28. Bölüm| Yine Yazı Bekleriz

424 44 20
                                    

Bölümler çok uzun oldu özür dilerim ama seveceğinize eminim bundan sonraki bölümleri.💫

*

"Anlamaya çalışsam da hala bir gizemsin!" Kumandayı alıp koltuğun üzerine çıktım. "Bazen yakınsın, bazense çok uzak!"

Elimde kumandayla diğer koltuğa atladım ve tekrar mikrofonumu -kumandayı- dudaklarıma yaklaştırdım. "Sırrını bilmek isterdim, kalbine ulaşmanın. Yalnız hissetmekten bıktım!"

Evde yalnız olduğum için rahat hareket edebiliyordum. Buse olsaydı mutlaka beni terlikle kovalardı. Ama odamdan çıktığım için ilk önce alkışlardı. Çünkü 2 haftadır doğru düzgün odamdan çıkmıyordum.

"Bulutlarda gezerken bir bakmışsın yerlerdeyim! Duygularımla oynama çıldırmanın eşiğindeyim!" Başımı saçlarıma bir o tarafa bir bu tarafa savurdum. Televizyonda açık olan Winx'n 4. Sezonun en iyi şarkısı çalıyordu ve ben bu şarkıya eşlik edemeden duramıyordum.

"Kollarını bana sar ve sevdiğini söyle, yoksa uzun sürmez böyle!" Bağırarak nakarata giriş yaptım.

"Hüzünlü günlere son verdim! Üzgünüm demek için çok geç! Önümde koskoca mutlu bir hayat var!" mikronofumu diğer koltuğa fırlatıp kendim de aşağı zıpladım. Kendi kendime vücudumu hareket ettirerek dans etmeye başladım.

"İşte bu yüzden gidiyorum, taş kalpli birini kim sever? Hazırım maceraya kendimle baş başa, yıldızlarla parlamaya şimdi hoşçakaaal..."

Nefes nefese yerimde zıplarken kapının çalması dikkatimi dağıtmış ve tek ayağımın üzerindeyken yeri boylamama neden olmuştu.

Acıyla inlerken dirseğimin acısından dolayı elimle ovuşturarak yerden kalktım.

Zil tekrar çaldığında oflayarak yerimden kalktım ve kapıya doğru ayaklarımı sürüye sürüye ilerledim.

Kapıyı açtığım gibi elinde poşetlerle içeriye giren Buse, omzuma ayı gibi çarpıp geçmişti.

"Yavaş be! Omzumu söktün!"

"Asıl sana yavaş, Winx mi izliyorsun sen?"

Kapıyı kapatıp omuzlarımı silktim.

"Odandan çıkmayı başarabilmişsin?"

Önünden kambur bir şekilde ilerledim ve televizyonun karşısındaki koltuğa yayvan bir şekilde oturup teneke kolamı şarapmış gibi Buse'ye doğru salladım.

"Adamım çok gerginsin, biraz gevşe ve anı yaşa..." Gülüp başımı koltuğun arkasına yasladım.

Kolayla sarhoş gibi davranan tek aptal ben olabilirim.

"Geri zekalı."

Uzaklaşan adım seslerini duyduğumda hızla başımı kaldırdım ve mutfağa poşetlerle ilerleyen Buse'nin arkasından koştum.

"Biraderim bana yiyecek bir şeyler aldın mı?"

Hemen poşetlerin ağzını kapatan buse kaşlarını sinirle çattı. "Yok sana bir şey, git odanı toparla önce."

Gözlerimi devirip poşete uzanacakken Buse elime vurmuş ve geri çekmemi sağlamıştı.

"Ya Buse ya!.."

En sonunda pes ederek odama girmiştim.

Kendime gelmek ve bu birkaç(!) haftanın acısını çıkarmam için güzel bir temizlik yapmam gerekiyordu.

*

Kafamı yasladığım sıradan başımı kaldırdım ve hala anlatmakta olan hocaya boş bir bakış fırlattım.

mo chuisle / textingWhere stories live. Discover now