five

42.2K 4.7K 9.9K
                                    

Not: Bu hikayedeki her şey hayal ürünüdür. Yok bu böyle değildi vs demeyiniz

Sizleri seviyorum 😭♥️

___________________________________________

"Jimin?"

Ağlamaktan ıslanmış ve kısık gözlerindeki bin bir türlü duygu ile bana bakıyorken, neden burada olduğunu, nasıl geldiğini sormak adına dudaklarımı araladım fakat sormama gerek bile kalmadı.

Jimin'in elleri arkadaydı ve bunu tutan kişi yavaşça Jimin'in soluna geçerek bana gülümsedi.

"Sürpriz~"

Gözlerim sürpriz diyen bay 360° ve yanıma ulaşan Jeon arasında mekik dokumaya başladı, ardından Jimin'e döndüğümde, "N-nasıl? Ne?" gibi saçma kelimelerle kendimi ifade etmeye çalıştım. O ise sessiz kaldı.

"Bu yolda yalnız olduğunu düşünmemiştin herhalde." dedi Jeon belime götürdüğü eli ile. "Biz bir ekibiz artık."

Belime uzanan koluna baktım usulca. Aptal bir gülüş yerleşiverdi yüzüme. "Şaka yapıyor olmalısınız." Elimin biri koluna tutundu ve olduğu yerden ayırdı. Bir iki adım gerileyerek de temasından kaçındım.

"Az önce bir adam kendini boğdu burada." diyerek ölü bedeni işaret etti bir parmağım. "İblisin biri beni yasaklı bölgeye sokturdu, adama kendini boğdurttu. Diğeri arkadaşımı almış gelmiş bu anları izletip ağlatıyor, bir de bana bunun sürpriz olduğunu söylüyor. Şaka yapıyor olmalısınız. Bunlar kabus filan olmalı."

Bağırarak onlardan uzaklaşmaya çalıştığımda yeniden elini uzatmıştı, ittirmiştim.

"Benden uzak dur!"

Delirmiş gibi hissediyordum işte. Olması gerektiği gibi.

Hafif bir sessizlik oldu, ardından "İnsan,"  diye bir fısıltı yükseldi. Jimin bizimle bir, korkuyla sesin sahibine, ellerini tutan adama baktı, sonrasında bırakılan ellerini önüne getirerek bileklerini ovuşturmaya başladı.

Bu esnada Jimin'in ellerini bırakan iblis hafifçe yana açılarak ağır çekimde boynunu kıtırdattı ve gözlerimin içine içine bakarak tabiri caize göz dağı verdi.

"Benim sabrımı sınama."

Öylece ona baktım. Jeon gibi değildi gözleri, normal insan gözüydü. Kahverengi renkli, tanrıya şükür ki normal bir göz.

İkimiz arasınsa geçen bu bakışmada "Yoongi." diye araya girdi Jeon. "Ne ile geldin? Güçlerin ne durumda?"

"Şu sarışının arabasıyla geldik." diyerek Jimin'i işaret etti Yoongi olduğunu öğrendiğim adam. "Sen haber verince indim dünyaya, sıkıntı yok yani."

"Güzel." dedi Jeon. "Orada işler ne durumda?"

"Şu anlık bir sıkıntı yok ama anlamaları an meselesi." dedi Yoongi, tedirgindi. Bir eli ensesine gidivermişti. "Yokluğum hatta sana yardım ettiğim bilinirse seni yok ederler." Ardından güldü. "Tabi beni de."

İkili arasında geçen konuşmayı hala bileklerini ovalayan Jimin ve şaşkınca onlara bakan ben, öylece izliyorduk. Farkında değilmiş gibilerdi.

"Sikeyim onları." dedi tükürürcesine Jeon. "Dikkatli olmaya bak."

Kafa salladı Yoongi. "Hallediyorum."

Daha fazla dayanamamıştım ben de. Aptal gibi hissediyordum. İkisinin konuşmalarından bir bok anlamadığım şöyle dursun, şu ana kadar olan olayların hiçbirinden de bir bok anlamamıştım.

Accensus || Taekook ✓Where stories live. Discover now