8. Bölüm~

454 32 5
                                    


Koridordaki uğultunun birden kesilmesiyle herkesin bakışları aynı tarafa döndü. Kim Jongin'e, okulun yakışıklı erkeğine. Ama bu sefer bir farklılık vardı yüzünde. Kaşlarının üstündeki geniş alnını kaplayan siyah saçlar yerine dikkatleri üzerine toplayacak kadar çekici sarı saçlar...

Uzun gür saçlarını eliyle arkaya doğru savururken tek kişiyi aradı heyecanlı gözleri. Do Kyungsoo. Evet onun görmesiydi şu an tek istediği. Sebebini söylemesine gerek yoktu değil mi? Her şey açıktı fakat hala kendine açıklayamamıştı işte.

Umudunu yitirirken koridorun diğer başında küçük adımlarıyla yürüyen genci gördü. Tekti bu sefer, yanında o çakma sarışın Lee Taemin yoktu. Bu bir anlık onu sevindirse de önüne bile bakmadan direkt sınıfa girmesi şaşırtmıştı. Görmezden mi geldi? Yoksa gerçekten görmedi mi?

____

Kyungsoo sabah Taemin'in mesajı ile güne başladı. İyi bir arkadaştı, samimi ve iyimser. Dün sabah okulda karşılaşmışlardı fakat bu sefer evden erken çıktı, karşılaşmamak için değil de.. Belki Kai'ı görebilirdi. Taemin varken genelde yanından bile geçmiyorlardı çünkü.

Sebebi yoktu, hisleri yönlendiriyordu onu. Deli gibi Jongin'i görmek istemesi saçmaydı değil mi? Üç gün önce gözyaşlarını akıtan biri için miydi tüm bunlar..

Okulun bahçesine girdiğinde ayakkabısının bağcığını bağlamak için bulduğu ilk banka ayağını koydu. Daha sonra o bankın ona ne hatırlattığını anlayınca bir süre baktı oraya, yaşadığı şeyler geldi gözünün önüne. İlk karşılaşma. İlk onun tarafından azarlanma.

Duyduğu tanıdık sesle hemen yanındaki büyük kavak ağacının gövdesine saklandı. Sesler yakınlaşırken heyecanı bir o kadar artmıştı. İçinden bu tarafa gelmemesi için dua ederken tanrıya yalvarıyordu. Gözlerini sıkıca kapatıp istemsizce dudağını ısırıyordu, baekhyun'ın elini omzunda hissettiğinde derin bir oh çekti.

"Ne yapıyorsun sen burada?"

"Ha şey hiiç öyle ağacı inceliyorum"

"Ne"

"Imm proje! Proje ödevim için"

"Anladım.. Hadi çıkalım yukarıya"

Çaktırmadan etrafa baktı önce, bakışları kısa sürede aradığını bulmuştu. Okul binasının giriş kapısında duran, elleri cebinde uzun sarı saçlı Kim Jongin'i. Sanki filmlerdeki gibi ağır çekimde saçlarıyla uğraşması Do Kyungsoo'nun yutkunmasına sebep olurken bir an olsun gözünü ayırmadı.

Nefret etmesi gerekirken kendini rüzgarına kaptırıp kapılmaktan korkuyordu. Yakışıklı ve çekici olması tamamen sinir bozucuyken sarışın hali de neydi? Neden ona bakarken dünyayla iletişimi kopuyordu ki? Normal insan işte.

Ya Jongin rüzgarına çoktan kapıldıysa..

Baekhyun, büyülenmiş yüz ifadesiyle karşıya bakan Kyungsoo'yu farkedince konuşmasını durdurdu. Evet tam 16 saniyedir aralıksız Chanyeol'ü gömüyordu fakat küçük olan sanki farklı gezegenlerde keşfe çıkmıştı.

"Hey! Sana diyorum Soo"

"Burda mısın?"

"Soo"

Seslenmeleri nihayet bir sonuca ulaştığında hâlâ Jongin'e odaklı olan Kyungsoo tepki verdi.

"Ha?"

"Burada mısın diyorum"

Öksürdü önce. "Burdayım evet ne oldu?"

"Güzel hadi gidelim o zaman"

Baekhyun üstünde durmadı, yürümeye başladıklarında tekrar kapıya ilişti gözleri küçük olanın. Girmişti içeri, yoktu orada. Şimdi tüm okul onu mu izliyordu ki acaba? Kızlar da var mıdır? Tabi vardır.. Tüm gözler üzerindedir. Övgüler alıyordur herkesten büyük ihtimal hatta..

KAİSOO TALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin