Yüksek Dozda Sevgi {3}

1.3K 78 64
                                    

Kabanının arkasında duran soğuk duvara sırtını vurduğunda ani soğuk onu inletti ve Dazai'ye küfretti. İki yanını kapatan uzun kollar ona oldukça dar bir alan bırakıyordu. Sırtını duvara yaslayamadığından ne yazık ki Dazai'ye biraz daha yakın kalmak durumuna düşüyordu.

"Bir kez daha... Ne yaptığını sanıyorsun bandaj israfı aptal!"

"Asıl sen naptın Chuuya?"

Dazai'nin yakınlaşan yüzünü aldırmadan konuşmaya devam etti. O kadar sinirlenmişti az önce onu hiç dinlemeden kendini duvara iten Dazai'nin ona olan mesafesi nefterini asla geçemezdi.

"Çık önümden, istediğini yaptım ve geldim... Bundan sonrası da ilgilendirmez seni aptal!"

Onu itmek için küçük ellerini Dazai'nin gövdesine yerleştirdiğinde bir anda bileklerinin kavranmasıyla şaşkınlıkla Dazai'ye baktı Chuuya. Dazai mahzunlukla küçük bilekleri sıkıca kavramıştı. Ve bırakmamakta inat ediyorlardı. Chuuya küfürler edip çırpınmaya devam etse de Dazai onu bir kez daha sopuk zemine itmişti. Chuuya keskin acıyı tekrardan hissederken bu sefer o sinirle Dazai'nin gövdesine denk gelecek derecede sert bir tekme attı.

Dazai bunun ihtimalini bir an için düşünemediği için yere sertçe kapaklanmıştı. Chuuya ürkek nefesleri arasında açıkta kalan bağrını hızla kapatmaya çalıştı. Dazai'nin doğrulmaya çalışma sırasında çıkardığı iniltilere karşı sağır gibi davranmalıydı Chuuya. Bir an için acıyarak yerdeki serseme bakarak omuzlarını silkti ve yürüyerek uzaklaşmaya başladı. Dazai'yi geçeli iki adım olmamışken bir anda yakalandı ve o da yere kapaklandı.

Dazai, Chuuya diğer ayağıyla da kendisine vuramasın diye sıkıca kavradı ve onu karlar ile kaplı zeminden dolayı hızla kendi altına çekmişti. Neye uğradığını şaşıran Chuuya, bir saniye içerisinde Dazai'yi tekrar üzerinde bulmasıyla yutkundu. Yeniden hızlı bir manevrayla Dazai onun kollarını uzun parmaklarıyla karın üzerine bastırdı ve bacaklarının ağırlığını onun kısa bacaklarına verdi, bu şekilde minik kuşu kafeste kapalı kalmıştı.

Altında sık nefesler alarak şaşkınlıkla kendisini izleyen küçük bedeni iyice süzdü Dazai. Chuuya hareket edemiyordu ve Dazai'nin kendisini izleyen zevksiz bakışlarına daha çok maruz kaldıkça yerin dibine geçiyordu adeta. Kafasıyla dahi vurmaya çalışsa bile Dazai'nin uzun oluşu bunu kolaylıkla engel olabiliyordu. Dazai incelemeye devam ederken atkının çok az kapatabildiği beyaz teni görmek istedi. Tek eliyle yine aynı hızla iki eli sıkıştırdı ve sol eli yavaşça atkıyı kaydırdı.

"D-Dazai!"

Ancak Dazai duymuyordu. En başta soğuktan zarar görmesini istemediği teni korumak istersen şimdi ne hale düşmüştü. Eli yavaşça kabanın yakasına gitmişti bu sefer. Ancak Chuuya'nın tahammüliyeti kalmamıştı artık. Direnecek gücü de. Korkmuştu. Dazai'nin kendi vücuduna olan bakışları, onu tacize uğramak üzere olan savunmasız bir kız gibi korkutmuştu. Özellikle de Dazai'nin onu kendisinin hissettiği duyguları hissetmemesi durumu onun damarına basmıştı.

"DAZAİ! KENDİNE GEL!"

Bir anda gözleri kocaman açılmış kahveleri durgun mavileriyle baktı. O anda birçok şeyi gördü o durgun denizde ve yavaşça aralarına mesafe bıraktı, eli hemen oradan uzaklaştı. Dazai'nin tutuşu hafifledi ama Chuuya ondan hemen kurtulmaya çalışmamıştı. Kendisine inanamayan gözlerle bakan Dazai'ye hala aynı mahzun ifadeyle bakmaya devam ediyordu.

"Chuuya..."

Başını iki yana salladı Dazai kendine inanamayarak. İnanamıyordu kendisine. İçindeki öyle bir dürtü belirmişti ki kaybetmişti kendini. Biraz daha ilerlemiş olsaydı, hayır, utançla başını bir kez daha iki yana salladı üzgün genç. Doğruldu Dazai, karın üstünde oturmaya devam etti. Altında yatan beden ona değil gökyüzüne bakıyordu artık. Canı yanmıştı ve şimdi de ona bakamayacak kadar kalbi kırıktı. Keşke diye fısıldadı Chuuya, yukarıya bakıyordu.

Kanlı Dans  {One-Shots} Where stories live. Discover now