10.Bölüm 🌙

53 16 1
                                    

Yaşayıp ama atlatamadığımız anlar olur ya hani, işte ben o durumdayım. Sokakta ki huzur dolu görüntüyle eşlik edip yürürken, bazen yalnız kalmak fazlalık yapan insanlardan daha iyi olduğunu herzaman da oldugu gibi gene bunu anımsadım.
Yalnızlık keşke dile alındığı kadar hafif ve zayıf olsa.

Ne kadar az insan o kadar cok huzur demek sanırım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ne kadar az insan o kadar cok huzur demek sanırım. Boş olan sokaklardan geçerken etrafda kimsecikler yoktu. Bulunmaktan en çok zevk aldığım sokak tipidir. Birilerine yol verme zorunluluğu olmadan özgurce salına salına yürüyebildiğim , birilerine carpma korkusu olmadan, birilerinin gözüne batma korkusu olmadan, birinin hedefi olmadan sanki sokaklarım hepsi bana aitmiş gibi hisetiriyo. Bana ait olmayan tek şey beynimin içinde dönen şeyler.

Eve gecip hemen balkona gectim, aklıma tekrar tekrar gelen bugün ki olan olayla doluydu. O kadar farklı şeyler yaşamıştım ki, bugüne kadar yaşadıklarımın hepsinden çok farklıydı.

Bunları bana yaşatan tek kişi olduğuna inanamıyorum.
Daha tek kişi olduğuna inanamamışken, o tek kişinin Zoran olması beni daha çok deliye dönduruyo. Yanımdan ayrılmadan önce ki söylediği kelimeler hala kulaklarımda çınlıyor. Kulağımda ki sesi, gözlerimden hayalini bir türlü atamıyorum hele o son söylediği
'Çok geç sanırım,minik." deyişi .

Içimde kocaman bir his var, sanki her yürüdüğüm sokakta atıgım adımla üstüme yıkılan binalar var gibi.
Kafamda susturmak istediğim sesler var. Bana yaklaşınca hissettirdi duyguyu daha anlayamazken, dudaklarının arasından çıkan 'seni görmek istemiyorum' kelimelerle beni tepetakla etmeyi başarmıştı.

O karşıma cıkınca vericegim cevap dilimin ucunda olsa bile sanki ağzımın üstünde susmam için baskı uygulayan bir el hissediyorum. Duygularımı kontrol edemiyordum, ama onların beni kontrol altında tutmasını beklerdim.

Her konuda yanılmış olabilirim ama tek şey var ki,
Onun bana karşı hisetigi duyguyu çok iyi anladım, nefret.
Gözlerinin içinde sadece nefret görüyordum. Bana göre biri içinde nefret duygusunu besliyorsa. Diğer insanları bırak kendini bile sevemez hale gelir.
Ruhum büyük sarsıntılara gebe iken bunları atlatabilirmiyim açıkçası bilmiyorum.

Çalan telefonumu elime alıp kulagıma götürdum.
"Merak etim seni. Cafeden çıktığımızda moralin biraz bozuktu. Bir sorunmu var."
Beste ile Batu'yla geçirdiğim güzel vakitten sonra mekana geçmiştim mesai saatlerinde bile çok farklı davrandıgımın farkındaydım, bunu Beste'nin de fark etiğini biliyorum. Beste'nin merak dolu sesiyle hemen cavap vermeye koyuldum.
"Sadece biraz yorgundum. Bir şeyim yok iyiyim."
"Peki bir şeye ihtiyacın olursa lütfen beni ara. Elimden ne gelirse."
"Teşekür ederim yarın görüşürüz."
Diyerek telefonu kapatım. Beste ile gecirdigim her vakit kendimi bana iyi hisetiryo.

Ay Kızım🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin