1

2.9K 48 12
                                    

Nisa

Bu seferki çizim beni gerçekten zorlamıştı. Çizimini yapmamı istedikleri fotoğrafın kalitesi gerçekten kötüydü. Özellikle belirtmeme rağmen böyle kalitesiz fotoğraf yollamaları sinirimi bozdu fakat gerçekten iyi bir para alacaktım. Elimden geleni yaptım ve olabildiğinde güzel bir iş çıkartmaya çalıştım. İşim bittiğinde kalemlerimin uçlarını tekrar güzelce açtım, ortalığı toparladım ve çizimi sipariş eden kişiyi aradım. Klasik bir konuşma ardından çizimi bizzat kendisi gelip almak istediğini, kargoda zarar görmesinden korktuğunu söyledi. Kabul ettim ve üstümü giyinmeye gittim. Kısa bir tshirt ve şort giydikten sonra üzerime şortla aynı hizada örgü krem rengi bir hırka giydim. Benim için çok kıymetli bir hırkaydı bu... Aycan'ın annesi örmüştü kendi elleriyle. Çantamı ve çizimi alıp yola koyuldum. Bu sırada telefonum çaldı, Aycan arıyordu.
Nisa: Efendim kuzum?
Aycan: Napıyorsun diye merak ettim. Eve geliyorum, karnım çoook aç ve çok yorgunum. Yemek var mı? Eğer yoksa hiç yapmakla uğraşmak istemiyorum pizza falan alacağım.
Nisa: Evde yemek yok. Ben de bütün gün bir çizimle uğraştım. Sen zahmet etme, direkt eve geç. Ben çizimi teslim edip dönerken alırım bir şeyler. Zaten çok yakınım.
Aycan: Tamam güzelim, ben eve gidiyorum o zaman. Öptüm seni kocaman.
Nisa: Ben deeee.

Telefonu kapattım ve yürümeye devam ettim. Anlaştığımız yerde oturup çizimin sahibini bekledim. Birkaç dakika sonra yanıma doğru yaklaşan birini gördüğümde o olduğunu tahmin ettim ve ayağa kalktım.

"Merhaba. Sen Nisa olmalısın."

Nisa: Merhaba, evet ben Nisa. Adını hiç söylemediğin için nasıl hitap edeceğimi bilemiyorum. Adın neydi?

"Evrim. Çizimi alabilir miyim?"

Nisa: Tabii ki.

Resmi uzattım, koyduğum büyük dosyadan resmi çıkarttı ve baktı.

Nisa'nın yaptığı çizim

(Çizimin gerçek sahibinin instagram kullanıcı adı dogandas

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Çizimin gerçek sahibinin instagram kullanıcı adı dogandas.11_art)

Evrim: İnanmıyorum, gerçekten... Çok teşekkür ederim. Bu kadar güzel bir resim çıkartabileceğini düşünmüyordum. Onun da çok beğeneceğine eminim...

Nisa: Rica ederim, işim bu. Beğenmene çok sevindim. Umarım dediğin gibi o da çok beğenir.

Evrim: Bunu ona doğum günü hediyesi olarak vereceğim. Üstüne de... Üstüne de ona aşık olduğumu yazdığım bir not ile birlikte. Umarım, duygularımız karşılıklıdır. Umarım resmi beğenir demiyorum bile çünkü bunu beğenmeme ihtimali dahi yok.

Nisa: Her şeyin çok güzel olacağına eminim. İyi dileklerim seninle olacak. Şimdi gitmem gerekiyor, kendine çok dikkat et.

Evrim: Sen de.

Çizimi teslim ettikten sonra pizzacıya doğru yürümeye başladım. "Bu kız gerçekten çok samimi bir kıza benziyordu. Çizime gerçekten aşkla bakıyordu. Umarım her şey gönlünce olur." diye geçirdim içimden ve adımlarımı hızlandırdım. Aycan antrenmanlarda gerçekten çok yoruluyordu fakat bu işi çok seviyordu. Şu an açlıktan ölmek üzere olduğuna adım kadar emindim...

