Özgün konuştuktan sonra uzun bir sessizlik oldu. Sessizlik o kadar gericiydi ki yanağımı ısırıp durmakla meşguldüm. Özgün'ün babasının bakışları bana döndüğünde yanağımı ısırmayı bırakıp gergince ona baktım. Bu adamdan ve yaşatabileceği şeylerden ölesiye korkuyordum, Özgün'e yaşattığı şeylerden ölesiye tiksiniyordum.
"Bu güzel kızımız da kim?" Bakışlarını benden çekmeden sorduğu soru Özgün'ün kaskatı kesildiğini hissetmeme sebep oldu. Bu da neydi şimdi? "Seni ilgilendirir mi?"
Özgün'ün sözüyle gözlerim büyüdü ve az önce aşktan dolayı delice atan kalbim bu sefer korkudan delice atmaya başladı. Aralarında nasıl bir ilişki vardı? Olanlardan sonra nasıl geçinebiliyorlardı ya da geçinebiliyorlar mıydı? Ve bu adamın burada ne işi vardı? Ne amaçla buraya gelmişti? Beynim bir soru tufanına tutulurken Özgün'ün babasının gülümsediğini gördüm. Bu öyle korkunç bir gülümsemeydi ki içimde soğuk rüzgarların estiğini hissettim. Adam gülümserken bana kısa bir bakış daha atıp Özgün'e döndü ve "Eve git, ilgilenmen gereken bir mesele var." dedi sertçe. Özgün'ün yüzü buruştuğunda onunla bakıştık. Gerginlik çıkmasını istemediğimden gözlerimi gitmesini istediğimi söylercesine yavaşça kapattım. Gitmek istemediğini anladığımda kafamı yavaşça yana eydim. Gitmezse neler olabileceğini düşünmek istemiyordum.
"Ben gidiyorum, sen de doğruca eve git." dedi Özgün babasına kaçamak bir bakış atarak. Kafamı aşağı yukarı sallayıp babasıyla göz teması kurmadan hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. Gerginlikten biraz uzaklaştığım için fark etmeden sıktığım kaslarım gevşedi fakat Özgün için endişeleniyordum. Babası kötü biriydi ve Özgün'e zarar vermesinden korkuyordum ama babasının isteğini reddetseydi başına başka bir şey geleceğinden korkmuştum. Bu yüzden istemeyerek de olsa onu bırakmak zorunda kalmıştım.
Eve koşar adımlarla vardığımda bana yöneltilen sorulara kısa cevaplar verip odama kapandım ve telefonumu elime aldım. Özgün'le olan konuşmamıza girdiğim gibi ona mesaj attım.
Lina: Özgün
Lina: Merak ediyorum seni
Lina: Kötü bir şey olmadı değil mi? (İletildi, 21.37)
Lina: Nolur bana cevap ver (İletildi, 21.45)
Lina: Özgün
Lina: Korkmaya başladım (İletildi, 21.59)
*****
Mesajlardan çıkıp alnımı ovuşturdum ve odamda tur atmaya başladım. Korkuyordum, ellerim titremeye başlamıştı ve sıcak basmıştı. Telefonu tekrar açıp kişilere girip Özgün'ü buldum ve arama simgesine dokundum. Telefonu kulağıma koyduğumda çalmaya başladı. Dudağımı ısırırken açmasını bekliyordum ama açmıyordu. Telaşla inleyip telefonun ekranını kapattım ve telefonu yatağımın üstüne fırlattım. Kafayı yememe çok az bir süre kalmıştı. On-on beş dakika daha stresli bir şekilde odada tur atıp Özgün'ü aramıştım ama cevap alamamıştım. En son dayanamayıp evden kendimi atıp onun evinin adresi için Ayda'ya mesaj atacağım sırada telefonumun bildirim sesi odada yankılandı. Çok hızlı bir şekilde telefonu elime aldım ve mesajlara girdim.
Özgün: Lina
Özgün: Bir şey yok
Özgün: Merak etme beni
Özgün: Boş yere telaş yaptın
Lina: Ne saçmalıyorsun sen?
Lina: Kafayı yiyecektim!
Lina: Sen hala boş yere telaş yaptın diyorsun
Lina: Babanın nasıl biri olduğunu biliyorum
Özgün: Hayır bilmiyorsun
Özgün: Bir şey olmadı
Özgün: Yazmayı bırak ve sakinleş
Özgün: Mesajlaşmak istemiyorum şu an
Lina: Sen delirdin mi?!
