7.BÖLÜM

1.8K 62 26
                                    

Mevlana ne güzel demiş;
Sevdiğinin nazını değil.
Kahrını çekmektir sevda..

Nazlı daha ne olduğunu anlamadan Zahit ağa yere yığılmasıyla telaşla yanına koştu. Korkuyla ne yapacağını şaşırmış paniğe kapılmıştı. Çığlık çığlığa yardım çağırırken diğer yandan Zahit ağaya sesleniyordu. Endişe ve korkuyla gözlerinden yaşlar akmaya başladı.

İçeriye telaşla giren Seyit Ali babasını o halde görünce genç adam kapıda donup kaldı. Nazlı'nın bağırmasıyla hız la kendisine gelerek babasının yanına koştu eli ayağına dolaşmış bir şekilde ne yapacağını şaşıran genç adam kahyayı çağırarak babasını kucaklayıp arabaya kadar taşıdı. Nazlı arka koltuğa geçerek Zahit ağaya destek amaçlı yanına oturdu. Kasabaya hastaneye götürdüler. Yol boyunca sinirle Nazlı'ya bağırıp çağırdı.

Hastaneye gelir gelmez hızla yardım istiyerek babasının arkasından acile kadar gittiler. Kaç saat geçtiğini bile bilmiyordu Seyit Ali delirmesi an meslesiydi duvarlar üstüne üstüne geliyordu artık. Bütün hıncını acısını Nazlıdan çıkarmak istercesine sürekli Nazlıya çatıyor acısını ondan çıkarıyordu.

"Ne yaptında bu hale geldi babam. Eğer ona birşey olursa gözüme görünme seni mahvederim."
Nazlı daha fazla dayanamayarak konuşmaya başladı.
"Yeter ya sus artık anlıyor musun? Sen olmasaydın benim başıma bu işler gelmeyecekti senin yüzünden oldu anlıyor musun? Bir delinin aklına uyarsan böyle olur işte. Senin dediklerinden sonra baban bu halde mutlu musun, suçlu arıyorsan o ben değilim sensin."

Seyit Ali duyduğu kelimelerle kan beynine sıçramıştı Hız la Nazlı'nın üstüne doğru yürüdü.
"Bana sakın bir daha deli...."
Elini Nazlı'yı boğacak gibi şekil aldığı sırada  Can'ın seslenmesiyle sözleri yarım kaldı.

"Seyit Ali neler oldu Zahit amca nasıl ve sen ne yapıyorsun şuanda."
Genç adam sinirle nefes vererek Nazlı dan uzaklaştı.
"Bilmiyorum bu kız ne yaptıysa şuan buradayız."
Can genç kıza baktı güven verircesine.
"Ben birşey yapmadım sadece ben bu adamla evlenmek istemediğimi söylediğim sırada olan oldu birşey anlamadım birden yere yığıldı."
Diyerek ağlamaya başladı Nazlı.

O sırada içeriden çıkan doktorla herkes dikkatini o tarafa verdi. Seyit Ali hızla doktorun yanına giderek;
"Babam nasıl doktor bey neyi var!"
"Kalp krizi geçirmiş babanız şimdilik durumu iyi ama bir ani şoku daha kalbi kaldıramaya bilir. Çok iyi bakılmalı üzülmemesi gerekli."
"Peki babamı göre bilir miyim?"
"Beş dakika girebilirsiniz hastamızı yormamak şartıyla. Bu gece yoğun bakımda kalacak geçmiş olsun."

Seyit Ali derin bir nefes alarak hızla içeriye girerek hemşirelerin üzerini hazırladıktan sonra babasının yanına girdi. Bir saatte sanki çökmüştü babası nelere gögüs germesine rağmen onu hiç bu kadar güçsüz görmemişti. Bir an kalbi sızladığını hissetti. Babasının yanına giderek ellerini avuçlarının içine aldı.
"Nasılsın baba ne oldu sana böyle."
Zahit ağa gözlerini açarak oğluna baktı gülerek.

"Iyiyim oğul yaşlılık işte kalp tekliyor artık. Tek duam senin mürüvetini gördükten sonra ebedi hayata annenin yanına gitmek oğlum."
"Böyle konuşma baba daha nice seneler beraber yaşıyacağız sende gidersen yaşayamam ben."
"Artık yaşamak için bir sebebin daha olacak Nazlı onu üzeyim deme."
Seyit Ali ne kadar olmaz demek istesede babası için sessiz kalarak sadece başını sallamakla yetindi.

Babasının ilaçların etkisiyle uykuya daldığını görünce yavaşça alnından öperek odadan çıktı. Herkesin yanına gelmesiyle başını yerden kaldırarak Nazlı ya baktı.
"Iyi uyuyor şimdi. Bir şok daha yaşamaması lazım. O yüzden sen bu konuşmayı unutacaksın benimle evlenmek zorundasın merak etme gerçek bir evlilik olmayacak zaten bu."

ESARET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin