37. Yabancı Ses

2.4K 216 119
                                    

Medya : Charlie'ye hayranım, yeni şarkısını da çok sevdim belki sizde seversiniz.

İyi okumalar :)

  °•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Adam bize gülümseyerek kanlı bıçağıyla gelirken arkadaşlarıma rezil olmanın bin kat daha iyi olacağını düşündüm.

  Bıçaktan akan kanlarda takılı kaldı gözlerim. Korkudan Alec'in kolunu daha da sıktım. Biz savaşçıydık, neler atlatmıştık ancak bana kalırsa tüm o yaratıklar insanların yanında iyi kalıyordu. Tamam çok da iyi kalmıyordu ama nedense bana daha korkunç geliyorlardı. Onlara karşı güçlerimizi kullanamadık çünkü.

"Şahit olduğunuz için üzgünüm. Son kez öpüşebilirsiniz."

Adam bir adam daha attığında Alec beni iyice arkasına çekti. O da korkuyordu, bana bir şey olacak diye korkuyordu, iliklerime kadar hissetmiştim bunu.

  Alec hiçbir şey demediğinde adam devam etti konuşmasına. Sakallarının ve bıyıklarının arasından sarı dişleri gözüküyordu.

"Ya da dur! Bir fikrim var, ben öpeyim seni. Ne de olsa çok güzel kadınsın. Ama karşı çıkarsan sonun onunkisi gibi olur benden demesi."

Bıçağıyla arkadaki kadını gösterdiğinde midem bir garip oldu. Ancak aklıma bir fikir geldi. Ani bir şekilde saldırırsak adam birimizi bıçaklayabilirdi, çok dikkatli bakıyordu bize. Beynimden fısıldadım Alec'e.

  "Bana güvenir misin? Aklıma bir şey geldi."

Bir süre ses gelmedi, ancak sonra onayladı.

"Sana her zaman güvenirim ama çok dikkatli ol."

  Alec'in onayını alır almaz pislik adama gülümseyerek bir adım yaklaştım.

"Aslında bakarsan asla o kız gibi olmak istemem, onun yerine beni öpmene izin veriyorum."

  İçimden kusarak, dışımdan gülümseyerek sözlerimden dolayı şaşırmış adama bir adım daha yaklaştım. Alec'i ve beni bu iğrenç yerden çıkartmak için içimdeki bütün cesareti kullandım.

  Adam şaşırdığı için bıçak tuttuğu eli üzerime doğrultmamıştı, tam tahmin ettiğim gibi. Yavaşça yaklaşırken birden elindeki bıçağı kaptım ve o sırada Alec aklımı okumuş gibi kilitli kapıyı açtı. Alec'in elinden tutup koşmaya başladım.

  Elimde katilin bıçağı, arkamda katil, yanımda Alec barda koşturuyorduk. Kapıya geldiğimizde ikimizde hemen asansöre fırladık. İçeri girdiğimde adam yetişememişti neyse ki.

  Kalbim küt küt atıyordu hâlâ. Elimde taşıdığım cinayet silahı yüzünden miydi, az önceki yaşadığımız korkunç şeyden miydi bilmiyordum. Sanırım ikisi yüzündendi. Alec de bıçağa bakıyordu çünkü bundan kurtulmamız gerekiyordu.

  Alec asansörde hemen kafenin olduğu kata bastı. İndik ve kocaman bahçesi olan kafeye girdik. Bir tane garson vardı, geç saatler olduğu için olmalıydı. Alec beni masaya yönlendirirken kendisi tuvalete gitti. Elindeki bıçağı alıp gitmişti ve galiba ne yapacağını tahmin etmiştim. Öyle de yaptı, bıçağı yıkadıktan sonra garsonun benim yanıma gelmesini bekledi, sonra da mutfağa girdi. Garsonu oyalamak lazımdı, en azından o bıçağı diğer yemek bıçaklarının arasına koyana kadar.

  "Selam, ben Alya."

Tuhaf yunanca aksanımla konuştuğumda çocuk güldü. Sarı saçlarını arkaya attı eliyle. Havaya girmişti muhtemelen ama hiçbir şeyden haberi yoktu salağın.

CANAVAR OKULUحيث تعيش القصص. اكتشف الآن