4

683 51 2
                                    

Halk Üniversitesi

Genç Fin aydınları, Snelman'ın çevresine toplanmışlardı. Bu gruba azar azar, ama sürekli yeni kültür mimarları katılıyor­du. Snelman grubunu, Helsingfors Üniversitesi'nin genç profesörleri, en uç köylerdeki öğretmenler, oldukça aydın tüccarlar, fabrikatörler, özel sektörde hizmet veren doktor­lar, memurlar ve avukatlar oluşturuyordu. Bu dinamik beyin gücü, yavaş yavaş Finlandiya'nın her köşesine etki etmişti. Bu amaçla çalışanlardan hiçbiri bunu kesinlikle şöhret olmak amacıyla yapmıyordu.

Bu grubun çalışması diğer eğitim ve kültür kuruluşlarında olduğu gibi sırf kâğıt üstünde kalmaktan çok uzaktı. Burada herkes çalışıyordu ve kelimenin tam anlamıyla herkes birer kültür misyoneriydi. Bu gruba mensup olan her kişi, inatla, ilhamla çalışıyor, bu gayretlerinde özel iş ve çıkar gütmeyi ak­lına bile getirmiyordu.

Bunlar okunmuş ve eski kitapları toplayarak içlerinden yıpranmamış olanları seçiyor, gezici bir kütüphane oluştura­rak köy köy dolaşıyorlardı. Bir süre o yerde kaldıktan sonra bir başka kasaba veya köye gidiyorlardı. Önceleri iki-üç haf­tada bir, sonralarıysa her pazar, halka yönelik, sağlıkla, edebi­yatla, ekonomiyle ve ahlâkla ilgili konularda sohbetler dü­zenliyorlardı.

Bu işe kendini adamış hatipleri ve öğretmenleri seçerek, ülkenin her tarafına gönderiyorlardı. Böylelikle özel bir Halk Üniversitesi kurulmuştu ve bu üniversitenin profesörleri de iyi birer konuşmacı olan gezgin gençlerdi. Bu genç profesör­ler, halkı çeşitli konularda bilgilendirerek en uyuşuk ruhları bile uyandırıyorlardı.

Bu konferansları dinleyenlerde daha çok bilgi öğrenmek, ülkenin herhangi bir şekilde ilerlemesine ve yükselmesine hizmet etmek arzusu uyanıyordu.

Önceleri kimi zenginler ölmeden önce servetlerini kiliseye veya hayır kuruluşlarına bağışlıyorlardı. Halk arasında aydın­lanma ve aydınlatma hareketleri yaygınlaştıkça eğitim için büyük vakıflar kurulmaya başlandı. Ülkenin çeşitli yerlerinde­ki varlıklı aileler evlerini kütüphane, konferans salonu veya halka ait eğlence yeri olması niyetiyle halka bağışlıyorlardı.

Bu anlamda daha birçok saf insancıl davranışlara ve çaba­lara rastlanıyordu. Tanınmış gezici profesörlerin sohbetlerin­den, bu aydınlatmalarından son derece memnun olan köylü­ler, ellerinde bulunan tereyağı, bal, yumurta, dokuma kilim ve el oyalarını profesörlere vererek ailelerine götürmelerini is­tiyorlardı.

_ Sizler bizi aydınlatmak, bilgilendirmek için köylerimize kadar zahmet edip geliyorsunuz. Müsaade ediniz de biz de sizlere elimizden geldiğince karşılık vermiş olalım. Sizin biz­lere öğrettiğiniz yararlı bilgilere ve sağladığınız mutluluklara oranla çok küçük şeylerdir ama lütfen kabul edin, diyorlardı.

Halk Üniversitesi'nin 25. Yıldönümü Dolayısıyla
Reçel Kralı Jarvinen'in
Yaptığı Konuşma

Halk Üniversitesi'nin birçok zorlukları aşarak 25 yıl bo­yunca yaptığı hizmetlerden sonra Snelman'ın yaşadığı "Kuopio" şehrinde millî bir bayram düzenlenmişti.

Tören sonunda ülkede "Reçel Kralı" diye tanınan Jarvinen söz alarak, bir saatten fazla süren bir konuşma yaptı.

Davetliler birçok konuşma dinleyerek yorgun düştükleri hâlde Jarvinen'in konuşmasını ilgi ve dikkatle dinlediler.

Jarvinen konuşmasına şu sözlerle başladı:

_ Ben bir zamanlar yoksul ve sıradan bir satıcıydım. Ço­cukken bir sepet içinde simit satardım. Daha sonra çarşıda küçük bir dükkân açıp şekerlemeler satmaya başladım. Büyük tüccarlar bana güvenirler ve dilediğim kadar, şekerleme, kura­biye ve kuruyemiş verirlerdi. Ben de bunları satarak borçları­mı günü gününe öderdim. Bundan dolayı beni severler ve ileride daha büyük bir dükkân açabilmem için bana yardım edeceklerini vadederek teşvik ederlerdi.

Beyaz Zambaklar ÜlkesindeWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu