5

1K 28 9
                                    

Akşam olmuş, herkes uyanmış ve yemeklerini yiyip evlerine dağılmışlardı.

Yazarın ağzından

Akşam eve vardıklarında, Nisa ve Aycan kendini yataklarına atıp hemen uyumuşlardı. Ertesi gün Aycan'ın maçı, Nisa'nın ise dersi vardı.

Sercan, oturmuş düşünüyordu. Olanları, yeni insanları. Nisa'yı düşünüyordu. "Acaba..." diye geçirdi içinden. "Acaba o da beni düşünüyor mudur?" (Üzgünüm Sercan Yıldırım, Nisa fosur fosur uyuyor.)

Berkan, bu gece Lale'nin onda kalması için yalvarmıştı. Lale'nin ertesi gün okulu vardı fakat Berkan ona bırakacağını söylemişti. En sonunda bu kadar ısrara dayanamamış, kabul etmişti. Eve girer girmez Berkan, Lale'ye sımsıkı sarıldı. "Lale'm. İyi ki hayatımdasın..." diye fısıldadı. Sonra daha sıkı, daha sıkı, daha daha sıkı sarıldı. "Oğlum dur, boğulucam!" diye gülerek isyan etmişti Lale. Bu güzellik karşısında dayanamayan Berkan, Lale'nin dudaklarına dudaklarını bastırdı.

Cemal, evine gitmiş ve çoktan yatıp bir güzel uyumuştu.

Ertesi gün

Nisa

Gözlerimi açtığımda saat 07.34'tü. Zorla ayaklandım ve lavaboya yöneldim. Aslında dersim 11deydi fakat yüzme eğitmenliği çok zordu. Çok yoruluyordum ve bu yüzden oraya çok dinç gitmem gerekiyordu. Mutfağa gittim ve güzel bir kahvaltı hazırladım. Aycan'ın yanına gidip onu uyandırdım. Maç öncesi güzel bir kahvaltı yapması gerekiyordu. Yemek onun her şeyiydi. Büyük mutlulukla gözlerini açan Aycan, yemeği duyunca koşa koşa sofraya gitti. Beraber yemeğimizi yerken birden aklıma bir şey geldi.

Nisa: Aycan, kızım biz hepimiz tanıştık aynı evde kaldık ama numaralarımızı bile almadık?

Aycan: Aa evet. Ne bileyim ya. Dur bende herkesinki var bir grup açayım ordan kaydetsin herkes birbirini.

Aycan telefonuna yöneldi.
-----------------------------------------------------------
(Nisa'nın telefonu)
Grup adı : TAYFA

Civcivim (aycan) : Gençlerrr kaydedin bakalım birbirinizi

Kuzum (cemal) : İyi aklına geldi kuzu. Ben de dedim sabah Beko'ya bi yazayım ulan yazıyorum yazıyorum öyle biri kayıtlı değil.

0534*** : jsowndownd salak herif

Bu kimin numarası? : Nisa

0534*** : okeyy, herkes yazsın kim olduğunu. Ben Laleee.

0545*** : Sercan.

0535*** : Babakonuuuuz. Hadi olum kalkın lan herkes işine gücüne hadi.

Enerji bakanımız da konuştu. Ay hadi ben kaçar. Öpüldünüz. : Nisa

-----------------------------------------------------------
Dedikten sonra telefonu kapattım. Aycan'ı öpüp giyinmeye gittim. İçime mayomu giyip, üstüme de onu belli etmeyecek kısa bir elbise giyip çıktım. Tabii ki makyaj yapmadım. Aycan bugün maça gideceği için arabasını ben aldım ve iş yerime gittim.

Sercan
Bir grup açmışlardı. Grupta dünden herkes vardı. Hemen Nisa'nın profiline tıkladım.

 Hemen Nisa'nın profiline tıkladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Profil fotoğrafı çok güzeldi. Çok masum gözüküyordu... İçimden ona mesaj atmak geldi.