Lina: DELİRİCEM ŞİMDİ
Lina: Nasıl yazmayı bırak dersin ödüm patladı benim burda
Lina: Sen de uzun süre mesajlarıma ve aramalarıma cevap vermeyip şimdi bir şey yok diyorsun
Lina: Sen beni salak mı sandın?
Lina: Anlat
Lina: Bir şey oldu biliyorum
Özgün: Lina
Özgün: Uzatma bir şey yok
Lina: KSKQKSKWKSLWKAWLQLOQKQLWKWKWLWLQLQLQQLWLPQPWPQP
Lina: BU HİKAYE KOMİKMİŞ DEVAM ETSENE ANLATMAYA
Lina: KSKWLELWLSLQLWLQLWLQLWLWLLWLWLQKQJQKQKOQ
Özgün: Daha fazla konuşmayacağım
Özgün: Söylemem gerekeni söyledim
Lina: Özgün? (Gönderildi, 22.34)
Lina: Hah ciddi misin?
Lina: İnternetini kapatıp sorularımdan kaçacağını sandın öyle mi?
Lina: Şimdilik başardın ama bu iş burda bitmedi
****
Telefonu sakin olmaya çalışarak yatağa bıraktım ve derin bir nefes alıp verdim. Bir şeyler olduğunu anlayabiliyordum ama Özgün söylememekte kararlıydı. Tavrı yüzünden ona da kızamıyordum çünkü babasının ona ne söylediğini bilmiyordum. Onun için endişelendiğimi düşünüp bencillik yapmak istemiyordum. Şu an onu arada bırakmak istemiyordum. Üzerinde bir baskı da ben kurmak istemiyordum ama o kadar çok korkmuştum ki kafamı yastığa koyup uyuyamayacağımı da biliyordum.
Odadan çıkıp salondan mutfağa geçerken salondakilerin bakışlarını umursamadan ilaçların olduğu çekmeceyi açıp annemin uyku problemleri için kullandığı uyku ilacını buldum. Hapı elime alıp tezgahtaki bardağa sürahiden su doldurdum ve düşünmeden hapı suyla birlikte mideme yolladım. Düşüncelerin kapatma düğmesi yoktu ama belki erteleyebilirdim.
Bardağı durulayıp salondan odama geçerken herkese bayık bayık bakıp "Ben uyuyorum." dedim ve cevap beklemeden odama girdim. Onların kafasında soru işaretleri bıraktığıma emindim ama kendi sorularıma cevap bulamadan onları cevaplayacak gücü kendimde görmüyordum. Yataktaki telefonumu komodininin üstüne koyup yorganımı kaldırdım ve yatağın içine girdim. Sadece yarım saat beklemem gerekiyordu ve kafayı yemeden yarım saati nasıl geçireceğimi düşünmeye başlamıştım. Yatakta yan döndüğümde gözlerimi kapattım ve ilacın etkisi kendisini göstermeden uyumak için çaba gösterdim. Kafamda o kadar çok düşünce dolanıyordu ki uykuya odaklanamıyordum bile.
Ne kadar zaman geçtiğini kestirememiştim fakat ilaç etkisini göstermeye başlamıştı. Uyku bastırdığında gözlerimi sıkı sıkı yumdum ve uyumaya çalıştım. Kısa bir süre sonra düşünceler bir süreliğine kapandı ve kendi yalnızlığımla baş başa kaldım.
****
Gözlerimi huzursuzca açtığımda etraf karanlıktı. Hala uykum varken komodinime doğru döndüm. O sırada telefonumum ekranı açılıp kapandı. Merakla telefonumu elime aldığımda ekranın ışığına gözlerimi kısarak baktım. Mesaj gelmişti. Mesaj bildirimin üzerine tıkladığımda Özgün'le mesajlaşmam açıldı ve Özgün'ün attığı mesajı gördüğümde kalbimin sıkıştığını hissettim.
Özgün: Lina
Özgün: Güvenme bana (03.44)

ESTÁS LEYENDO
Güven Bana ~yarı texting~
Historia CortaAyaklarımı bağlayan, ruhumu zincirleyen bu duygu; benim lanetimdi. Asla "Ben böyleyim." diyemedim. Hakkımda söylenen her söz tenime sicim gibi yağan buz taneleri gibiydi. Kozama kapandım, kırıldım. Küçük bir umut ışığı bir gün perdemden içeri sızdı...