21. Bizim Nefretimiz [2/2]

6.2K 719 723
                                    

Hikayenin en önemli bölümlerinden birine hoş geldiniz alkışşş👏👏👏

Fazla uzatmadan gidiyorummm

İyi okumalarrr!!



Elimde bulunan havuçtan minik bir ısırık almışken, Yoonwoo Hyungun dedikleri kulaklarımda tekrar tekrar seslendirildi. Tekrar ve tekrar düşündüm, burada mühürlenme düşüncesini. Fazla kurcalamaya gerek yoktu, sonuç basitti, burada mühürlenmeyi deli gibi istiyordum.

Ancak yine de bir mühür için hazır hissetmediğim barizdi.

Beni yiyip bitiren kafa karışıklığı tam olarak çözülmemiş olsa da, birkaç gün öncesindeki halinden çok daha iyiydi. Onu ve tüm bu olanları yavaş yavaş kabulleniyordum, eskisi kadar korkutucu gelmiyordu artık. Yalnızca azıcık daha zaman gerekiyordu, her şey mükemmel olacaktı.

"Bence birlikte duş alabiliriz, zaman kaybetmemek açısından söylüyorum, su tasarrufu da önemli tabii..."

Gözlerimi devirdim ve havuçtan bir ısırık daha aldım, çiğneme seslerini bilerek fazla çıkartıyordum ki önerisini kesin bir dille ve alaycılıkla reddettiğimi daha iyi anlasın. Bıkkın, hayal kırıklığı ile dolu bir nefes verdi. "Hadi ama... Biz eşiz!"

"Hayır değiliz, sen Vita ile eşsin."

"Vita sensin!"

"Sence umurumda mı?"

Eskilerden gelen bir diyaloğu tekrarladığını fark ettiğinde elini hızla ağzına götürdü ve "Siktir ama," dedi şaşkınlıkla. "Resmen refleks olmuş!"

Kendime engel olamayıp seslice gülmeye başladım ancak sanırım bu büyük bir hataydı çünkü hala yutmamış olduğum havuç parçaları boğazıma kaçmış, boğulmaktan kıl payı kurtulmama sebep olmuştu. "Öleceksin yakında," diyerek birkaç kere sırtıma vurdu Taehyung, bunu o kadar sakin yapıyordu ki sanki tam puan alacağına emin olduğu bir sınavın doğrularını kontrol ediyordu. Kötülere bir şey olmaz, lafını benimsediği çok açıktı, ölsem bile dirilecek kadar yılan olduğumu düşünüyordu muhtemelen ki yanılmıyordu.

"Hadi birlikte duş alalım," dediğinde zar zor nefes alabilen halimle karnına dirseğimi geçirdim. Acı dolu bir sızlama bırakarak yüzünü buruşturmuş, benden uzaklaşmıştı. "Sen son zamanlarda ergenliğe yeni girmiş bir ergen gibi davranmaya başladın," dedim yüzümü buruşturarak. "İşin garip tarafı kendi ergenliğine ilk girdiğinde bile böyle azgın değildin, kendine gel."

"Ergenliğimi hatırlatma," diyerek dudaklarını büzdü. "O zaman dilimi benim için kocaman bir kara leke."

"Ah, neyi hatırlatmamam gerekiyor?" diye sorarak, yalancı bir merakla kaşlarımı havalandırdım, omuzlarımı kaldırıp indirdim. "Yoksa ilk mastürbasyon deneyimiminden mi bahsediyorsun? Hatırlarsan o gün de yanındaydım. Sana nasıl yapacağını ben öğretmiştim."

Sinirle inledi ve ağlak bir sesle "Hadi ama," dedi saçlarını çekiştirerek. "Dahil olmadığın veya burnunu sokmadığın bir ilkim var mı?"

"Sanırım yok," dedim yüzümdeki sinir bozucu gülümseme ile. "Gözlerini açtığında ilk gördüğün kişinin de ben olduğumu söylüyorlar. İlk öpücüğünü de ben çaldım, ilk kelimeni de, ilk küfrünü de bana etmiştin, ilk kavgan da benimle, ilk ambulans deneyiminde de seninle birlikteydik, ilk oyununu benimle oynadın, ilk ödevini benimle birlikte yaptın, ilk adımında da yanında ben vardım bu arada hatta çelme taktım..."

"Tamam, yeter," diyerek beni durdurdu ve gözlerini devirdi, böylece ben de sesli gülmeye başlamıştım tekrar. "Tüm ilklerini ben almışım, almaya da devam edeceğim. İlk ciddi filmini benimle birlikte çekeceksin, ilk seksin de benimle olacak, hatta ilk ölümüne de ben şahit olacağım..."

HatedDonde viven las historias. Descúbrelo ahora