mutlu olmasını bekleyemezdim zaten. "diyorum ki, sinirleniyorum bak benim yanımda şu meseleleri konuşma. diyor ki, sen sinirlensen ne olur bu boyla armut?"

kıkırdadım. bana attığı bakış susmamı sağladı tabii, orası ayrı.

homurdanarak önüne döndü. "hayır yani, çok yakışıklı da sayılmaz. gözleri falan güzel, tamam. mavi mavi böyle. gökyüzü gibi bakıyor bakınca. saçları böyleyken değil de ıslakken çok daha güzel oluyor ama bu kızlar nereden görecek kageyama'yı öyle?"

sırtımı bankın arka kısmına yaslayıp biraz aşağı kaydırdım popomu. dün uyuyamamış olmamın yanı sıra biraz üşütmüş hissediyordum kendimi. hinata'nın rüyası beni uykumdan ve sağlığımdan etmişti anladığınız.

"iyi misin?" kayarak bana yaklaştı ve eğilip yüzüme baktı. kollarımı göğsümde bağlamış, kafamı hafifçe önüme düşürmüştüm. gözlerim kısık bir biçimde açıktı.

"pek değil." diye mırıldandım. meyve suyundan dolayı soğuk olan elini alnıma koyduğunda bir şey demedim.

"yama' ateşin var kanka. doktora git en iyisi."

"hallederim kendim. çok önemli değil. uykum olduğundan bu kadar yorgunum zaten."

geri çekildi ve kafasını omzuma koydu. gözlerimi tamamen yumdum. o bir şeyler anlattı aralıklarla. ben de yarı uykulu bir şekilde dinledim sadece. anlamadım, ama dinledim.

"tsukishima buraya doğru geliyor, pişt, yama'" ama ben uykumdan, o evrenden ayrılmaya o kadar da hevesli değildim bu kez. kafamı bile kaldıramadım. zaten muhtemelen tutulmuştu boynum. istesem de öyle çabuk kaldıramazdım. öğle arasındaydık ve ben bu aralığı uyuyarak değerlendirmek istiyordum. öyle de yaptım. uyudum. sadece sakin ve yavaş bir şekilde uykuya daldım.

-

diğer bölüm de hazır, birkaç saat sonra yayımlarım

ölmeden önce yapılacaklar listesiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora