11| Yggdrasill

3.5K 418 178
                                    

08.08.2020

Conall + Pagan ilahisi 👆🏼

Şimdi size birkaç sorum olacak:

*Sizce kaçıncı bölümde biri hislerini itiraf eder?

*İtiraf eden kim olur ve sonucu ne olur?

İyi okumalar❣️

____

Yggdrasill (Yigdrasil) : İskandinav mitolojisinde, kökleri çekirdeğe kadar uzanan, tüm diyarları birbirlerine bağlayan ve koruyan devasa ağaçtır.

Rün: Futhark alfabesindeki harflerin genel adı.

("Futhark " alfabesi M.S. 3. yüzyıl ile 17. yüzyıl arasında , Kuzey Avrupa Germen halkları arasında kullanılan bir alfabedir.)

Gudrun: "Tanrı'nın sırrı" anlamına gelen İskandinav ismi.
____

Ilık su beyaz tene değiyor, sertleşmiş kasları yumuşatıyor, ağrıyan kemikleri dinlendiriyordu. Boynunu iki yana çevirdi Conall, sabit duruşuna alışmış eklemlerinden kıtırtı sesleri geliyordu. Geriye attığı uzun, ıslak saçlarından damlalar dökülüyor; teninde, dövmelerinin üstünde çizgiler çizerek ilerliyorlardı. Kafasını arkasındaki tahtaya yasladı. Sabahın ilk ışıkları, henüz karışmamış dingin zihniyle oturup ılık suyla yıkanmak yapmayı en sevdiği şeylerden biriydi.

Kollarını iki yana açıp suda hareket ettirdi. Gözlerini kapattı ve sakin nefesler aldı. Gözlerinden ejderha başlı gemiler geçti. Asi nehirler, pruva direğinde dikilip kahkaha atan, suratları dövmelerle kaplı Viking denizcileri... Heybetli kaleler...Viking eğlenceleri... Hayatına giren kadınlar, suratları, gözleri, gülüşleri...Dostları, masa başında oturan arkadaşları... Devasa karlı dağlar, gökte süzülen güzel kanatlar... Havada uçuşan oklar, keskin kılıçlar, nidalar atan atlılar, yanan evler, çığlıklar, ağlayan çocuklar...Kalbi sökülen kanla kaplı bir beden, kazığa geçirilmiş bir insan kafası.. Babasının kafası...

Gözlerini dehşetle açıp defalarca kırptı. Ciğerlerine dolan havada oksijen yoktu sanki. Derin derin, boğuluyormuşçasına nefesler alıyordu.

Conall' ın ruhsal durumu iyiye gitmiyordu. Geçmişten sıyrılamıyor, dinginliği ve huzuru kısacık zaman dilimlerine hapsediliyordu. Gördüklerini ve işittiklerini unutamıyor, bunlar üzerine düşünüyor, derine daldıkça dalıyordu. Bu, onun en kötü özelliği olmalıydı. Solukları sakinleşti. Zorlukla yutkundu. Suda kalmaktan derisi buruş buruş olmuş parmaklarını sert dokulu saçlarına attı. Bir tutamı çekip kokladı. Burnuna dolan rahatlatıcı çiçek kokusuyla tekrar gözlerini kapattı. Yavaşça kayıp tüm bedenini suyun altına soktu. Gözleri karanlığın tonlarına daldı, zihni hiçliği arzuladı. Boşluğu, hissizliği ve belirsiz bir hiçliği...

Biraz daha bekleyip soluk bir gri tonuna bürünen ılık sudan çıktı.
Ani ısı değişimiyle bir ürperti süzüldü ayak parmaklarından ensesine kadar. Tahta duvara yapışık duran geniş tahta raftan havlu alıp kurulandı, kumaşı omzuna astı. Ardından, çıkardığı kıyafetleri aldı. Altına koyu renkli kumaş pantolonunu geçirdi. Gömleğini, banyodaki kirli kumaş dolu tahta kutuya fırlattı. Banyonun gıcırdayan kapısını açıp çıplak ayaklarıyla ahşap zeminde adımladı. Saçlarından koyu renkli ahşap zemine damlalar düşüyor, yerde halka şeklinde ıslaklıklar bırakıyorlardı.

Ağır adımlarla çıktı yılların yorgunluğunu ve geçmişin puslu anılarını taşıyan merdivenleri. Bir eli köşeli tahta tırabzana tutunuyordu. Odasının kapısına ulaştığında her ne kadar kendi odasına girerken izin istemek tuhaf hissettirse de parmaklarını büküp kapıya hafifçe vurdu. İçerideki adamın uyuyor olabileceğini düşündüğünden oldukça sessiz bir vuruş yapmıştı.

Valhalla'nın IşığıWhere stories live. Discover now