Yirmi dört

853 54 42
                                    

Selam canlar. Medyadaki şarkıyı açıyoruz ve bu bölümü öyle okuyoruz.

Sabah uyandığımda ilk gördüğüm şey saçlarımı okşayan Mert"ti. Kumsal ile Tolga yatıyordu.

"Hadi gitmemiz lazım." dedi beni ayağa kaldırırken.

"Yalvarırım geri yatayım." Çok uykum vardı. İstemeye istemeye kalktım. Eve giderken uyuyor gibiydim. Eve gittiğim gibi kendimi yatağa attım. O ise beni gülerek izliyordu. Uzanıp yanıma yattı.

Birbirimize sarıldık tam uykuya dalacakken Bir öksürük sesi duydum fakat bu öksürük sesi ne Mert'e ne de bana aitti.

Öksüren kişi ablamdı. İçimdeki ses şöyle diyordu.

Sıçtık Cafer bez getir.

"A-abla sen h-hani Hakan A-abimdeydin?"

"Erken geldim canım iyi ki de gelmişim yoksa birazdan yeğenim olcakmış."

"Abla abartma uyuyorduk sadece. Hem benle Mert sizin gibi değiliz evlenmeden yapm-"

Bu cümleme ablamın yanındaki Hakan abim biraz utanmıştı. Ablam da öyle. Mert ise gülmemek için zar zor duruyordu. Ablam söylenerek odadan çıktığında Mert büyük bir kahkaha attı.

"Anladığım kadarıyla benimle evlenmek istiyorsun." Başımı salladım napayım yalan mı söyleyeyim.

Gülümseyerek beni izliyordu. Mavi gözlerine baktım.

"Gözlerin çok güzel."dedim

"Seninkilerden kadar güzel değil."

"Ne?"

"Gözlerin diyorum. Simsiyah. Normalde insanların gözbebeği görünür fakat senin ki o kadar siyah ki gözbebeklerin görünmüyor ve bu seni daha tatlı yapıyor."

"İltifat etceğine uyu."diyip gözlerimi kapattım.

2 gün sonra balo günü.

Mert'in anlatımıyla.

Mert: Hazırmısın? Geliyorum.

Pamuk şekerim: Gel.

Evine gidip kapıyı çaldım. Kapıyı açtığımda sanırım bayılıyordum. Bol koyu pembe bir tulum giymiş ve saçlarını topuz yapmıştı. Esmer olduğu için pembe daha yakışıyordu ona. Gidip bana sarıldı. Tam evden çıkacakken birşey hatırladı.

"Çantam evde kaldı." Eve girdik. Mutfaktayken gözüm limonataya ilişti.

"Sen mi yaptın?"diye sordum.

"Evet. Al tadına bak."dedi gülümseyerek. Seviyom lan bu kızı benim kafadan.

"Aferin ev hanımı olmak için çalışmalara başlamışsın."dedim gülerek onun cevabı ise gözlerini devirmekti.

"Çantamı aldım çıkab-"derken bana döndüğünde dirseği içeceğe çarptı.

"Ah özür dilerim."

"Özür dileme. Yıkama için vaktimiz yok. Yanda mini bir mağaza vardı ordan hemen alırız yeni bir ceket." Mağazaya gittiğimizde hızla bir tane alıp baloya gittik.

Tolga ile Kumsal'da oradaydı. Onların yanına oturduk. Sohbet ettik. Gözüm arka bahçedeki yere takıldı. Çok huzurlu görünüyordu. Gülpembe'nin kulağına eğildim.

"Benimle gelirmisin?" Başını salladı. Elimi tutup bahçeye çıktık. Arkadan müziğin sesi geliyordu.

"Dans edelim mi?"

"Hayır."

"Neden?"

"Çünkü burası harika bir yer buranın tadını çıkarmak istiyorum. Sadece seninle konuşmak istiyorum." Cümlesinden sonra bahçeye baktım gerçekten süper bir yerdi. Sonra cümlesini devam etti.

"Ve birde bu topuklular ayağımı o kadar sıktı ki yürüyemiyorum bile." Ben ona gülerken o ayağındaki topukluları çıkardı.

"Filmlerde hep öyle olurdu ama." Bana döndü.

"Ne olurdu?"

"Erkek ile kız romantik bir şekilde dans ederdi."

"Fakat burası gerçek hayat Gamzeli ve ben filmdeki kızlar kadar mal değilim."

"Biraz klişe olucak ama sen benim bildiğim kızlar gibi değilsin."

"Yanlış cümle. Düzeltiyorum ben senin bildiğin kızlardan deliyim."

"Seni seviyorum deli kız."

"Seni seviyorum mal çocuk."



Tekrardan selam canlar. Vote atıyoruz ve yb'yi bekliyoruz. Bir sonraki bölümde görüşürüz emin olun yb heyecanlı bişi olcak.






Yanlış Numara/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin