His heart is sick.'

4.3K 160 30
                                    

Ben ve Berkan adaya gidince ormana geçip kendi aramızda konuşmaya başlayınca yanımıza aycanda gelmişti.

"Nasıl seni yazarlar?"

"Baş kaldırdığım için. Hoşlarına gitmedim demek ki. Ben yarın gidersem sırada Berkan olacak."

"Lan sen gitme ben napacağım bunlarla."

"Benim elimdeydi salak."

"Cidden çok saçma bir hareketti."

"Oğlum sen cidden çok iyisin lan sen gitme."

Omuz silktiğimde berkan da omzuna vurmuştu.

"Umursar mısın biraz?"

"Ya ne ne yapacağım. Ben emek verdim kendim oldum diye beni yazdılar elimden bir şey gelmez ki. gidersem de dünyanın sonu değil. Dışarda bir hayatım var ve aslında bakarsak bunlardaki adaletsizliği gözlerine sokmak adına gitmek istemiyorum ama eğer gidersem de elimden bir şey gelmez. Dışarda beni bekleyen bir dünyam var zaten."

"Ya duygulandım."

Aycan gözlerini sildiğinde kaşlarımı çatsam da berkana bakmıştım. O da benden farklı değildi.

"Lan o değilde şuan nisanın ortalığı birbirine kattığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam."

"Ne alaka lan?"

"Oğlum o şuan bak barış dedi dersin herkesi nasıl örgütlemiştir biliyor musun? SMS'de birinci çıkarsam eğer Mert'in yüzünün morarmasını özellikle çıkınca izleyeceğim."

"Ulan çık SMS'de birinci döndüğümüzde yengeyi varya."

Berkan kafasını salladığında ben gülmeye başlamıştım.

"Kız arkadaşın cidden yapabilir mi?"

"Yani ben nisadan korkuyorum diyebilirim."

Berkan ve ben güldüğümüzde Aycanın bakışlarında ki anlamı anlayamıyordum. Barakalara gidip uyumuş sabahta bir röportaj vermek için kameranın karşısına geçmiştim.

"Aslında bakılırsa yaptıkları sadece biz bu dünyada ki en adaletsiz takımız demenin başka bir yoluydu. Gidersem hayırlısı olsun dışarda beni bekleyen bir dünyam var zaten. Kalırsam da hayırlısı olsun çünkü bende bazı şeyleri görüyorum yaptığım şey salağa yatmak değil sadece sessiz kalıp onlar gibi olmamak. Çünkü ben buradayım diye hiçbir zaman çizgimi bozmayacağım. Onları bilemem tabiki."

Röportajımı verip oyun alanına gelmiştik. Oyun çamur oyunuydu. Parkur güzeldi atışlar baskete benzediği için iyi olurdu Berkan ve benim açımdan.

"Evet arkadaşlar hoşgeldiniz. Akşama bir konsey var. Ünlülerin adasından biri veda edecek. Ve akşama bir konu daha konuşacağız Meryem'in sakatlığı hakkında. Oyun gördüğünüz gibi."

Ödül güzeldi akşama ciddi bir konsey vardı. Ve bu oyunu almamız gerekiyordu. İlk yarışa mert çıkmıştı. Ve kaybetmiş geldiğinde bile ilk oyundan hepimizi düşürmeye başlamıştı.

"Abi avantaja çıkmayınca yapamıyorum ya olmuyor."

"Avantaja çıkacak mısın diye sorduk sana."

"Parkuru tanımam lazım."

"Avantaj takımlar için önemli parkuru tanımak için çıkılmıyor yalnız."

"Parkuru sen tanıyacaksında ben tanımıyacak mıyım?"

"Ben tanımak için değil takımın sayısı için çıkıyorum."

The beauty of the night. ||NisBar||Where stories live. Discover now