17. Sahiplenmek

10.3K 796 1.1K
                                    



Fidan, yeni güne gözlerini açtığında bir an nerede olduğunu anlayamadı. Nerede olduğunu anladığı anda yüzünde kocaman bir tebessüm belirdi. Özgürdü artık. Hemen yeni günü karşılamak için hazırlıklarını tamamlayıp, odasından çıktı. Mutfaktan abisinin ve Ayşe'nin sesini duyunca içini kaplayan huzurla gülümseyerek mutfağa girdi. Hiç düşünmeden abisine yaklaşıp sarıldığında Deniz, hemen kardeşini kollarının arasına aldı.

"Bunun gerçek olduğuna inanamıyorum hâlâ. Sana sarılmayı çok özlemişim."

Kardeşinin sözleri ile mutlu olan Deniz, eğilerek Fidan'ı alnından öptükten sonra "Ben de sana sarılmayı çok özledim," dedi.

Fidan, kendilerine gülerek bakan Ayşe'ye sarılmak için abisinin kollarının arasından çıktı. Ayşe'ye sıkı sıkı sarılırken "Abla iyi ki seni tanımışım. O evde başıma gelen tek ve en güzel şey sensin," dediğinde Ayşe, kendilerine bakan gözlerden utandığı için susmayı tercih etti. Ayşe'nin sessizliğine alışkın olmayan Fidan "Neden susuyorsun?" diye sordu. Ne olduğunu anlamak için masaya yönelen abisine baktığında kendisini izleyen Selim ile göz göze geldi.

"Hoş geldin, kusura bakma seni fark etmedim."

Fidan'ın açık bıraktığı saçlarına kısa bir an bakan Selim, aklından geçenler çok başka olduğu halde "Hoş buldum. Abin varken gözünün kimseyi görmemesi normal zaten," dedi. Hep birlikte sohbet ederek kahvaltı yaptılar. Kahvaltıdan sonra masanın toparlanmasına yardım eden Selim'e şaşkın gözlerle bakan Fidan "Lütfen sen otur," dediğinde "Ben bu tür işlere alışkınım," diyen Selim bulaşıkları tezgâha koydu. Kendine bakan Ayşe ve Fidan'a gülerek "Ne?" diye sordu.

"Abimden başka bu tür işlere yardım eden bir erkeği ilk defa görüyorum."

Ayşe ise "Ben hayatımda mutfak işlerine yardım eden erkeği ilk defa görüyorum. Bu tür şeyleri dizilerde gördüm şimdiye kadar," dedi.

"Halamı tanısaydınız şaşırmazdınız. Halam çocukların kız, erkek diye ayırılmasına karşıdır. Onun sayesinde kendi kendime yetmesini öğrendim."

"Keşke bizim halamızda öyle olsaydı. Annemle babam öldüğünde halamda dâhil bütün akrabalarımız bizi tanımıyormuş gibi davrandı. Abim olmasaydı büyük ihtimalle yetiştirme yurduna giderdim."

Sonra Ayşe'ye dönüp "Artık birlikte yaşayacağımıza göre abimin de yemek yapmasına ya da toz almasına alışırsın abla," dedi kendini dinleyen kızı ne kadar mutlu ettiğini bilmeden.

"Bir an önce eşyaları elden geçirmeye başlamamız gerekiyor. Buradan ne kadar çabuk gidersek o kadar iyi."

Murat'ı adamları aracılığıyla kendi evine getirten Fırat, adamı dövdükten sonra "Garajın yanındaki odaya kilitleyin. Elini, ağzını bağlayın şerefsizin," dedikten sonra öfkeyle içeri girdi. Hiç beklemeden Özge'nin kilitli tutulduğu odaya gidip "Hazırlan mahkemeye gidiyoruz," diyerek odadan çıktı. Özge, dün imzaladığı boşanma belgeleri sayesinde bu kadar çabuk boşanacağını tahmin etmediği için giyinirken bir taraftan da ağlıyordu.

"Hâlâ hazır değil misin?"

Fırat'ın öldürecek gibi kendine baktığını gören Özge ağlamaktan boğuklaşmış sesiyle "Hazırım," dedi.

"Mahkemede de böyle ağlamaya kalkıp boşanmayı engelleyebileceğini sanıyorsan ibretiâlem için aşığınla olan kasetlerini herkesin görmesini sağlarım. Ondan sonra olacakları sen düşün. Mahkemeden sonra eve geri geleceksin."

"Boşanacaksak neden beni eve geri getiriyorsun ki?"

Arabasına doğru yürüyen Fırat "Hayırlı bir için tabii," dedikten sonra korkutucu bir şekilde güldü.

Söz Ver (Tamamlandı)Where stories live. Discover now