Günaydın. Nasılsın? : Sercan

Nisa : mutsuzum :(  işe gidiyorum.. sen nasılsın?

Valla sen böyle diyince hiç iyiyim diyesim gelmedi. Neden mutsuzsun? :Sercan

Nisa: çok yorgun hissediyorum. hiç çalışasım yok bugün.

Bak ne diyeceğim : Sercan
İzin alsana bugün. Beraber bir şeyler yapalım : Sercan

Nisa: bilmem ki. ne yapacağız?

Benim aklımda çok güzel bir fikir var. Haber et bana izin alabilirsen : Sercan

Nisa: tamamm :)

Yüzümde koca bir gülümsemeyle ekrana bakıyordum. Hemen ayaklandım ve hazırlandım. İzin alabilirdi umarım diye düşünüyordum.

Nisa
Sercan'ın teklifini reddetmeye hiç niyetim yoktu. Onunla vakit geçirmek istiyordum. İşimi hiç aksatmazdım normalde. Bu yüzden izin alabilirim diye düşündüm ve patronu aradım.

"Merhaba Hilal Hanım. Bugünlük izin alabilir miyim? Kendimi çok rahatsız hissediyorum.."
ufak beyaz yalanlar, değil mi?

"Bugünlük böyle olsun bakalım. En kısa sürede iyileşirsin umarım, problem yok."
oley. Hilal Hanım çok iyi biriydi. Çok kibar bir kadındı. Onu çok seviyordum.
Hemen Sercan'ı aradım.

Nisa: Alo, Sercan? İşten izin aldım. Nereye geleyim?
"Sen eve git. Ben hazırlanıp alacağım seni. Konum at bana."
Nisa: Aycan'ın arabası bende, ben gelirim.
"Nisa, var işte aklımda bir şeyler. Kurcalama hadi git konum at bekliyorum."
Nisa: peki, görüşürüz.

Telefonu kapattım ve eve geri döndüm. Hemen üstümü değiştirmek için yukarı çıktım. Mini elbise ve benim için çok değerli olan örgü hırkamı giydim. Rimel sürdüm, saçlarımı hafif ıslatıp iki yandan ördüm. Aslında saçlarımı açacaktım. Dalgaları daha güzel olsun diye örmüştüm. Saçıma örmek dışında şekil vermekten nefret ediyordum. Aradan 10-15 dakika geçti ve kapı çaldı. Koşarak açtığımda karşımda Sercan'ı gördüm. Çok tatlıydı yahu.

Sercan
Nisa'yı karşımda saçı iki yandan örülü minik bir çocuk gibi beklemiyordum. Çok tatlı gözüküyordu.
"Nisa, çok güzel olmuşsun." dedim ve elinden tutup kendi etrafında döndürdüm. Gülümseyerek "teşekkür ederin, sen de harika gözüküyorsun. 1 dakika bekle saçlarımı açıp çantamı alıp geliyorum." dedi ve odasına koştu. Keşke açmasa saçlarını diye düşünüyordum. Birden "Saçlarını açma" diye bağırırken buldum kendimi. Duymuştu, saçlarını açmadan geldi yanıma. "Tamam, açmam" diye gülümsedi ve yanağımdan öptü. YANAĞIMDAN ÖPTÜ?

Bu minicik hareket bile kalbimin çok hızlı atmasına sebep oluyordu... Bu kıza yavaş yavaş, ne yavaşı ya. Gayet hızlı bir şekilde aşık olduğumun farkındaydım. Duygularımız karşılıklı mı bilmiyordum. Bunu anlamanın bir yolu olduğunu biliyordum.

Nisa: Ee, nereye gidiyoruz?

Sercan: Gidince göreceksin.

30 dakikanın ardından varmıştık. Nisa'nın "kareokeeee!" diye bağırışıyla gözümü mekandan çekip nisa'ya çevirdim.

Sercan: Evet güzelim, kareoke.

Kim Bilir? (tamamlandı)Where stories live. Discover now