''Sehun telefonun.''
Chanyeol hemen yanıma uykulu sesiyle mırıldandı. İnleyerek kıpırdadım. Uykumdan kopmaya henüz hazır değildim. Odama yayılan rahatsız edici ses sonunda kesilene kadar buruşturduğum yüzüme rağmen gözlerimi açmadım. Chanyeol bedenime doladığı kollarını sıklaştırdı. Nefesini boynumda hissederken iç çektim.
''Geç kalacaksın.''
Hımladım. Kısık sesiyle yavaşça güldü.
''Uyan Sehun.''
Dudakları bir an sonra tenimdeydi. Boynuma bıraktığı küçük öpücükler çalan alarmımın aksine anında uykumdan uzaklaşmama neden olurken gözlerimi araladım. Başımı geriye atıp yanımda boylu boyunca uzanmış oğlana baktım. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen kocaman açtığı gözleriyle bana bakıyordu. Uyuşukça gülümsedim. Uzanıp anlına küçük bir öpücük kondurmam hoşuna gitmiş olmalıydı ki mırıldanıp bana iyice sokuldu.
''Geç kalacağım.'' kıkırdayarak söyledim. Omuz silkti. ''Channie.''
''Biraz daha.''
Sesindeki değişiklik elbette dikkatimi çekmişti. Duraksayıp bana biraz daha sarılmasına izin verirken saçlarını okşuyordum.
''Her şeyin yolunda olduğuna emin misin?''
Chanyeol her şeyi tek bakışta çözebilirdi ama aynı şey ne yazık ki benim için geçerli değildi. İri arkadaşım benim için fazlasıyla gizemliydi.
''Değil. Seni özlüyorum.''
Yeniden güldüm. Bir haftadır bende kalıyordu. Her akşam onunlaydım ve her ne kadar kendisi aksini iddia etse de merkezden daha erken çıkmaya başlamıştım. Yine de Chanyeol geç kalacağımı söylediği halde yataktan çıkmama izin vermiyordu. Ve ben de biliyordum ki o izin vermediği sürece o yataktan asla kalkamazdım. Spor salonunda harcadığı saatler kesinlikle boşuna değildi.
''Akşam geleceğim Yeol. Mızmızlanmana gerek yok.''
''Akşam burada olamayacağım. İşim var ve büyük ihtimalle erken bitmeyecek.''
Yüzünü tamamen göğsüme gömdüğünden onu göremiyordum ama dudaklarını büktüğüne yemin edebilirdim. Küçük bir çocuk gibi mızmızlanması ya da beni bir türlü bırakmaması başka zaman dakikalar boyunca onunla dalga geçmeme neden olabilirdi ama bu ses tonunu biliyordum. Benim için endişeleniyordu. Ona yapmayacağımı söylediğim halde yarım kalan davamı tamamlayacağımdan korkuyordu. Ve en yakın arkadaşımı endişelendirmek kesinlikle hoşuma gitmiyordu. Bu yüzden ellerim yavaşça omuzlarına kayıp onu kendimden uzaklaştırırken yüzüme anlayışlı bir ifade yerleştirdim.
''Hafta sonumu sana ayırabilirim. Birkaç gün sabahlarsam sorun olacağını düşünmüyorum.''
Omuz silkti. Başını biraz oynatıp yerine iyice yerleşti.
''Hafta sonu dolu olduğumu söylemiştim. Bu hafta benim için yoğun geçeceğe benziyor.''
''O halde vakit buldukça buraya gel. Seni engellediğim falan yok. Benim de seni özlediğimi biliyorsun değil mi? Yanımda olman iyi hissettiriyor.''
Başını salladı. Uzanıp yanağına uzun bir öpücük kondurdum. Dudakları yeniden boynumu bulurken ona karşı çıkmadım. Küçük birkaç öpücüğün ardından benden uzaklaştı. Chanyeol'un dokunuşlarına alışkındım.
''Pekala. Seni özlediğim konusunda yalan söylememiştim.''
Yeniden güldüm. Ama elleri bana engel olmayacaklarını gösterircesine gevşekçe durduklarından yataktan doğrulmakta bir sakınca görmedim. Yanında biraz daha duracak olursam işe tamamen gecikeceğimden emindim.