üç,

103 11 41
                                    

ensoleilleé:
Rose,
(01.29)

ensoleilleé:
Kirpik uçlarımın günebakanı.
(01.29)

ensoleilleé:
Gül kurusu teninde yeşeren acıların güzelim göz yaşlarına mihman oluyor lakin ben, sana sıkı sıkıya sarılmaktan başka bir şey yapamıyorum. Elimden bir şey gelmemesi ruhuma ucu körelmiş bıçaklar saplıyor.
(01.30)

ensoleilleé:
Bu nasıl bir acı, Rose?
(01.30)

ensoleilleé:
Dudakların kanıyor, konuşamıyorsun.
(01.30)

ensoleilleé:
Rose, kollarımda acılarının saye'sinde  titremenin bir adı yok lügatimda. Bu bende öyle bir yürek sancısı ki yüreği burkar, mezar aralarında yeni yeni açan çiçekleri soldurur.
(01.31)

ensoleilleé:
Rose, ne olursun yapma.
(01.31)

ensoleilleé:
Ağlıyorsun lakin sesin kısılmış, tek hecelik nefeslerin kesik kesik, ağlayışın konuşurken ki cümlelerini tamamlayamamana neden oluyor. Yüreğim parçalanıyor, kalbimin odacıklarına korkunun parmakları dokunuyor. O vakit kucağımda titreyen bedenine daha sıkı sarılıyorum, Rose. Dudaklarım, babandan şefkat görmemiş  saçlarına küçük küçük buseler bırakıyor. Ellerimin arasında küçücük kalan ellerini öpüyorum, avuç içlerindeki yara izlerine ılık nefeslerimi üflüyorum ve üşümüş ellerini ceketimin içerisine sokup sol göğsümün üzerinde saklıyorum.
(01.33)

ensoleilleé:
Zaman geçmiyor, Rose. Lakin ağlayışların iç çekişlere dönüşüyor, gül kurusu tenin yine kızarmış bir halde ve kollarımın arasında titriyor. Dudaklarında irili ufaklı yaralar birikiyor ama ağlayışların dinmek bilmiyor. Sana ağlama diyemiyorum, en çok bu canımı yakıyor günebakan  sevgilim.
(01.34)

ensoleilleé:
Diğer elim yüzünün önüne dökülmüş narin saç tutamlarını kulağının arkasına bırakıyor, kızarmış burnunu çekiyorsun. Kırılmış bakışların gözlerime tutunuyor. Boğazım kuruyor, yutkunamıyorum. Ve sana uzun uzun baktığım o an bazı gerçekleri anlamaya başlıyorum çiçeğim.
(01.35)

ensoleilleé:
Bazı anların zaman akıp gitse dahi ruhtan silinemeyeceğini, ruhta biriken acı silsilelerinin gelip geçici bir şey olmayacağını, ...ve anlamaya başlıyorum sevgilim,
(01.35)

ensoleilleé:
bazı yaraların zaman geçse dahi çiçek açamayacağını.
(01.36)

ensoleilleé:
Ama ben yine de gül kurusu teninde yeşermiş acılarına sıkı sıkıya sarılıyorum. Dudaklarında yer alan irili ufaklı çatlakların üzerini dudaklarımla örtüyorum. Sana, sen uyuyana kadar bizimle ilgili hikayeler fısıldıyorum. Ve her gün tekrar ettiğim kelimeleri dile getiriyorum:  sana seni bütün kötülüklerden koruyacağıma dair söz veriyorum.
(01.36)

|05 Eylül 2020' 0140'|

ensoleillé ||Tamamlandı||Where stories live. Discover now