24 şubat ; ✔

857 84 28
                                    

Shinobu okuldan dışarı adımını attığında derin bir nefes aldı. Bugün nihayetinde on sekiz olmuştu. Pek heyecanlı bir hayatı yoktu. Ablası ve üvey kız kardeşi ile yaşıyordu. Bu ikisinden onu hiçbir güç kopartamazdı. Bugün de muhtemelen olduğu gibi eve gidecek, Kanae ve Kanao ile birlikte tüm gün dolaşacak ve bir dilek tuttacaktı. Parka doğru bir adım attığında hava birden bembeyaz oldu. Kendini uçuyormuş gibi hissetti. Bir kaza geçirdiğini sanmıştı ilk başta. Ölüm sessizliği her yeri kaplamış, o bahçeye geri dönmüştü. Neler olduğunu algılayamadı. Etrafına bakındı.

"Kochou?"

Arkasına döndü. Elbette oydu! Tuhaf bir haori giymiş o adam. Shinobu tüm sinir dalgalarının beynine hücum ettiğini hissetti.

Yine o, ve yine o.

"Yine mi sen? Sadece bir rüya olduğunu sanıyordum."

Huzursuzdu. Birden hayatına girmişti ve bu durum onu çok sinirlendiriyordu.

"İsmimi öğrendiğini sanıyordum?" diye anlamazcasına Shinobu'ya baktı. Sakinleşmek için gözlerini kapadı. Haorili adam, o an Shinobu'nun hiç beklemediği bir hamleyle onun ellerini kavradı. "Lütfen," Shinobu hışımla gözlerini açtı. "Ne?"

"Lütfen beni yine ismimle çağır."

"Tuhafsın." demişti sadece. İstemsizce gülümsedi. "Giyuu-san, bu ziyaretinizi neye borçluyum?"

Bir süre sessiz kaldı haorili adam. "Sözümüzü unutma lütfen, Shinobu."

Shinobu'nun bu sözün ne olduğu ile ilgili pek bir fikri yoktu ama kafasını salladı ve kendini parkın ortasında buldu.

19.23

Karlı havaya karşın parkın ortasında durdu. Banklardan birine oturdu. Rüyasına böylesine inanması gerçekten de saçmaydı. Bugün ayın 24'ü idi. Bugün onu görmeyi umuyordu. Gözlerini durmadan yola çeviriyor. Yalnızca nefesinin havaya karışmasını izliyordu. Hava kararmaya başlamıştı. Belki de gelmeyecekti. Belki de Giyuu'nun sapığın teki olduğunu düşünüp gelmeyecekti. Giyuu'nun düşündüğü de tam olarak buydu. Bulunduğu yerden aya baktı.

"Bu akşam ay sizce de çok güzel değil mi, Tomioka-san?" Kafasını arkasına çevirme ihtiyacı duymadı. Gözlerini kapadı.

"Gerçekten de, asla unutmadınız öyle değil mi?"

Nasıl unutabilirdi ki?

"Hayır, unutmadım."

Kelebek kadın parlak gözlerine dolmuş koca yaşları sildi. "Teşekkür ederim."

Kelebek kadın karşısına baktı. "Sanırım artık benim zamanım geldi."

"Tomioka-san?"

Giyuu gözlerini karşıya çevirdi. Tam karşısında duruyordu işte.

Shinobu Kochou.

-

Bugün Shinobu Kochou ile tanıştım. Ona baktığım an neden benim için bu denli özel olduğunu anlamıştım. Shinobu Kochou, kelebek kadındı. Siyah saçlara ve parlak mor gözlere sahipti.

Onunla buluştuğumda hafifçe gülümsedi ve ismimi söyledi. Ben de onu selamladım. Birlikte karşımızdaki gölü seyrettik. O an ona onun için bir şeyim olduğunu söyledim. Ve çantamdan kelebek tokasını çıkardım. Gözleri şaşkınlıkla açıldı.

Utançla tokayı ona doğru uzatmıştım. Bu kadar basit bir şey bana o kadar zor gelmişti ki.

"Tomioka-san?" Kafamı ona doğru çevirmiştim. "Teşekkür ederim." gülümsemesi tüm yüzüne yayılmıştı.

Gülümsedim.
"Doğum günün kutlu olsun, Shinobu."

"Sizi seviyorum, Tomioka-san."

-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

art credits to 桃 on Pixiv

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


art credits to 桃 on Pixiv

🦋

𝑡ℎ𝑒 𝑏𝑢𝑡𝑡𝑒𝑟𝑓𝑙𝑦 𝑙𝑎𝑑𝑦 ↬ giyushino ✓Where stories live. Discover now