Akıl mı Vicdan mı

293 63 40
                                    




Partiden sonra geçen iki günde Emir'i evde görmek neredeyse mümkün değildi. Geceleri devirip günün ilk ışıklarıyla evin yolunu, eve geldikten sonra da odasının yolunu zar zor buluyordu. Sonrasında da ikindi vaktine kadar uyuyup ev ahalisine kısa bir göründükten sonra bir önceki gün yaptığı gibi yine alemlere akıyordu.  O uyandığında anne ve babası işte, Begüm ise okulda olduğu için eve girip çıkarken birbirlerine rast gelmelerine artık neredeyse alışmışlardı.   Güvende  olduğunu bilseler de o çatı altındaki herkes Emir'i merak ediyor, bazen kınıyor bazen de canlı ve neşeli tabiatını herkes gülerek anlayışla karşılıyordu.

Emir'in umurunda olmadığı tek kişi Zeynep Sena'ydı.  Yine de hayat büyük ironileri sever ve mümkün oldukça bunları ortaya çıkarmaya bayılır. Her ne kadar istemese de Emir' i en çok gören kişi Zeynep Sena'ydı. Sabaha karşı aniden uyandığında Zeynep biraz huzur bulmak için namaz kılıp kendini salondaki deniz manzarasını gören koltuğa atıyordu. Evde ilk ayak sesleri duyulana kadar da orada zihninin dinlendiriyor, kendi için yapmaya çalıştığı hayat planını defalarca gözden geçiriyor aklında evirip çeviriyordu. Nedenlere ve nasıllarsa boğulmadan nasıl bir çizgide ilerleyeceğini deli gibi merak ediyordu. Emir de bu düşünce savaşlarının arasındayken ilk seferinde olduğu gibi gülerek ve sarsak adımlarla sesler çıkararak rahatsız ediyordu.

Zeynep bir insanın nasıl bu kadar umursamaz ve aymaz olduğuna yakinen şahit olmasına rağmen bile inanamıyordu. Hiç bir kaygısı yokmuş ve asla yarını düşünmek zorunda değilmiş gibi günlerini harcaması Zeynep için anlaşılabilir olmaktan çok uzaktı. Minnet duyduğu tek şey ilk seferinde olduğu gibi Emir'in salona uğramaması ve direkt odasına gitmesiydi. Böylece o da kalkma zamanının geldiğini anlıyor, odasına geri dönüp sesler yükseldiğinde ve sofra kurulduğunda sanki bir  iki saat önce değil de yeni uyanmış gibi dışarı çıkıyordu.

Bu sabahta değişen bir şey yoktu. Aniden huzursuzca uyanmış sonrasında kendini yine salona dolan deniz manzarasını izlerken bulmuştu. Kalkıp odasına dönme zamanının geldiğini ise Emir'in sesli iç çekişleri, keyfinin yerinde olduğunu belli eden mırıldanışlarının evin sessizliğinde salona dolmasıyla anladı. Bir süre sesin kesilmesini bekledikten sonra Emir'in ortadan kaybolduğuna kanaat getirdi ve yerinden kalkıp rahat adımlarla odasına doğru yöneldi.

Odasına ulaşan koridorda dalgın dalgın henüz yolu yarılamıştı ki karşısına çıkan bedenle birden irkildi. Karşısında gördüğü yüzde de bu beklenmedik karşılaşmanın şaşkınlığını görebiliyordu. Birkaç saniye boyunca ne yapacağını ve ne diyeceğini bulmaya çalışırken kendini ilk toparlayan Emir oldu. Böyle Zeynep'i bu sorundan kurtardı.

"Günaydın."

"Günaydın" dedi Zeynep'te aklından "en azından günün aydığının farkında" diye geçirirken. Ona göre bu beklenmedik sabah karşılaşmasını daha fazla uzatmak için dünya üzerinde bir sebep yoktu. Bu nedenle yoluna devam etmek için yana doğru manevra yapmak istedi ancak önündeki engel yine karşısına dikilmişti.

Zeynep Sena bir anda gerilmeye başlamıştı ki bu durum kaşlarının gerginliğinden de anlaşılabilirdi.

"Dejavu"

Emir gülümseyerek ilk karşılaşmalarına ve tanışmalarına atıfta bulunurken Zeynep son derece ciddiydi ve bir yargıya varmadan önce bu hareketin amacını anlamaya çalışıyordu. Eğer bu hareket sarhoşluğunun verdiği lakaytlıkla ortaya çıktıysa misafir olması hiç bir şeyi değiştirmeyecek ve tüm ev halkı Zeynep Sena'nın korkutucu tarafıyla tanışmış olacaktı. Halbuki Emir'in aklından böyle geçen en ufak bir şey bile yoktu. Bu sefer bilinçli değil gayet tesadüfiydi ve Emir'e sorulsa en son isteyeceği şey de hareketli bir gecenin yorgunluğuyla Zeynep Sena'ya herhangi bir şey için vakit ayırmak olurdu. Ancak bambaşka ihtimaller ışık hızında Zeynep'in zihninde ilerlerken Emir öylesine bir soru sordu.

Aşktan Önce GururTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon