″Üstüne yakışmıştı.″

1.9K 175 110
                                    

″O zaman haberleşiriz?″ saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım,″Uhm, evet, tabi.″

Gülümseyip el salladım ve sınıfa girip sırama oturdum. Seo, arkadaşının benimle tanışmak istediğini söylemişti, iyi birine benziyordu.

″N'aber?″ ağzındaki lolipopu diğer yanağına gönderirken ön sırama oturdu ve arkasını bana döndü.

″Ah, evet. İyi sanırım, ya sen?″ dirseklerimi masama yaslarken sınıfta gözlerimi gezdiriyordum. ″İyi. Kimdi yanındaki?″

″Kim soruyor acaba?″ lolipopu eline alıp çevirdi, ″Cevabı zor olmasa gerek.″

″Eğer Jeon bunu öğrenmek istiyorsa, kendi gelmeli diye düşünüyorum, Yoongi-shi.″ Sırada arkasını döndü ve göz göze geldik. ″Sadece söylesen olmaz mı?″

Gülümsedim ve elimi çeneme yaslayıp düşünüyor pozu verdim. ″Sanmıyorum hyung.″

″Ben hallederim.″ Yanımızda farklı bir ses duyunca oraya döndük. Jeon çocuğu gözlerini bana dikmiş ayakta dikiliyordu. Yoon ona bakıp ayağa kalktı ve sınıftan çıkarken bir iki kıza göz kırptı.

Karşıma, Yoongi'nin kalktığı yere oturup, kollarını sırt kısmına yasladı ve bana doğru eğildi. ″Neden bu kadar inatçısın, Jeon güzeli? ″

Sözleriyle salladığım bacağım istemsizce durdu. Karşımda tebessüm ederek bana bakan çocuk cidden oldukça tehlikeliydi.
Boğazımı temizledim, ″Bir sorunun olduğunda kendin yüzleşmelisin, değil mi Jeon?″

Avucunun birini çenesine yasladı ve biraz daha yaklaştı bana. ″Bu tür şeylerin sikimde olmadığını bilirsin,″ diğer eli saçlarıma çıktı ve okşadı onları. ″önemsediğim az şey vardır.″

Yutkundum ve elini uzaklaştırmasını bekledim. ″Seo'nun bir arkadaşıydı.″ Oturduğu yerde hafifçe doğruldu. ″Ne diye seninle konuşuyor peki?″ ″Tanışmak istemiş sadece.″

″Hm,″

Gülümseyerek yerinde dikleşti ve gözleri sınıfta dolandı.

″Neden istiyormuş?″ Gülümseyen yüzünün odağı yine ben oldum. Uhm, sanırım bu biraz ürkütücü, uh.

″Arkadaş olabiliriz, iyi birine benziyor. Hem Seo var işin ucunda, kötü biri olsaydı yanaştırmazdı bana değil mi?″ Dilini yanağında gezdirdi, ″Aynen.″

Konuyu dağıtmak için aklıma ilk gelen şeyi söyledim. ″ Geçen maçtan önce verdiğin ceketini getirdim, onu sana vereceğim.″

″Sende kalabilir.″ ″Hayır, gerçekten gerek yok.″ ceketi uzattığımda elimi tuttu ve bir süre cümlelerini toparlar gibi bekledi. ″Yakışmıştı, sanki vücudun için yaratılmış gibiydi. ″

Gözlerimi ard arda kırpıp, sözlerin yoğunluğunu anlamaya çalıştım. Bende kalmasını istiyordu, kıyafetlerini üstümde görmek onu mutlu ediyordu.

″Şey, pekâlâ. Çıkışta boşum.″ gülümseyerek yüzüne baktım. Sandalyesini iyice bana yaklaştırdı ve çenemi parmaklarıyla severken gözleri dudaklarımdaydı. ″Ah, takılalım o halde?″

Çenemle oynamayı çok seviyordu, çenemle oynamasını çok seviyordum.

″Takılalım bakalım.″

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 27, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ChangeWhere stories live. Discover now