Haykırışlar

32.1K 2.5K 2.1K
                                    

Bu bölümde biir sürü sırlar açıklandı

Lütfen bol bol yorum yapın aşklarım

Sınır 2000 vote

2000yorum lütfen geçin sınırı

Instgramdan canlı yayın açacağım, gününü panomda yayınlarım. Gelirseniz çok mutlu olurum

Sizi seviyorum.

Kesitler için ınstagram: vianiec_wattpad

"Buyur İbrahim dayı. Geç içeri." dedi ve yarım açtığım kapıyı sonuna kadar araladı.

Saçlarına aklar düşmüştü, kafasının ön taraflarındaki kelleşme ise taşını belli etse de oldukça genç giyinmiş, yaşını bir nebze küçültebilmişti.

"Selamın aleyküm gelin kızım." Dedi ayakkabısını çıkarırken.

"Aleyküm selam."

"Demek Ömer'in anlata anlata bitiremediği Mahur'u sensin. Maşallah anlattığı kadar da temiz yüzlüsün kızım." Utançtan başımı hemen yere eğdim, birinin bana beğeni sözleri kurması alışık olduğum bir durum değildi. Tamam mahalledeki kocakarılar söylerlerdi ama bunu yabancı birinden duymak garibime gitmişti.

"Estağfurullah. Bende Allah'ın yarattığı aciz bir kulum." Elimi oturduğumuz odaya işaret edip buyur ettim. "Sofra ortadaydı. Buyurun lütfen. Kaynananıza seviyormuş." Deyip ufak bir tebessüm ettim.

Alay edercesine hafif bir kahkaha attı. "Beni ne kaynanam ne de o zalim kızı severdi." Gülerek söylese de gözlerindeki hayal kırıklığını an be an şahit olmuştum. Mavi gözleri anında öyle dolu dolu bakar olmuştu ki... Geçmiş zamanda yaşanmış olan bir şeyden bahsetmesi ise benim yüreğimi burktu. Belki karısı ölmüştü veyahut terk etmişti onu kim bilir belki de daha kötü bir şey olmuştu. Dilimi eşek arısı soksaydı da söylemeseydim öyle laf.

Yüreğinin yangınını yeniden başlatmasa, ona acılarını tekrar hatırlatmasaydım.

"Kusura bakma İbrahim amca." Dediğimde hemen lafımı kesti.

"Ne kusuru gelin kızım amma velakin bunu Ömer'den de rica etmiştim sağ olsun kırmadı beni şimdi de senden dileyeyim. Bana amca deme. Dayı de yaşlı görürsen ihtiyar de genç görürsen ağabey de... Ne dersen de ama amca deme." Bu takıntısının sebebi neydi bilmiyordum fakat o an kurcalamadan direkt kabul ettim.

"O zaman dayı diyeyim. Adın eniştemle aynı olunca birden ağzımdan amca diye çıkıverdi, eniştem babamdan sonra bana babalık eden adamdır." Hep beraber içeri adımlarken Ömer büyük adımlarla yanıma geldi ve beraber İbrahim dayıya yol gösterdik.

"Ana misafirimiz var. Gel hele." Dedi Ömer. Odaya girdiğimizde ise hem Gülay hem de Ülfet teyze ayağa kalkmıştı.

"Anam Ülfet, kız kardeşim Gülay." Dedi ailesini tanıtıp. Gülay misafirimize, "Hoş geldin amca öpeyim." Deyip eline uzandığı vakit İbrahim amca buna müsaade etmeden elini öptürmedi ve sadece el sıkıştılar.

"O kadar da yaşlanmadım kızım, elimi öpme hele. Daha onun zamanı var." Önce amca deme demişti ardından da elini öptürmemişti, bu adamın yaşıyla sorunu vardı herhalde.

"Buyur etmeyecek misin ana. Çekil hele önümüzden de sofraya geçelim, dışardaki çeşmeden elimizi yıkayıp geldik merak etmeyesin." Ülfet teyze sanki Ömer'i duymuyormuş gibi tam önlerinde donup kalmıştı.

"Ülfet teyze... Açlıktan tansiyonun mu düştü. Gel hadi sofraya oturalım." Kolundan tutup adeta donup kaldığı yerden aldım ve yer sofrasına oturtturdum.

AYKIŞLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin