0.2

128 23 4
                                    

13 yıl sonra...

"Genç yazarın cesedi 7 Temmuz sabahı, saat 07.30 sularında tam bu noktada kıyıya vurmuş olarak bulundu. Cesedi bulan I.E. birkaç gündür haber alamadığı yazarla görüşmek üzere evine geldiğini ancak kıyıdaki cesediyle karşılaştığını ifade etti. Yazarın intihar ettiğinden şüphelenilse de asıl sonucu otopsi raporu belirleyecek."

Kerem izlediği 2007 yılına ait haber kesitinin ardından tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Yıllar önce, oturduğu yerin birkaç adım ötesinde her ne kadar o tanımıyor olsa da ünlü bir yazarın cesedi bulunmuştu. Kucağında o yazara ait bir kitapla yanında oturan kumral, kısa, küt saçlı kıza baktı. Kendisinin aksine oldukça huzurlu görünüyordu. Hatta dudaklarında bir tebessüm vardı. Çilli yanakları, yaz günlerinde kumsala aykırı kalan beyazlıktaki teniyle fazlasıyla masum görünüyordu. O masum görüntüye aldanıp kıza laf attığına pişman olmuştu.

Telefonuna bakabilecek olmasına rağmen kıza "Bugün ayın kaçı?" diye sordu. Kendi gözleriyle görmektense başka birisinden işitmenin daha iyi olacağına inanmıştı.

"7 Temmuz 2020."

Kız yalnızca günü söylemek yerine tam tarihi söylediğinde Kerem, on dakika önce yazarı tanımıyor olmasına rağmen boğazındaki düğümlenme hissini güçlükle aştı.

"Ve saat yedi buçuk." dedi kız. Sabahın erken saatinde karşısına çıkarak kendisine laf atan genci vurguladığı sayılar aracılığıyla daha fazla ürkütmek istemişti.

Kerem huzursuzlanarak ayağa kalktı ve bir zamanlar siyah olan eski şortunun üzerinde kalan kumları silkeledi. Çenesini yukarı doğrultmuş; iri, gök mavisi gözleriyle kendisine bakan kıza tek kelime etmedi.

Sabahın köründe, denizin kayalık olması sebebiyle kumsalın pek tercih edilmeyen kısmında tek başına oturmuş kitap okuyan bu kız ilgisini çekmişti. Kız okuduğu kitabı bilip bilmediğini sormuş, bilmediğini öğrendiğinde ise kitabın yazarının tam olarak ayakta durduğu yerde ölü bulunduğunu söylemişti. Başta kızın sarkastik bir tip olduğunu, şaka yaptığını sanmıştı ama araştırınca görmüştü ki şaka yapmıyordu.

"Elimdeki kitap 7 Temmuz 2007'de yani yazarın öldüğü gün satışa sunuldu." dedi kız.

Kerem olduğu yerde huzursuzca kıpırdandı. Tamı tamına on üç yıl önce birinin cesedi birkaç adım ilerisinde bulunmuştu.

Kız "2006 yazında bu kumsalda tanıştığı bir kızla yaşadıklarını anlatıyor." diyerek konuşmaya devam etti.

"Tam kız işi desene."

Yüzünü buruşturarak "Romantizm." eklemesinde bulundu Kerem.

"Romantizmi hor gören erkeklerdensin demek." dedi kız gülerek. Kerem, gülünce gamzesi açığa çıkan kızdan bir anlığına etkilendi.

"Bana kalırsa bu dünyayı ayakta tutan romantikler. Dünyanın çirkin gerçeklerinden kaçıp sonsuza kadar saklanmak istediğimizde bize sevginin gücünü, kim bilir bir gün karşımıza çıkabilecek güzel günleri gösteriyorlar. En karanlık günde bile istersek çevremize ışık saçabileceğimize, karşısında korkup sindiğimiz o karanlığı aydınlatabileceğimize inanmamızı sağlıyorlar."

Kerem "Yalandan umut veriyorlar desene." diyerek burun kıvırsa da kızın gözlerinde parıldayan inançtan etkilenmişti. Bu yüzden kızın gözlerinin içine bakmaktan kaçarak denize karşı konuşmayı seçmişti.

"Kız üzülmüş olmalı."

Yazarın kitabında bahsettiği kızı kastediyordu. Neticede yazar genç yaşında ölüp gitmiş, kız geride kalmıştı. Yarım kalmış bir aşk kız için üzücü olmalıydı.

Cümlesinin çok havada kaldığını, anlaşılır olmadığını düşünüp tuhaf el hareketleri eşliğinde yeniden konuştu.

"Yani kitaptaki kız. Yazar için. Yazarın ölümüne."

Kız, çocuğun bir türlü toparlayamadığı kelimeler ve gülünç jestleri karşısında kıkırdamaktan kendini alıkoyamadı.

Kızın kıkırdamasıyla "Anladın işte." dedi Kerem huysuz bir tavırla.

"Kim bilir." karşılığını verdi kız.

Kerem, üstünde bir ceset hayal etmeden duramadığı kıyıdan gözlerini ayırdı ve "Gerçekten intihar mı etmiş?" diye sordu merakla.

Haberi anımsayınca dehşete kapılarak "Yoksa onu bulan kız mıydı?" sorusunu ekledi.

Kız kitabı çocuğa uzattı.

"Kendin öğren."

777KWhere stories live. Discover now