Bölüm 31

1.4K 52 0
                                    

Selam Güzel okuyucularım 😍

Yeni bir bölümle karşınızdayım.

Lütfen vote ve yorum yapın. Yorumlarınıza göre devam edeceğim. Yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar 🌸


*
Burak ve ben o küçük müştemilatı terk edeli üç koca gün geçti. Ve ondan haber beklememizi söyledi. Sonrasında söylediği sözler hala kulaklarımda çınlıyordu.

"Mısra'nın başına gelen düğüm çözüldükten sonra Ne senin adını duymak ne de seni hayatımızın sonuna kadar görmek istemiyoruz. Bu yolun sonunu sonunu birbirimizden ayrı olduğunu bileceksin. "

Neden bu sözleri aklından çıkaramadığımı hala düşünüyorum. Belki bu kadar kafa yormam anlamsızdır. Lakin içimde bir yer bunun anlamsız olmasının dışında çok daha ciddi anlamlar taşıdığını söylüyor. Bu da beni daha önce hiç olmadığı kadar korkutuyor. Evet daha önce hiç olmadığı kadar.

Ne kızımı ne de eşimi, daha doğrusu kaybetme korkusunu iliklerime kadar yaşadığım herhangi bir zaman diliminde de. Hiçbirinde.... karşılaştıramayacağım ciddi boyutları olan bir durum içerisindeyim. Bunu şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum. Ama bunu anlamak gerçekten şu anda bana ızdıraptan başka ne kazandırıyor ki? Koca bir hiç. Tıpkı şu anda hayatımın olduğu gibi.

"Abi böyle boş oturmak yerine yerine artık ciddi araştırmalar yapmamız gerektiğini düşünüyorum." Burak'ın sözleriyle düşüncelerimden koptum.

" ne yani öyle mi düşünüyorsun? "Bana şaşkın şaşkın bakarken sözlerime devam ettim "gereken her yere haber saldım. Gerçek mısra bu mısra değilse yılan mısra'yı bulup bu düğümü çözeceğim. Ve sonrasında yapacaklarım ise yaptıklarımın yanında bir hiç olacak. Sen de göreceksin, bu kez insanlık namına geriye hiçbir şey kalmamış bir bulut yapacak bunu !"

Ben sözlerimin gerçekleşeceği o muazzam günü düşlerken telefonumun sesiyle irkildim. Ceketimin iç cebinden çıkardığım telefon da tanımadığım bir numara ile karşılaştım. Hiç düşünmeden yanıtladım. Çünkü şu süreçte hiç tahmin etmeyeceğim yerlerden de aranacağımı biliyorum.

"Alo?"

" benim kayra. Sana vereceğim adrese hemen gel."

Kayra'nın buyurgan sesi dişlerimi sıkmama sebep olsa bile şu anda bu durumu hak ettiğimi düşündüğüm için hiçbir şey diyemedim. Belki de demek istemedim.

"Tamam" deyip ayaklandım.

Bana merakla bakan Burak'a ise Kayra'nınsöylediklerini hızlıca aktardım. Toparlanıp mesaj attığı adrese doğru çıktık. Ben ve bir ordu kadar adamımla birlikte.

*

*

Utku ile aynı masada oturmak yıpranan sinirlerimi daha da zedelemekten başka bir işe yaramıyor ama buna mecburdum. düzeltmek zorunda olduğum hayat gibi. Utku, kayra, Burak ve ben. Dördümüz bir masada oturmuş güzel bir plan yapmak için kafa patlatıyorduk. Yani buluşmanın amacı buydu. oysa biz plan için kafa patlatmak yerine sanki birbirimizin kafalarını patlatmak ister gibi bakıyorduk. Bu beni şaşırtmıyor. Hiçbir şeyde şaşırtmayacak. Melankoliğe bağlamış olan zihnimden uzaklaşmak ister gibi silkelendim.

" pekala beyler, hepimizin tahmin ettiği gibi o gün Mısra'nın okulda neler yaşadığını öğrenmemiz gerekiyor. O gün bizim çıkış noktamız olacak. Bu bilgilerin bizi bir yerlere getireceğine neredeyse eminim" sözlerim üzerine hiç şaşırtmayacak Utku atladı.

