3.BÖLÜM

305 57 3
                                    

Burcu alarmın sesiyle yatağından kalktı, dün akşam sevgilisi Alp'le beraberdi ilişkisini sadece annesi biliyordu, zaten annesi olmazsa bu hayatta yaşayamazdı, babası Duygu ablası evlenip şehir dışında yaşamaya başladıktan sonra sert bir adama dönüşmüştü her şeye bağırıp çağırıyordu, ama annesinin babasına olan saplantılı bir aşkı vardı.  Burcuda ikisinin arasında kalmaktan tükenmişti artık o da kaçmak istiyordu bu evden ama annesi vardı. Bugün cumartesi olduğu için  Bale kursuna gitmesi gerekiyordu, çünkü minik öğrencileri Burcu'yu bekliyordu hemen odasındaki banyoya girdi yüzünü yıkadı ve hafif tonda makyajını yapmaya başladı kısa sürede işini bitirdi ve  banyodan çıktı odasındaki dolabına doğru gitti, üzerine beyaz askılı üst, uzun kot tulumunu giyinmeye başladı saçını da tarakla taradı ve açık bıraktı sonra büyük çantasını aldı Bale kursunda  giyinmesi için siyah taytını, beyaz tişört ve bale ayakkabısını içine koydu işi bitince çantasını aldı ve aşağı indi annesi ve babası kahvaltı masasındaydı hemen annesinin yanağından öpüp masaya doğru oturdu kahvaltısını yapmaya başladı.

"İyi misin sen?" dedi Burcunun yüzüne bakmayarak konuştu babası.

Burcu annesine baktı, babasına niye açıklama yapmıştı ki, babası sanki çok merak ederdi.                                                                      
"Dün akşam başın ağrıyordu ya erkenden uyudun. " dedi annesi.
                                                                                                                                                                                                "Baba lütfen zorla konuştuğunu biliyorum. Merak etseydin beni değil Duygu ablamı merak ederdin o kız neler yaşadı yanında oldun mu bir kere, ayrıca şu torunlarına verdiğin değeri biraz bize verseydin Duygu ablam uzağa gitmez, ağabeyde hemen evlenip kaçmazdı senden,  ablam hep senden bir telefon bekledi."

Duygu, Asaf beyin eski eşinin çocuğuydu, eski eşi öldüğünde Duygu daha 5 yaşındaydı, Barış da o zamanlar 3 yaşındaydı, Muğla'da bir otellin resepsiyonunda çalışıyordu Duygu, kocası Mert ise avukattı kızları Ela 8 yaşında, oğlu Eren 6 aylıktı en son, Eren yeni doğduğunda görüşmüşlerdi. Asaf bey kızının evlenip şehir dışına gitmesiyle kızına küsmüştü.

"Burcu bana ondan bahsetme benim öyle bir kızım yok." diye kükredi

"Senin öyle bir kızın yok dimi baba ama ablam var ya ablam  senin olmayan kızın her konuştuğumda seni soruyor bana, sırf senin kurallarına uymadığı için başka bir şehirde yaşadığı için gitti benim ablam ağabeyde senin şu meşhur şirketine geçmediği için gitti bir ben kaldım annem olmazsa bir dakika bile durmam bu evde." konuştukça  gözyaşları doluyordu Burcunun.

Asaf bey sinirlenerek okuduğu gazeteyi yere attı ve gitti.

"Burcum gel buraya" annesi kollarını açıp Burcuyu sarmaladı.

"Annem döktüm yine zehirlimi ama içimde kalmıştı" gülümseyerek  annesine baktı Burcu.

"Ben bir türlü seni yumuşatamadım kızım. "dedi annesi.

"Of anne benim yapım böyle ne yapalım bu arada anne bugün ağabeyime gideceğim Deniz'i özledim."

"Burcu, ağabeylerin orası biraz karışık kızım Bahar kardeşini buldu."

"Yok artık anne kayıp kardeş Bahar abla şimdi nasıldır? hemen kurstan sonra gideceğim ben anne."

Burcu annesinin cevap vermesini beklemeden çantasını aldı ve dışarı çıktı. Bale kursu evinin yakınında olduğu için bisikletiyle gitmeyi tercih etti, bahçeye koyduğu bisikletini aldı ve sepetini açtı şapkası içindeydi, hemen şapkayı aldı ve başına taktı, çantasını da sepete koydu ve bisikletine bindi iki sokak aşağısındaki Bale kursuna doğru yol aldı, kısa sürede kursa geldi içeri girer girmez Nil onu karşıladı.

Bir Avuç DenizTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang