49.BÖLÜM

3.1K 135 20
                                    

Aslı bağırdıkça sesi eko yapıyordu. Bende onun oyununa uyup bağırarak "Seni seviyorum bahar kokulum. Sana deliler gibi aşığım" diyerek gökyüzüne, dağ, taşa, toprağa aşkımı haykırdım...

Ömer

Atalay...

Hayat o kadar garipki. Üzerinden seneler geçse de karşımda onu görünce o anlara geri dönmüş gibi olmuştum resmen. Ellerim yumruk şeklinde aşağıya sarkıtmış sadece öylece ona bakıyordum. Yıllar önce beni en yakın arkadaşımla aldatan yetmezmiş gibi bir de evlenen bir zamanlar sevdiğim kadın Buse...

Bana doğru gelmeye başladı. Utanmadan hala bana bakabilecek yüzü kendisinde bulabilen, yüzsüzün önde gideni.

Buse "Atalay!!"...

Adımı ağzına almasını bile istemiyordum. Bir zamanlar aşkla bana adımı söyleyen kadının sesi şimdi kulaklarıma işkence gibi geliyordu. Tam bana doğru kolunu uzatacağı zaman elimi havaya kaldırıp durdurdum onu. Sakın!! Sakın bir daha benimle konuşma. Sen hangi yüzle gelip benimle konuşabiliyorsun"dedim. Daha sonra aşağılar gibi yüzüne bakıp "Gerçi sende yüz olmadığını unutmuşum kusura bakma" dedim.

Buse üzgün gözlerle bana bakmıştı. Ama onun ne üzülmesi ne de ağlaması zerre kadar beni ilgilendirmiyor artık. Artık nefes alamayacağımı hissettiğim için kimseyi umursamadan oradan ayrılmak istedim. Herkes bana bakıyordu. Ama şu an kimseye bir şey açıklayacak durumda değildim. Ömere baktığımda beni anlamış sadece kafasıyla beni onaylamıştı.

Mekandan çıkar çıkmaz kendimi yolu karşısına attım. Mekan sahil kenarında olduğu için şükrediyordum. Sahil boyu ellerim ceplerimde yürüdüm. Eskiyi düşündüm o zamanlar yaşadığım yıkımı düşündüm. Şimdi ise yani denizle yaşadıklarımdan sonra artık canımın yanmadığını aksine hiç olmadığım kadar mutlu olduğumu hissettim. Aslında buseyi bir anda karşımda görünce eskiler aklıma gelmişti. Ona karşı duygusal anlamda hiçbir şey hissetmediğimi anladım. Çok önceleri düşünürdüm acaba karşıma tekrar çıksa ne yaparım? Hala ona karşı aynı duyguları besler miyim? Diye. Ama anladımki ben onu yıllar önce aklımda da kalbimde de zaten bitirmişim...

Ruhumdaki rahatlamayla birlikte kendimi boş bir bankın üzerine bıraktım. Kuşlar kadar hafiflemişti yüreğim. Aslında ben yıllarca bu anın gelmesini üzerimdeki koca yükün kalkmasını beklemişim. Şükürki bu yüktende kurtulmuştum. Artık rahatlıkla önüme bakabilirdim.

Ne kadar süre orada oturdum bilemesemde omuzlarıma konan kabanla birlikte irkilip kimin bıraktığına baktım. Deniz!! Hiçbir şey demenden sadece bana baktı ve başını omuzuma yasladı. Bende hiçbir şey demeden kolumu omuzuna atıp sıkıca gögüsüme çektim. Başının üzerini koklayıp öptükten sonra başımı denize yaslayıp karşımdaki denizi izlemeye başladım. İkimizde bir süre ses etmeden sadece denizin dalga seslerini dinledik.

Artık denize bir açıklama borcum olduğunu bildiğim için geçmişi anlatmak istemesemde boğazımı temizleyip yavaşça anlatmaya başladım...

Buse ile üniversite yıllarında tanışmıştık. Daha önce sana azda olsa anlatmıştım Biliyorsun"dedim. Deniz bana bakmadan sadece başını sallayıp onayladı beni.

İlk zamanlar arkadaş olarak sohbet, muhabbet derken ilişkimiz arkadaşlıktan sevgili boyutuna geçti. Enginle buseden önce tanışmıştık. Çok iyi dosttuk. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Nereye gitsek Engini de çağırırdık. Buseyle iyi anlaşıyor diye mutlu olurdum. Tabi böyle olacağını bilsem diyip bir süre bekleyip tekrar devam ettim. O sıralar babam rahatsızlanmıştı. İşlerle ben ilgilenmek zorunda kalmıştım. Tabi hal böyle olunca buseye zaman ayıramamıştım. Bir süre bu şekilde devam ettik. Ama hissediyordum Busedeki değişimi. Neyse babam iyi olunca bende okuluma kaldığım yerden devam etmeye çalıştım. E yokluğumda dersler birikmişti. Bir yandan onlarla bir yandan da buseyle ilgilenmeye çalışıyordum. Ama buse hep bir şikayetci hep bir mutsuzdu.

ASLI TUTULMASI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin