2.6

5.7K 514 299
                                    

"Alo Emirhan, kod 312, Bartuların evi, hemen." Doğada 19 senede bir gerçekleşen bu olaya tek başıma şahit olmak yerine favori suç ortağımı aradım. 

"Ped mi lazım?" Benim heyecanlı söyleyişime eş bir yükselme çıkarken aslında alt notası stresti. Marketten ped almak onu hep korkutuyor, sanırsın insanlar onun pipisinin kanadığını falan düşünecek. 

"Hayır be, o kod 302. 312 diyorum."

"Anladım, kavga çıkmak üzere ve atıştırmalık bir şey istiyorsun. Tamamdır geliyorum."

"Aslında haklısın, ben geri durdum çünkü senin geçmişin beni buna itti." Yeri göğü inleten diğer bir çığlıkla şaşkınca dudaklarımı gerip biraz da kulaklarımın tırmalanmasından ötürü içten gelen bir titremeyle daha da geriledim. Kim tahmin edebilirdi Nuray'dan bu kadar yüksek bir ses çıkabileceğini?

"Neden hala geçmişten söz ediyoruz? Ya beraber olduğumuzdan beri ben sana ne yaptım, seni sevmekten başka sana ne yaptım?" Bu klasik cümle kendini göstermese gece rahat uyuyamazdım zaten.

"Buralar pek bir karışıkmış, çağırdığın için sağ ol." Kapıyı açtığımda ağzımdan tek bir kelime dökülemeden içeri girdi çünkü Bartu'nun da yükselen sesi kavgayı yeterince özetlemişti.

Yengemin çalıştığı mimardan, üzerinde özenle durmasını istediği girişteki varaklı tahta... Ay pardon koltuğa aynı anda çöktük. Elindeki paketi tek bir sahneyi bile kaçırma korkusuyla bakmadan aldım ve yemeye başladım, "Ben bunun baharatlısını seviyordum ama." 

"Evde bu vardı ne yapayım? Onu geç de, böyle bir kavga çıkacağını sen bile tahmin etmemişsindir."

"Tahmin mi? Ayarlasam böyle bir şey çıkmazdı. Tabii ayarlamak istediğimden değil de(!)" 

Kaos sevdiğimi ezbere bildiği için sadece yan bir şekilde gülümsedi ve kafasını 'Seni böyle seviyorum.' dermiş gibi sağa sola salladı. Ya da ben öyle anlamak istedim, "O zaman nasıl çıktı?" 

"Bartu'nun beynini kullanmaması ve Nuray'ın uzun süreli sakinlik orucunu bozmasıyla." 

"Yalnız fena bozmuş." 

"Sen bunun eski bölümlerine yetişemediğin için bilmezsin. Hani bu Nuray en başında bunla oynuyor gibi oldu ya, ondan dolayı bu salağın salaklıklarına laf etmezdi. Ne peygamber sabrı var mübarek derdim ama ondan değilmiş. Hatun patlamaya yer arıyormuş resmen, yani ben bile bu kadar tepki göstermezdim." 

Yüksek çıkan sesten ötürü geçmiş bölüm özetlerini bir tık bağırarak vermek zorunda kaldım ama o yüksek ses öyle bir kesildi ki, "Ben bile seni bu kadar seveceğimi aklımın ucundan geçiremezdim hala laga luga yapıyorsun." dediği an yan sehpadaki gereksiz gibi görünen mor vazoyu iki eliyle hışımla aldı ve yere attı.

"Sen beni çok mu seviyorsun?" Oğlum vazo kırıldı, sen sevgiden mi bahsediyorsun?

"Ne sandın anasını satayım, ne sandın?" Sanırım Nuray'la daha az takılmalıyım, kendisinin hanımefendi ağzını ben bozmuş olabilirim ama lütfen Bartu'nun etkisini de göz ardı etmeyiniz.

"Şimdi bu öpüşecekleri vakit mi?" Bakışmalar derinleştiğinde Emirhan bana doğru eğilerek 'Bize müsaade.' diyelim mi demek için benden onay alıyor gibiydi. 

O hafif gerilmişken istifimi bozmadan dilimi üst damağıma değdirerek ses çıkardım, "Sanmam, Bartu hayatı boyunca bu konuda ilk adımı atabilmiş değil. Baskın dursa da kızlar konusunda pek pasiftir kendisi." 

"Seni duyabildiğimi biliyorsun değil mi kuzi?" İşte o güzel bakışma kaba bir kızın mini bir sırrı ortaya dökmesiyle bozuldu.

Pardon dermişcesine iki elimi kaldırdım ve Emirhan'ın kulağına doğru kafamı kaldırarak aslında hiç sesimi kısmadım, "İlk sevgilisi onu öpmeye yeltendiğinde geri çekilerek, 'Doğru zaman olduğunu düşünmüyorum.' demişti. Yani şimdiki pezevenk tavırlarına aldanma." 

Orta Karar IIWhere stories live. Discover now