15 (final)

4.7K 626 744
                                    

3. kişinin ağzından

"on beş saniyen var, o tuvaletten çıkmak için. yoksa ne yapar ne eder kapının üzerinden girerim."

hinata gözlerini devirdi. "çıkmıyorum amk. niye çıkacakmışım ki hem?"

"LAN ÇILDIRTMA ADAMI, NEDEN GİDİP SELİNA-SAN'A KAGEYAMA'NIN HOŞLANDIĞI VAR DEDİN?!"

"umutlanmasın diye." sesi kırık ve alçak. "kabul mü edecektin çıkma teklifini?" daha kırık ve daha alçak. hinata sırtını kapıya verip kollarını önünde bağladı. "kageyama, neden bizim tuvalette klozet yok? ayakta durmak yerine üzerine oturabilirdim." üzerine oturur ve sessizce ağlayabilirdi. lanet okul yönetmeliği. bir klozet yapamamışlardı.

"konumuz bu mu, geri zekalı armut?"

hinata sinirle nefes alıp verdi. kesinlikle çıkmıyordu. "armutmuşmuş. kendine bak sen, kaka."

"ne alaka?" kageyama güldü. hinata hızla kafasını iki yana salladı. o gülüşün gönlünü almasına izin veremezdi. "hinata, çık ve neden yaptığının mantıklı bir açıklamasını yap. dövmeyeceğim vallahi." zil çaldı o sırada. "bugün matematikçi nöbetçi, kızmadan gidelim hadi."

hinata umursamıyordu dediklerini. kendi kendine mırıltılar çıkarıp tırnaklarını seyrediyordu. "yamaguchi ve tsukishima sanırım artık sevgililer."

"ciddi misin?"

hinata dudaklarını büzdü. "yani, dün öpüşmüşler. gece boyu bana nasıl hissettiğini anlattı. keşke onun gibi biri tarafından sevilsem. içimden sürekli çok şanslı olduğunu söyledim tsukishima'ya. yamaguchi gibi biri tarafından sevildiği için o bambu cidden çok şanslı. uyuyamadım sabaha kadar. yamaguchi telefonu kapattığında saat gece üçtü. yorgundum ama bir türkü uykuya dalamadım. duygusal bir anime açıp ağlamak istedim, ağlayamadım. kafam bir şeylerle doluydu ve ben emin değildim ne ile dolu olduğundan."

hinata konuşurken içeri giren çocuğu kageyama tuvaletten kibarca kovdu ve kapının önüne arızalı olduğunu belli eden sarı şeyi bıraktı.

hinata derin nefes verip anlatmayı kesti. "sen de sevgili yaparsan sap kalırım." yere kaydı ama poposunu yere koymadı. çömelip dirseklerini dizlerine koymuş, elleri ile yanaklarını tutmuştu. "senin sevgili yapmanı istemiyorum."

"açık konuş, ar-"

"armut dersen ağlarım." kageyama sustu. hinata'nın sesi cidden de ağlayacakmış gibi geliyordu. "neden armut diyorsun bana aptal?!" gözleri buğulandı ve sesi çatladı. öksürdü birkaç kez.

"iyi misin?" dedi kageyama yavaşça kapıyı çalıp. "neden bunun için ağlıyorsun, aptal?"

hinata'nın sadece sinirleri bozulmuştu. sabahtan beri içinde olan bu doluluk taşmıştı nihayet. neye ağlayacağını şaşırmıştı.

"yamaguchi'nin yanına üç sefer gittim ama her seferinde tsukishima ileydi. o sırık arkadaşımı çaldı benden. o kızın da seni almasına izin veremezdim tamam mı? git istiyorsan saçmaladığımı söyle ve sana ettiği çıkma teklifini kabul et. artık cidden yoruldum. körsün. tsukishima da kördü. sen de körsün. iki senedir nasıl ondan hoşlandığımı anlar da ilk adımı atar diye götümü yırtıyorum ama bir bok yaptığın yok, kageyama. çok yoruldum. yatağımın altına girip ağlamaktan nefret ediyorum. bana bunu yaşattığın için senden de nefret ediyorum."

kageyama şaşkınlıkla kapıya bakıyordu. hinata'nın ağladığını iç çekişlerinden anlasa da dudaklarını açamamıştı. "hinata," dedi kapıyı hızla çalıp. "aç şunu."

"git başımdan. açmıyorum."

kageyama dudaklarını yaladı. "ağlama. hinata, ağlama. aç şu kapıyı." sonlara doğru sesi yükselmiş ve kapıya hızla vurmuştu. "aç ki sana sarılabileyim. lütfen, aç şu kapıyı."

kafasını arkaya attı kendisini kabine kilitleyen çocuk ve boş boş karşısına baktı. "bana sarılma." dedi. "senden uzaklaşmamı zorlaştırıyorsun."

"benden uzaklaşmanı istemiyorum ki!" kageyama kapıya ardı ardına vurdu avuç içi ile. "ağlamanı istemiyorum. yalvarırım aç şu kapıyı ve sana sarılmama izin ver."

"anlamıyorum." hinata yavaşça doğruldu. eli kapı kilidindeyken biraz düşündü. "hâlâ anlamıyorum." kilidi yana çektiğinde kapı kageyama tarafından hızla açıldı. "ne-"

"aptal." kageyama sarıldı küçüğe. "aptal hinata, aptal."

hinata homurdanarak vurdu onun omzuna. "böyle ağlamayı kesmem yalnız. yöntemin buysa işe yaramadı."

kageyama güldü. "hayır, yaradı." evet hinata ağlamıyordu artık. ama takılmamız gereken nokta o değildi. kageyama'nın gülümsemesiydi. "seni seviyorum."

hinata'nın gözleri irice açıldı. "anlamadım!"

"anlarsın." ve tekrar sarıldı ona.

sınıflarından biri onları tuvalette basıp hocanın çağırdığını söylediğinde ise ikisi de ışık hızıyla birbirinden ayrılmış ve çocuğa utanarak bakmışlardı.

ve, son.

evet, son :')

aceleyle yazdım, teşekkür etmek için. kitap 1K olmuş, iyi ki varsınız. iyi ki, iyi ki i, iyi ki...

kurguya cidden çok mutlu ve heyecanla başlamış, ortalara doğru batırdım diye yazma hevesimi kaybetmiştim. ama beni iyi olduğuna inandırdınız ve ben devam edebildim. başta bu kurgunun okunmayacağını, fazla kötü ve acemice olduğunu düşünüyordum ama bugün 1K okunması oldu... ne diyeceğimi inanın bilmiyorum sadece çok teşekkür ederim. inanın ne kadar sevindiğimi anlatamam.

son bölüme kadar okuyan, oy veren, yorumlar yapıp desteğini eksik etmeyen herkese ama herkese çok teşekkür ederim. ben çok keyif aldım yazarken de, sizlere yanıtlar verirken de. umarım aynı keyfi benimle birlikte siz de almışsınızdır. kendinize iyi bakın, hep güzel kalın </33

ve umarım final gönlünüzce olmuştur, çok hızlı yazdım cidden..

ölmeden önce yapılacaklar listesiWhere stories live. Discover now