CV

1.9K 137 211
                                    

Final

Harry heyecan ve stresten titreyen ellerini arkasında birleştirerek kendini dizginlemeye çalışsa da sonuç alacağa benzemiyordu.

Birkaç saat içinde Louis'nin sözleşmesi bitiyordu ve tüm o 'nişanlanma' saçmalıkları bitecekti. Gerçeklerin tamamını olmasa da bir kısmını açıklamak isteyen sevgilisi, yarından sonra cinsel yönelimini açıklayacak daha sonra ise o bomba haberi duyuracaktı.

Evlenmişlerdi.

Bu kararı almakta zorlanmamışlardı. Harry sevildiğini biliyordu çünkü ne zaman Louis'nin büyüleyici mavilerine baksa sanki hayatta sahip olduğu en önemli şey kendisiymiş gibi, sanki onun bütün dünyasıymış gibi baktığını görebiliyordu. Ona dokunduğunda dünya üzerindeki en narin parçaya dokunuyormuşçasına nazik davrandığını, onu incitmekten nasıl korktuğunu hissedebiliyordu.

Kendi aşkından da emindi. Çünkü bu mavi gözlü, ufak ama hırçın adamın her santimine ayrı bir hayranlık duyuyordu. Albümünün son rötuşları için sabahladığı için oluşan göz altı morluklarını, geceleri uyuyamadığında teninde dans eden ay ışığını, hüznünü ve mutluluğunu seviyordu. Herkesten saklayıp ona açtığı tüm o kırık dökük parçalarını öpüp ne kadar güzel olduğunu söylemek istiyordu. Her şeyiyle, sadece gösterdiği kısımlarını değil, kendisinden bile sakladığı tüm yanlarıyla kabulüydü.

Tabii yaşananları unutması mümkün değildi. Beş yıl boyunca çektiği acı belki de Louis'nin dediği gibi olması, deneyimlemesi gereken bir acıydı. Onu büyüten, hayallerine daha sıkı sarılmasını sağlayan şey belki de buydu. Şimdi olduğu Harry'i belki de bunlar şekillendirmişti.

İstese Louis'yi daha fazla itebilirdi. Kendinden uzak tutardı ve hayatına devam edebilirdi. Bunu düşünmedi değil hatta. Ama buna ne gerek vardı?Kendine bu eziyeti neden yapacaktı ki hem? Beş yıl boyunca ondan uzak durması gerektiğini söylerken bunu başaramamıştı. Aralarındaki bu çekim ikisinin de gücünün yetebileceğinden çok daha fazlasıydı. Biliyordu.

Ayrıca Louis mavi gibiydi Harry için. Her tonu güzeldi. Üzse de mutlu da etse bunu memnuniyetle karşılıyordu yeşilli.

Ailelerinin ve yakın arkadaşlarının katıldığı sade bir törenle evlenmişlerdi. Annesi ve ablası şaşırsa da bu ani kararı oldukça hızlı şekilde kabullenmişti. Niall ise bir kez daha kararını gözden geçirmesini, bir hata yapmasını istemediğini tekrarlayıp durmuştu. Fakat pek bir etkisi dokunmamış olmalı ki artık bir Tomlinson'du. On sekizindeyken düşüncesinin yanaklarını kızarttığı, göğsünü sıkıştıran şey gerçekleşmişti.

Yarından sonra ise uzun bir balayına çıkmayı planlıyorlardı. Ondan sonra ise yeni bir hayat onları bekliyordu. Karşılarına ne çıkacağını bilmeseler de birlikte oldukları sürece her şeyi aşabileceklerine olan inançları tamdı.

Derin bir nefes alıp verdi ve o sırada salona elinde iki kupa çayla Louis girdi. Ayaklarını sürüye sürüye kupaları sehpaya bıraktıktan sonra yorgun bedenini pofuduk kanepeye eşinin yanına bıraktı.

"Çok yordun kendini Loueh. Bitmedi mi şu albüm detayları? Seni odaya kilitleyip zorla mı uyutsam ne yapsam?"

Çayından bir yudum aldıktan sonra bebeğinin isyan edercesine söylediği sözlere cevap vermek yerine başını boyun girintisine gömüp kollarını beline dolayarak daha rahat bir pozisyon aldı.

"Tek bir hata olmaması gerek. Çok özel bir albüm bu benim için."

Ellerini mavilinin ellerinin üzerine yerleştirirken, "Bu kadar özel kılan ne anlamıyorum. Bana ne zaman söylemeyi planlıyorsun ki?" dedi.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra, "Çünkü koca bir albümü sana ayırdım. İçindeki her bir şarkı seninle ilgili," diyerek Harry'nin şokla ona dönmesini sağladı.

"Sen ciddi misin?"

Başıyla onayladı.

Dudakları hayretle açılan Harry'e yaklaşıp üstüne kendisininkileri hapsederken elleri saçlarına doğru yol almıştı bile.

Birkaç saniye sonra geri çekildi ve alnını bebeğinin alnına yaslayıp "Seni görmek," dedikten sonra elleri geniş omuzlarına kaydı. "Seni hissetmek, beni sakinleştiriyor, iyileştiriyor, Harry."

Derin bir şekilde yeşillere bakarken devam etti.

"Bende daha iyi bir insan olma isteği uyandırıyorsun. Senin için en iyi versiyonum olmak istiyorum."

"Sen zaten en iyisisin Louis."

Dudakları tatlı bir öpücük için bir kez daha birleşti. Bir süre sonra masum bir öpücükten çok daha fazlası olmaya başlamıştı ki Harry geri çekilerek yorgun gòzleriyle ona sorgulayan bakışlar gönderen eşini kucaklayarak odalarına taşıdı.

"Çok yorgunsun Loueh. Biraz uyku çeksen fena olmaz."

Yatağa uzanıp bir bebek edasıyla kollarını uzatarak yeşilliyi davet ederken, "Seninle yatmak istiyorum Harry," dedi.

Sırıtsa da başını olumsuzca sallayınca yanlış anlaşıldığını fark eden Louis hemen toparladı.

"Ama masum bir şekilde. Bana sarılmanı ve o meleksi sesinle bir şeyler söylemeni istiyorum."

"Pekala."

Geniş yatakta kendi yastığının olduğu bölüme yerleşip Louis'yi göğsüne çektikten sonra bir eli mavilinin saçlarıyla oynarken diğeri ise beline dolanmış bir şekilde en sevdiği şarkılardan birini mırıldanmaya başladı.

seni ilk gördüğümde, aşkı gördüm

ve bana ilk dokunduğunda, aşkı hissettim

ve tüm bu zaman sonunda, hala sevdiğim kişisin.

başardık gibi gözüküyor

bak ne kadar yol katettik bebeğim

uzun bir yol almış olabiliriz

bir gün oraya ulaşacağımızı biliyorduk

'bahse girerim asla başaramazlar' dediler

ama bak nasıl dayanıyoruz

hâlâ birlikteyiz, hâlâ daha çok güçleniyoruz

hâlâ koştuğum kişisin

ait olduğum tek kişi

hâlâ yaşam için istediğim kişisin

hâlâ sevdiğim kişisin

hayal ettiğim tek kişi

hâlâ iyi geceler öpücüğü verdiğim kişisin 

Nefes alış verişi düzene giren Louis'nin uyuduğunu anlayan Harry dudaklarını şakağına dayayarak tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı.

"Görünüşe göre başardık sevgilim."

𝖀𝖓𝖐𝖓𝖔w𝖓 𝕷𝖔𝖛𝖊𝖗 // 𝑳𝒂𝒓𝒓𝒚Where stories live. Discover now