Bölüm-5"OKUL"

122 12 9
                                    

Müdürün odasını sonunda bulmuştum. Kapıyı iki kere tıklatarak içeri girdim. Müdür orta yaşlı bir bayandı. Burnunun ucuna gelen gözlüğünü beni görünce yukarı doğru itti. Elindeki evrakları bırakıp tam olarak bana döndü.

"Nasıl yardımcı olabilirim?"

"Hmm şey.. Ben bu okula kaydolmak için gelmiştim. Bunları imzalamanız gerekiyormuş"

"Chicago da yenimisin?"

"Evet. Ben ve iki-. Ben ailemden ayrı yaşıyorum. Buraya yeni taşındım. Ama ailemden ayrı yaşamam okulu gideceğim gerçeğini değiştirmiyor"

"Peki. Ver bakalım evraklarını."

Elimdeki evrakları masanın üzerinden Okul müdürüne uzattım. Nedan bilmiyorum ama kalbim çok hızlı atıyordu. İçerisi boğucu derecede sıcak olmamasına rağmen terlediğimi hissediyordum. Müdür evrakları imzaladı. Sonrada eliyle yanımdaki koltuğa oturmamı işaret etti. Dediğini yapıp yanımda duran koltuğa bıraktım kendimi.

"Evet.. Anlat bakalım Damien"

"Afedersiniz. Ne anlatmamı istiyorsunuz."

"Kendini anlat. Bunu iş başvurusu yapmak için sivi hazırlıyormuşsun gibi düşün."

"Böyle birşeye neden gerek duyuyorsunuz."

"Çünkü buradaki bütün öğrencilerimi ailelerini tanırım. Öğrencilerimin yeteneklerini keşfedip alanlarına yönlendiririm. Seninde yeteneklerini keşfetmek istiyorum."

Müdür böyle söyleyince birden kelimeler boğazıma takıldı. Ne diyeceğimi bilemedim. Kendimi bildim bileli annem dışında etrafımdaki herkez beni yeteneksiz becereksiz tembel asosyal biri olarak görmüştü. Ne yalan söyliyim bende kendimi böyle görüyordum. Girdiğim her sınavda başarısız olurdum. Sporda çevrede her yerde herşey de başarısızdım ben. Şimdi karşımda duran benden bir cevap bekleyen müdüre ne söyleyebilirdim ki. Başarısızdım işte ben. Tek yapabildiğim şey piyano çalmaktı. Onuda annemin ölümünden sonra bırakmıştım. Ve bu yeteneğimi öne sürmeyi düşünmüyordum.

Kafamda müdüre vereceğim cevabı tarttım. Pekte bir seçeneğim yoktu. Başarısız olduğumu söyleyemezdim. Çünkü bu okulda yeni bir başlangıç yapmak istiyordum. İlklerimi burada yaşamak istiyordum. Belkide bazı derslerde başarılı olduğumu söyleyebilirdim. Heralde tutup sınav yapmazdı beni. Öğrenciler genelde hep sözel derslerin kolay olduğunu söylerler öyle değil mi? Sayısal çözebilenlerse üstün zekalı olarak nitelendirilirler. (Hernekadar bana göre öyle olmasada.) Madem bu okulda yeni bir başlangıç yapmaya karar vermiştim o zaman yeni biri olacaktım. Eskiden olduğum kişi olmayacaktım yani.

Bırakın sayısalı sözel bile çözemezdim ben. Ama deneyebilirdim. Sayısal dersleri yapabildiğimi söyler oraya yönlendirilirdim. Sonrada derslere iyi çalışır söylediğimin arkasında durmuş olurdum. Ucunda ölüm yoktu nasılsa. Madem herşeyin bir ilki vardı bu okulda ilk ilkimi yaşıyordum işte. En başarısız olduğum alanda başarılı olduğumu iddia edecektim.

"Genelde sayısal derslerde iyiyimdir."diye sorusunu cevapladım.

"Güzel Damien. Sayısal çok önemli bir alandır.Peki ya spor? Lakros mesela onda nasılsın?"

İşte başlıyorduk. Benim en başarısız olduğum spor dalıydı lakros. Daha doğrusu sadece birkere denemiştim. 1. sınıfta Eddie nin lakros turnuvaları vardı. Sürekli takım arkadaşlarıyla beraber aralarında maç yapar asıl maça hazırlanırlardı. Okulda spor salonlarında parklarda... Ne zaman nereyi boş bulsalar durmadan oynarlardı. Ve inakar etmiycem takımı çokta başarılıydı. Hatta bizim kasabamızın en başarılı takımıydı. Birkeresinde çok önemli bir maçın son antremanını bizim evin arka bahçesinde yapacaklardı.

İKİZLER(DÜZENLENİYOR...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin