5.

15.1K 1.1K 199
                                    

- Efendim nefes alamıyorum, Biraz dinlenmemiz gerekiyor.

David in söylenmelerine kulak asmamıştım. Daha yeni yeni  ısınıyorduk ve o şimdiden mızmızlanmaya başlamıştı.

Tasma'yı (!) elinden bırakıp yol kenarına çöküp derin derin nefesler almaya başlaması ile sinirle hırladım.

Cidden işime engel olmaktan başka bir iş yapmıyordu şu an.  Zaten epey zaman harcamıştık...

-Onu Silverden önce bulmalıyız David. O adamdan hiç haz etmiyorum.

David aniden kafasını kaldırıp bana baktığı zaman ben de  durup  yüzüne baktım.  Yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla Bir şey düşünüyormuş gibi bir hali vardı.

Ya da bana laf sokmaya hazırlanıyordu.

Her ihtimal olabilirdi.

-Efendim, Silver sizi kıskanıyor, Sizce de kıskandığı çok açık değil mi?

Müzik bir şekilde kaşlarını çattığında, merakla kulaklarımı ve kuyruğumu oynatmaya başladım.

Ne demete çalışıyordu ki?

-Neden kıskansın David? Kıskanması saçma değil mi?

Kafasını iki yana sallayıp bana 'Ciddi misin sen' bakışları atmaya başladı.

-Daha çok sizin evliliğinizi haz edemiyor gibi. Onu demek istiyorum, yüzünün şeklini görmediniz mi?

-David bu konu burada konuşulacak bir konu değil. Sana emrediyorum yeter bu kadar, kalk yerden!

-Efendim, Siz kaçıyorsunuz. Bunları görmezden gelemezsiniz.

-Benim bir şeyden kaçtığım falan yok. Boş beleş hayaller kuruyorsun. Kalk hemen yoksa fena olacak, ısırırım bak.

-her neyse  tamam susuyorum.

≈≈≈≈≈≈≈

Genç adam gözlerini açtığında hava kararıyordu. Oturduğu yere daha çok yayıldı. Böyle olmaktan nefret ediyordu, bir şeylerden kaçmaktan özellikle.

Çevresi tarafından dışlanan birini evlendiği kocası mı sevecekti?  Bu olay tam bir saçmalık olurdu. Ya da klişe? Hayat zaten klişelerden ibaretti.

Gerçi asıl saçmalık olan evlenmesiydi. Ama eli kolu bağlanmıştı, evlerini sarayda ki adamlar basınca öleceğini düşünmüştü. Bir yandan seviniyordu bu dünyadan kurtuluyordu. Ama beklentisi hiç öyle olmamıştı. Öleceği yerde evlendirilmişti.

Belki de evliliği boyunca yavaş yavaş ölecekti kim bilebilirdi ki? Her şeye hazırlıklı olmak lazımdı...

Oturduğu yerden sırtını dikleştirdi. Eve dönmesi gerekiyordu ama bir yanı da o insanların yanına gitmek istemiyordu. Gidince Daniel'in   kıyameti koparacaktı. Belki de bu onun için bir son olurdu? Belki de gittiğini kimse fark etmemişti kim bilebilirdi? Ama saraydan ayrılalı epey bir zaman geçmişti, Kimi kandırıyordu ki?

Kocası yakışıklı olabilirdi ama, taş kalpli ve acımasız bir adamdı. Kendinden başkasını düşünmeyen bir kişiliği vardı. İşte insanlar bu huylarını bilmediği için kocasını dünyanın en iyi insanı (!) olarak görüyorlardı.

Ya da yakışıklılığın, tipin her şeyi çözeceğini...

Genç adam başını iki yana sallamıştı, şimdi bunları düşünüp moralini bozmaması gerekirdi. Hoş mezarlıkta oturan bir kişinin morali nasıl düzgün olabilirdi ki?

Gerçi, kaybolduğu gerçeğini düşündükçe ağlayası geliyordu. Alt tarafı etrafı kısa zamanlı kontrol edecekti.  (Gezecekti) Kaybolacağını hiç hesaba katmamıştı...

Şimdi daha fazla işleri zora sokmadan ana yola çıkan bir yol bulmalıydı. Belki tanıdık birine denk gelirdi. Ya da olduğu yerde kalmalıydı...

Sinirle olduğu yere çöküp başını ellerinin arasına alıp ofladı. Hayatı boyunca birilerine muhtaç yaşamıştı. Bu durum  sinirlerini alt üst ediyordu.

≈≈≈≈≈≈

- David beni bırak, İnsan halime dönüşmeme az kaldı. Seninle mezarlıkta buluşalım. Ayrıca diğer adamlara haber ver saraya dönsünler biz devam edeceğiz.

-Pekala efendim, siz nasıl isterseniz öyle olsun.

Trip attığını umursamadan David' in yanından çalılıklara doğru yürümeye başlamıştım. Onu kırdığımı biliyordum ama o da beni sözleriyle yaralıyordu. Ben kıskanç bir adamdım.

Bunu biliyordu ve bu yoldan beni etkisiz eleman ya da haksız durumuna düşürmeye çalışıyordu...

Yeterince uzaklaştığım da çimlere oturmuştum. Derin bir nefes alıp etrafı dinlemeye başladım.

Konuşma seslerini işitmem saniyemi almıştı. Hadi ama bir insanın hala bu saatte ormanda ne işi olabilirdi ki ?

Merakıma yenik düşüp, oturduğum yerden kalktım. Konuşma seslerini takip etmeye başladım...

-İçim acıyor dostum, Benim istediğim çocuğa sahip ve ona istediği gibi dokunuyor.

Bu ses tabi ki silver'e aitti. Bu adamın evi yok muydu  ki? Hâlâ ormanda pinekliyordu. 

Daha çok yaklaşmıştım, kimden bahsettiklerini deli gibi merak ediyordum tabii ki de.

-Üzülmeyin lordum. Size hayır demeyecek birini tanımıyorum. Sizi fark ettiğinde size asla hayır demeyecektir. Artık O'nunla evlenmemeniz için hiçbir neden yok. Önünüz açıldı lordum.

- 4 sene stross. 4 senedir beni fark etmesini umuyorum. Yemin töreninde peşinde dolaştım ama o bana yüz vermedi . O çoktan kapıldı, Ama alacağım onu.

Kimden bahsettiklerini hala anlamasam da  orada dikilmeye devam ediyordum. Silver in konuşurken sesi titriyordu. Sahi onun sesini  bu kadar titrettirecek bu kişi  kimdi?

Biraz daha burada dikelmeye devam edersem yakalanmam an meselesiydi...

*****

Kurt Prens / bxb  (Mpreg) ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin