🍯Barbekü | Part 1 🍯

33 4 0
                                    

"Şeyma yaaa! Elbiseme basmaz mısın lütfen?" diye bilmem kaçıncı kez söylendi Hayat.

"Uzun elbise giymeseydin o zaman!" diye bilmem kaçıncı kez cevap verdi Şeyma.

"Sanki senin elbisen çok kısa." diye homurdandım. Sabahtan beri öyle abudik gubudik şeylerle uğraşıyorduk ki...

"Spor ayakkabıları aldınız değil mi?"

Al işte.

"Evet, Meryem. Aldık. Gözünün önünde aldık hatta. Her dakika başı sorma artık şunu!"

"Hir dikiki bişi sirmi irtik şini." Meryem'e bakıp göz devirdim. Bir de bize çocuk diyordu hanımefendi.

Şeyma' ya döndüm. "Sana da çok kızgınım Şeyma. Neredeyse kandırıyordun bizi."

"Biz nasıl akıl edemedik ki barbekü yerinin çim olacağını?" diye söylendi Hayat.

Olay ne mi?

Olay şu;

Biz tam kapıdan çıkmak üzereydik ki, Şeyma elimize 3 tane spor ayakkabı iliştirdi. Yolda değiştirecekmişiz. Tabii bizde üstüne gittik, neden değiştiriyoruz, barbekü yeri çimse neden bize topuklu ayakkabı giymememiz konusunda ısrar etti, diye. O da cevap olarak annem bizi düğüne gönderecek dedi. Evet, düğün. Aslında biraz üzücü bir durum var altında. Şöyle anlatayım, Deniz Abla'nın sadece sima olarak tanıdığım bir arkadaşı var. Arkadaşı da düğün organizasyon işinde çalışıyor. Ama bu düğündeki gelin tekerlekli sandalyeye mahkum olduğundan yardımcı kızlar yardım etmek istememişler. İşte Deniz Abla ve arkadaşı da insanların ne kadar hayırsız olduğu konulu bir sohbet edince bu durum ortaya çıkmış. Ve bizim biricik Deniz Ablamız da Şeyma'nın arkadaşları yardım eder demiş.

Sonuç: Barbeküden sonra düğüne gidiyoruz. İyi mi?

Hayır yani şöyle kurtlarımızı dökmemize filan izin verseler  tamam ama... Öyle kazık gibi dikilecekmişiz. Maalesef.

Şeyma sıkıntılı bir yüz ifadesiyle "Ya tamam, oldu bitti işte. Hem benimde geç haberim oldu." diye kendini savunmaya çalıştı. Hayat'ın kolunu dürtükleyerek konuştum.

"Bak kesin bu yüzden o kadar ısrar etti bu çakal barbeküye gelelim diye." Şeyma başını yere eğerken Meryem hayretler içerisindeydi.

"Ama Şeyma sen bana Balım'la Buray'ın arasını yapacağız demiştin?" diye sordu Meryem.

"Ne yapacakmış ne yapacakmış?" diye yükseldim cırtlak bir sesle. Beynim bu bilgiyi ısrarla anlamamazlıktan geliyordu.

"Sizin aranızı..." Şeyma'nın konuşmasına izin vermeyerek elimdeki poşetin içindeki sporları çıkarıp Şeyma ve Meryem'e atmaya başladım. Gerçek olup olmadığını bilmesemde büyük bir tepki verdiğimi düşünmüyordum. Yani...

"Bana niye atıyorsun yaa?" diye cırladı Meryem. Elimde kalan son çiftin tekini Şeyma'ya atıp bağırdım.

"Bu, böyle bir şeyi Meryem'e teklif etme cüretinde bulunduğun için sana!" Duraksayıp diğer ayakkabı tekini de Meryem'e attım.

"Bu da kabul ettiğin için sana!" diye cırladım. Fakat sonra öyle bir şey oldu ki... Susmak zorunda kaldım.

"Hanımlar?" Ulaş'ın sesi... Yanında Buray'da var mıdır acaba?

"İyi misiniz siz? Sokakta birbirinize ayakkabı mı fırlatıyorsunuz?" Varmış.

Ulaş bana bakarak Buray'a cevap verdi. "Bana daha çok Balım fırlatıyormuş gibi geldi." Çok zekisin Ulaş, bravo sana! Aferin!

Şeyma boğazını temizleyerek konuştu. "Size ne acaba?" Ulaş omuz silkip bir şey diyecekken Buray söze daldı.

"Barbeküye gidiyordunuz değil mi?"

