Söylediği gibi Miceal tam üç gün sonra şirkete gelmişti. Yanında iki tane koruması birde şöförü vardı. Edım gelmemişti bu sefer. Dolandırıcı olmasına rağmen hâla beyfendi ve karizmatikti. Emin adımlarla toplantı odasına girdi ve masanın baş köşesine oturdu. Biz patronun gelmesini bekliyorduk. Bu sırada "Miceal Lisa gelir misin?" Diyerek beni yanına çağırdı ve benden bir fincan kahve istedi. Kahvesini getirmek için odanın kapısına yönelmiştim ki patron da o sırada içeriye giriyordu. Bir fincanda bana getir kızım dedi ve masanın diğerin köşesine oturdu.
Kahveleri getirip önlerjne bıraktım. Miceal diğer iş arkadaşlarımıda buraya çağırmamı söyledi. Söylediğini yaptım ve bizde masaya oturduk.
Sessizliği bozan yine Miceal oldu ve konuşmasına başladı. Öncelikli olarak dolandırdığınız hiçbir insan sıradan birer iş adamı değil. Dolandırdığın her insan dünya için güzel işler yapmaya çalışan insanlar. Mesela Joe Edward Eldem Dünya Çocukları Mutlu Olmalı Derneği'nin kurucusu.
Tarkan Baş Dünya Stratejisi ve Düzeni isimli gizli bir derneğin kurucu üyesi. Bernard Steven Crok Dünya kadınlarını Koruma Derneği'nin kurucu üyesi ve diğer dolandırdığınız her insan dünya için güzel şeyler yapmaya çalışan insalar. Sizler bunları bilmiyordunuz ama patronunuz çok iyi biliyordu. Ayrıca bu şirkette sıradan bir şirket değil. Burada olan biten kötü olayların hiç birinden haberdar değilsiniz. Şimdi bunları anlatarak zaman kaybetmek istemiyorum. Belgeleri istiyorsanız bu şirkettin yüzde yetmiş hissesini benim üzerime yapacaksınız.Biz ne olduğunu anlam verememiştik, duyduklarımızı sindirmeye çalışırken patronumuz pişkin bir yüz ifadesiyle "belgeyi hazırlayıp getirin hemen kızım" dedi. Ben ve Carl belgeyi hazırlamak için odadan ayrıldık.
On dakika olmuş olmamıştı belgeyi hazırladık ve toplantı odasına girdik. İlk önce Miceal imzayı attı sonra doayayı patronumun önüne getirdim. Kalemini eline aldı ve telefonu çaldı. Kalemi dosyanın üzerine bıraktı. Telefonla konuşmaya başladı. Yüzünse hain bir tebessüm oluştu ve konuşmaya başladı.
Patron: Miceal senin küçük bir dostun varmış, Pıtırcık o biraz bizimle kalacakmış ve eğer sen belgeleri teslim etmezsen Pıtcığın cesedini bir kutuda bulacakmışsın. Ve Tarkan Baş hapse girebilirmiş. Belgeler gelmezse Edım ölebilirmiş. Nasıl yapalım şimdi?
Miceal: Büyük patronları oyuna dahil etmenin vakti geldi sanırım. Bende bir telefon görüşmesi yapayım sonra kararımı söylerim.
( Biz olan biteni dört gözle izliyorduk. Sanki bir güç gösterisi vardı ve kazananın kim olacağını merak ediyorduk.)
Bölüm sonu. Umarım beğenirsiniz.⚘⚘⚘
edaardic melisajiminie36 dgn24777 Uyumsuzkaman Havva-Hayal