" Sen bizim o günü hiç düşünmediğimizi mi sanıyorsun? Kamera kayıtlarını, telefon kayıtlarını hepsini inceledik. Sonunda ise İşe yaramayan bir kaç bilgiden başka hiçbir şey elde edemedik "

Utku'nun Mısra için bu kadar endişe duyması, bir şeyler için çabalaması takdire şayan ama mutlaka bir şeyler olmak zorundaydı hiçbir şey olmadan okuldan öfke ile ayrılması mantıklı değil.

" sana da saçma gelmiyor mu okuldan bu şekilde ayrılması. Tam olarak kayıtlarda ne gördünüz banada aktarmanı istiyorum" sözlerimden sonra işi çözmeye çalışan insanlar haline bürünüp kavgayı bir kenara bırakmıştık aslında.

" kayıtlarda okul kantininde yakın arkadaşıyla birlikte oturduğunu ve daha sonra masadan ayrılıp tuvalete gittiğini görüyoruz. Tuvalette normal bir süre boyunca oyalandıktan sonra apar topar okuldan ayrılıyor. ilginç olan tuvalete yakın arkadaşı geliyor onun arkasından hiçbir tuhaf davranış sergilemeden sakin bir şekilde oradan çıkıyor "

Utku'nun sözlerini bitirmesini beklerken aklımda uyuşmayan bazı yerler meydana geldi. Şu yakın arkadaş mevzusu birinci şüpheli. Konuyla birebir alakası olmasa bile muhakkak okuldan ayrılmasının bir sebebi olmalı. Nasıl yani bunu düşünmemişler miydi?

Aklımdaki soruları dile getirdim" peki siz okuldan çıkmasını yakın arkadaşıyla neden ilişkilendirmediniz?"

Sorumun yanıtı Kayra'dan geldi" tabii ki Sinemle görüştük. Olanlara en az bizim kadar şaşırdı hatta kız perişan oldu. aylarca Mısra'nın ziyaretine geldi. onun için bir şeyler yapmak için çabaladı. çoğu gece yanında kaldı. evet doğru şimdi hatırlıyorum.. Neredeyse hiç yalnız bırakmıyordu onu. tabi düşündüğün zaman artık gelmemesi ilginç. Başlangıçta ilginçti daha doğrusu. Şimdi düşündüğümüzde yıllarca hangi yakın arkadaş uyanmasını beklerki ? sonrasında oda vazgeçti doğal olarak tabi. Bir daha da onu görmedim herhangi bir haberde almadım hakkında."

Kayra'nın sözlerinde bende bir tuhaflık sezemedim ama bu aklımdaki tüm sorulara cevap değildi " o günü detaylı bir şekilde anlattı mı size?"

Utku tatsız bir şekilde cevap yanıt verdi" aslında bakarsan beni sevdiği pek söylenemez. Bu yüzden hep ters yanıtlar verdi bana."

Utku'nun cevabına bıyık altından gülerken sert bakışlarına maruz kaldım. Ortamın tekrar alevleneceğini fark eden Kayra ise hemen söze atladı " bana okuldaki bir hocasına hak etmediği notu verdiği için kızdığını, onunda sakinleştirmeye çalıştığını söyledi. daha da hiçbir şey bilmiyorum bunlarda gayet mantıklı cevaplardı. Çünkü sorguluyorsun sadece ben değilim. Poliste gereken tüm incelemeleri yaptı. suçlu sinem olsaydı poliste bunu fark ederdi muhakkak. Hem o sadece küçük liseli bir kızdı, onda ne kadar şüphelenebilirdik ki ?"

Kayra'nın sanki kendisini ikna etmeye çalışacaksınydı. Sanırım onu da şimdi fark ediyordu ve bunu kaldıramıyordu. Çünkü bir hukukçu olarak boşlukları bu kadar kolay doldurması o zamanki kendini sorgulamasına sebep oluyordu. Onun kendi ile başbaşa kalmasına izin verdim. Kafasını ellerinin arasına koyup masada iyice sessizleşti. Ve can alıcı soruyu sordu " neden onu bir kez daha sorgulamıyoruz? Bazen polisin de bir şeyler gözünden kaçabiliyor, değil mi?"


Evet neden tekrar sorgulamıyoruz onu. daha iyi bir işimiz yok, şu an için tabii...

*

*

Bir bölümün daha sonuna geldikkk.

Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.

Sevgiyle kalın 🌸

Zehirli ÖmürDonde viven las historias. Descúbrelo ahora