"Evet." dedi Meryem sakin bir sesle. Ben ise ağzımı açmıyordum. Utançtan kıpkırmızı olmuştum zaten. Hayır yani bari barbekü alanına varmamızı bekleseydin be çocuk! Katil mi olmak istiyorsun anlamadım ki?

"İsterseniz bırakalım." dedi Buray ilerideki arabayı göstererek.

Konuştum.

"İstemez." dedim kesin bir dille.

"Niye?" dedi Ulaş alayla. "Bize de mi ayakkabı atarsın?"

Sustum.

Hayat ilk defa konuşarak "Benim açımdan sorun yok, ama arkadaşlarımı bilemem." dedi Meryem'e bakarak.

Meryem başını salladığında Şeyma ve ben öfkeyle ona baktık. Ölmek istemiyorum ben tamam mı?

Ulaş'ın gülümseyerek Hayat'a baktığını farkettiğimde sinsice sırıttım. Belki Hayat açısından değildi ama Ulaş kesinlikle Hayat'a ilgi duyuyordu. Ayy, kızlar şip damarım kabardı bir anda. Olur mu sizce bu iş? Valla olursa Şeyma beni keser yemin ediyorum. Ulaş'ı hiç sevmiyor o çatlak.

Buray'la da kendimi şipliyorum çok fena. Hayır, baya yakışırız yani... Bence. Şeyma ve Meryem'leee... Şu an onlar için bir aday yok sanırım. Ay bana ne sap kalsın onlar. İkisi de çakal zaten.

Yavaşça arabaya doğru ilerlemeye başladığımızda Meryem bir şey farkederek durdu.

"Ayakkabılar!"

Konunun tekrar açılmasıyla beraber yüzüm düşerken Ulaş ve Buray bize anlamayan bir ifade ile bakıyorlardı. Siz ne anlarsınız zaten shrekler?

"Şeyy, hani barbekü alanı çim ya?" diyerek durumu izah etmeye çalıştı Hayat. Sus Hayat. Sen sadece sus.

Ulaş'ın gözleri ayaklarımızı buldu. Bize baktı.

"O zaman niye bunları giydiniz?" Mantıklı. Hadi cevap ver bakalım Şeyma. Kollarımı göğsümde kavuşturarak Şeyma'ya döndüm.

"Barbeküden sonra düğüne mi gideceksiniz?" dedi Ulaş alayla.  A-aa bildi çocuk!

"Evet." dedim ciddiyetle. Ulaş'ın yüzündeki ifade sönerken Buray sanki konuşulanları duymuyormuş gibiydi. Gözlerini kısarak Meryem ve Şeyma'ya bakıyordu. Sanki bir şeyleri çözmek ister gibiydi.

"Nasıl yani?" diye sordu Ulaş.

"Bir şeyi de merak etmesene be!" diye hırlayarak ayakkabıları topladı Şeyma. Üç çifti de bize rastgele dağıtırken bize tuhaf tuhaf bakan iki shreki görmezlikten geldik. Beyaz sporları ayağımıza geçirirken Hayat'la Ulaş bakışıyordu. Daha doğrusu birbirlerine bakıp gözlerini kaçırıyorlardı. Aha! Hayat'ın da ilgisi varmış! Farkettirmeden sırıttım. Çöpçatan Balım is loading... Bu arada Hayat ayakkabı değiştirmiyordu çünkü zaten sandalet giyiyordu. Önceden söylemiştim.

Ayakkabıları değiştirdikten sonra arabaya bindik. Çok şaşırtıcı evet ama yolculuk boyunca arabada çıt çıkmamıştı. Sanırım bizden biraz ürkmüşlerdi. Sizin yüzünüzden sevdiğim çocuk benden korkuyor, paçozlar!

Yarım saatlik ölüm sessizliğinin ardından tüm içinde okulun olduğu bir kalabalığa girdik. Kimse kime çarptığına dikkat bile etmiyordu. Yahu bir bakın belki kaderiniz o kızla olacak? Ben bunları düşünürken arkamdan bana toslayan bir hayvan- ay pardon Buraycığımmış! Bakın, ben demedim mi size?

Buray beni bir anda kolumdan tutup tenha bir yere çektiğinde kaşlarımı çattım.

"Ne yapıyorsun be?" diye çirefleştiğinde ciddi bir ifadeyle "Biliyorum." dedi.

"Neyi?" dedim korkarak, anonim olduğumu mu öğrenmişti?

"Ne işler çevirdiğinizi."

                    🧡🧡🧡🧡🧡🧡

  Sizce Buray neyi öğrendi?

Bal Çöreği | Yarı Texting -Askıya Alındı-Where stories live. Discover now