Aycan

Eve girmemle kendimi koltuğa fırlatmam bir olmuştu. Gerçekten yorgunluktan ve açlıktan ölmek üzereydim. Duş almam gerekiyordu fakat o gücü kendimde bulamıyordum. Kendi kendimi "Hadi, kalk banyoya. Böyle yatamazsın." diye gazlamaya çalışırken kapı çaldı. Nisa olduğunu biliyordum. Uçarak kapıyı açtım. Elindeki pizza kutularını görmemle gözlerimden kalp çıkması bir olmuştu.

Aycan: Sen benim biriciğimsinnn

Nisa: Kuzum sakin ol. Hepimize yetecek kadar aldım.

"Hepimize?" dememle yandan yeşil gözlü, uzun boylu bir çocuğun bana doğru bakması bir oldu.

Nisa: Evett, hepimize. Yolda Cemal'i gördüm. Tesadüfe bakar mısın? Hemen bize çağırdım. Sizi de ne zamandır tanıştıracağım bir türlü tanıştıramıyorum.

Aycan: Aa, Cemal bu mu? Çook memnun oldum. Senin hakkında senin kendinle ilgili bildiğinden çok şey biliyor olabilirim! Nisa hep senden bahsediyor.

Cemal: Ben de memnun oldum kuzum. Ben de senin hakkında çok şey biliyorum... Aslında İzmir'de yaşıyordum ve İstanbul'a geldiğim günlerde bir türlü seninle tanışmak nasip olmadı. Şimdiye kısmetmiş. İstanbul'a taşındım ben de!

Nisa: Hadi Cemo, içeri gir. Kapıda mı anlatacaksın taşınma sebebini?

dedi ve güldü. Nisa'yı öyle çok seviyordum ki... Hayatımda tanıdığım en içten kızdı. İçi dışı birdi. Birini seviyorsa çok severdi ve hep yanında olurdu, sevmiyorsa hep kaçar uzak dururdu. Kimseyi üzmek, kırmak istemezdi. O gülünce etrafa neşe saçılırdı. Bu hayatta benim için en kıymetli insanlardan biriydi.
Hep birlikte salona geçmiştik. Ben açlıktan öldüğüm için direkt pizzalara dalmıştım. Nisa bu duruma alışıktı fakat Cemal anlamayan gözlerle bana bakıyordu.

Cemal: Kuzum bu boğulucak. Bir şey desene
diyip güldü.

Nisa: Kız bütün gün yorgunluktan ölüyor Cemo'm. Hep böyle. Yemek görünce gözü dönüyor. Alış bu hallerine çünkü artık heeep beraberiz. Sen de anlat artık, neden taşındın İstanbul'a ?

Cemal: Kuzu beni biliyorsun. İzmir'e aşığım fakat sıkıldım artik. İzmir'den değil, oradaki yaşamımdan sıkıldım. Yeni insanlar istiyorum, yeni mekanlara çıkmak istiyorum. Ayrıca burda çok arkadaşım var. Çok özlüyorum herkesi. Burası bana iyi gelecek diye düşündüm. Geldim işte, hem evlerimiz de çok yakın.

dedikten sonra Nisa'nın yanaklarını sıktı. Peşinden bana dönüp burnumu sıkarak "Sen de yavaş ol minik civciv. Boğulacaksın vallahi." dedi.
"Bana bir şey olmaaaz." diye boğuk boğuk konuştum dolu ağzımla. Kocaman gülümseyerek yüzüme baktı.
Çok içten bir çocuktu. Nisa'nın anlattığı kadarıyla zaten çok iyi biri olduğunu biliyordum fakat yüzyüze tanışınca Nisa'nın anlattığı her şey ayrı bir anlam kazanmış gibiydi. Yüreğinin güzelliği yüzüne yansımış gibiydi. Hem çok erkeksi, hem de çok çocuksu bir yüzü vardı. Böyle bir insanla tanıştığım için çok mutluydum. Çok iyi anlaşacağımıza emindim.

Kim Bilir? (tamamlandı)Where stories live. Discover now