"Sevgili Nisa,
O gün ne gördüğünü biliyorum. Gitmekte haklıydın da. Ancak olaylar göründüğü gibi değildi. Hatırlıyor musun, bir keresinde bilmeden Katara yemiştim. O gün de sonradan öğrendim ki Aycan yediğim mezeye Katara katmış. Sarhoşluk etkisi verdiğini biliyormuş, senin görmeni, ağlamasını, hepsini önceden ayarlamış.
Arkadaşlarımın tepkisi de o madalyon yüzündendi, bunu da sonradan öğrendim. Bu mektubu aldığında bana ulaş, her şeyi açıklayacağım.
Ve sana söylemek istediğim başka bir şey daha var. Yeni farkettim.. o kız sendin, sensin ve sen olacaksın. Benim Nisa'm. Asla başkası değil. O adını sorduğum günden beri meftunluğum sana. Hep olduğu ve olacağı gibi.
Seni seviyorum.
-Barış"
Nisa,
Mektupta yazılı olanların bunlar olduğunu çok sonradan öğrendim. Eğer o anki hırsıma yenik düşüp mektubu yırtmasaydım, her şey farklı olabilirdi.
En azından bir kişiyi kurtarabilirdim, en azından onu kurtarabilirdim. Ama öfke gözümü boyamıştı. Bana böyle bir gücün bahşedilmesine rağmen hiçbir şey yapmadım.
Eğer daha olgun davranabilmiş olsaydım, belki azıcık huzur verebilirdim birilerine. Şimdiyse tek yaptığım gittiğim her yerde fırtına koparmak.
Ve bu fırtınalar nasıl diner, bilmiyorum. Keşke bana verilen bu hediyenin değerini bilseydim ve böyle bir felaketin yaşanmasına engel olabilseydim.
Keşke aklımı başıma alsaydım, keşke onu ya da başka birini kurtarabilseydim. Keşke bu kadar acımasız, kin dolu davranmasaydım.
En azından, keşke kendimi kurtarabilseydim. Artık kendimden bile kaçıyorum. Artık o su yansımalarındaki kız kim, ben de bilmiyorum.
-Would you rescue me?
Yeah, I miss all the times we had
Can't forget what you can't get back
And you can't find it in another-
⬇️⬇️
➶Naber 🙋🏻
