12. Geliyorum

7.4K 878 652
                                    

Kitap kapaklarındaki minik değişimleri fark ediyorsunuz değil mi :33

Biri bana acilen hesabımın çok fazla tae oppacısı kokmadığını söylemeli!!!

Neyse, iyi okumalar!

Anne ve babam.

Yedi kişilik arkadaş grubumuzun ebeveynlerinin de oldukça köklü bir arkadaş grubu olduğunu söylemiş olmam gerekiyor. Onlar bizim kadar olmasa da oldukça erken yaşta kaynaşmış sekiz arkadaş. Evet, sekiz. Gruptaki herkes dışarıdan biri ile yuva kurarken annemle babam birbirlerini seçmişler, grup içerisinde gerçekleşen tek çift oluyorlar yani. İkisi de alfa.

Hem anne hem de babamın alfa oluşu, dürüst olmak gerekirse bir çocuk için pek de olumlu bir şey değildi. Alfa kadınlarının doğurganlık konusunda aşırı kötü olduklarını söylememe gerek yoktur, doğumları genelde ölümle sonuçlanır, ancak.. bingo, ben doğdum. Sayamayacağım kadar çok sağlık sorunu ile birlikte tabii ki.

Ebeveynlerim doğaları gereği pek de sevgi dolu ebeveynler olamadılar hiçbir zaman. Beni çok fazla severlerdi, onlar için bir mucizeydim ancak bir alfa için duyguları dışa aktarma olayı pek de sıcak karşılanmazdı. Söz konusu çocukları olsa dahi. Bir alfa daima katı olmalı denirdi çünkü alfaların düşmanları vardı. Eğer bir alfa, birine olan sevgisini dışarı aktarırsa bu düşmanlara fırsat demekti.

Anlayacağınız anne ve baba tarafından pek yüzüm gülmemişti. Yine de onları çokça severdim. Bana bir omega, en kötü ihtimal bir betanın şefkatini vermeye çalışmışlardı ancak maalesef ki başarılı oldukları söylenemezdi. Çok uğraştılar, hafife alınamayacak kadar çok. O ikisine hayrandım.

Yine de ben kızgınlık ateşinde kavrulurken onların İtalya'da film çekiyor olması koymuştu.

Ama dediğim gibi, onlar iyi insanlardı. İyi birer anne ve baba olabilmek adına çalışıyorlardı. Bu yüzden çekimlere bir ara vermiş, benim için Kore'ye dönmüşlerdi. Anne ve babam olduklarından, alfa dahi olsalar benim feromonlarımdan pek de etkilenmezlerdi. Şu an ihtiyacım olan şey kesinlikle o ikisinin sevgisiydi.

Bir de Taehyung'un penisi ama hadi bu ayrıntıyı geçelim...

Kızgınlığın üçüncü günü benim için elbette ki kabus gibi geçiyordu. İnanın, yatakta dönecek kadar bile gücüm yoktu. En azından uyurken rahat edeyim diyordum ancak Taehyung bir türlü salmıyordu, tek yaptığı şey bana yavşamaktı. Kirli konuşmak, beni tahrik etmeye çalışmak, bir yerlerimi ellemek vesaire... (Y.N: "Vesaire" birleşik yazılıyormuş amq)

Eğer ki ömrümdeki en kötü günleri sıralamamı isterseniz şu üçüncü kızgınlık günü rahat 1. sıraya otururdu, 2. sırada ikinci kızgınlık günüm vardı, 3. sıra ise Taehyung'un doğduğu gündeydi. Çok ağlamıştım o hastanede, yine de beni dinlememiş ve doğurmuştu Taehyung'u Bayan Kim...

Güzel anılar biriktirdim hep.

Yatmış olduğum yerde her dakika farklı bir pozisyona girerken küfürler savurmadan edemiyordum etrafıma. Acı o kadar fazlaydı ki ben hareket edemesem dahi ayak parmaklarım kıvrılıp duruyordu. Delirecek gibiydim. Parmaklarım sıkı sıkı önümdeki yastığa tutunmuştu, birkaç saniyede bir sıkıp bırakıyor ve acıyı unutmak adına çabalıyordum.

İçimde kaşınıp duran bir nokta vardı, sanki bir vursam rahatlatacak gibiydim. Bu yüzden ister istemez kalçamı yatağa bastırıyor, kendimi kasıyordum. Evde şu anda kimse yoktu, evet, ciddi anlamda kimse yoktu. İlk iki gün Yoongi ve Jin sürekli benimleydi, çünkü feromonlarım tahminlerinden çok daha hafifti, azıcık kimyasalla kolayca yanıma gelmişlerdi. Ancak bu üçüncü gün kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çok feromon salgılıyordum, bir türlü dairemden içeri girememişlerdi. Yani, tek başımaydım.

HatedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin