Ah be hayat sen mi acımsızsın, yoksa zamanmı. Hayaller yalan sevmekte mi yalandı...
Genç adam, kızın parmağını hızla bırakarak geri çekildi. Boğazını temizleyerek sözüne devam etti;
"Bak seninle bende evlenmeye meraklı değilim ama babamın kalbi bir olayı daha kaldıramaz ve ben onun için herşeyi yaparım. Seninle de anlaşma yapmak için geldim. Evlilik konusunda buna mecburum bir sene içinde bir bahane bularak boşanırız, bu sürede iki yabancı gibi yaşamaya devam ederiz aynı evin içinde.""Başka şansım yok şuanda zaten Zait ağa babam gibidir, benim ona zarar gelsin istemem. Tam bir sene dolunca bu işi bitiririz herkes kendi yoluna bakar. Daha fazlasına gerek yok o bir sene bile bana yeterince eziyet olur zaten."
"Emin ol seninle aynı çatı altını bırak aynı havayı bile solumak istemem."
Iki genç aralarında anlaşma yaptıktan sonra ayrıldılar.Bilmedikleri birşey vardı. Herşeyi duyan kişiden habersiz el sıkışmışlardı. Kendilerini nasıl bir felaketin beklediğini bile bilmeden yollarını kendi elleriyle çizmişlerdi.
Nazlı hız la eve girerek kendisi ni uykunun kollarına bıraktı. Sabah olduğunda gözlerini ne kadar açmak istesede açamıyordu çok uykusu vardı. Annesi bir yandan bağırıyor, gözleri diğer yandan açılmamak için isyan ediyordu.
"Kız daha yatıyormusun akşam oldu. Kalk haydi Zahit ağa gelecek bugün eve adama yemek bile yapamadım senin kaldıracağım diye. Baban delirmiştir şimdi. Çabuk kalk iki dakikaya aşığıda ol."Nazlı oflayarak yataktan zorla kalktı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra hızla üzerini değiştirerek aşağıya indi.
"Hele şükür hadi yürü."
Konağa geldiklerinde herkeste bir telaş vardı. Ağa için herkes seferber olmuş canla başla çalışıyorlardı. Hız la mutfağa gecerek annesine yardım etmeye başladı ayakta uyur vaziyettte ordan oraya gidip geliyordu. Her boş kaldığında neresi olduğu fark etmez uyuya kalıyordu. Kapının birine yaslanarak uykuya daldı genç kız çok yorulmuştu.Uykunun en güzel yerinde kapının açılmasıyla kendisini yerde buldu. Uykulu gözlerle yukarı baktığında Seyid Aliyle karşılaşmayı beklemiyordu.
"Bu kadar özlediğini bilseydim yanına gelirdim. Kapımda yatacak kadar çok mu özledin sen beni."
Diyerek kahkaha atmaya başladı genç adam. Nazlı daha fazla dayamayarak yerden kalktı. Hoş bıraksalar burda bile uyurdu.
"Senin neyini özleyeceğim be en son aklıma gelen insan bile olamazsın.""Tabi tabi senin kapında uyuyan bendim zaten, haklısın."
Diyerek gülerek oradan uzaklaştı. Genç kız sinirle kafasına vurdu;
"Aptal başka kapı mı, yoktuda geldin delinin kapısında uyuya kaldın rezil oldun aptal."
Diye söylenerek aşağıya mutfağa girdi.
"Nazlı hemen masayı hazırla ağa birazdan burada olur şu elini yüzünüde bir düzelt bu ne hal. Kayınbaban gelecek karşısına yolunmuş tavuk gibi çıkma az ağa gelini gibi ol."Genç kız gözlerini devirerek saçlarını, yağlığını düzelterek masayı hazırlamaya koyuldu. Herşey hazırdı aradan fazla zaman geçmeden Zahit ağanın gelmesiyle sessiz olan ev birden kalabalık olmaya başladı. Ağanın hasta olduğunu duyan gelmişti geçmiş olsuna. Bugünün bitmeyeceğini anlamıştı Nazlı hizmet etmek için içeri gireceği sırada kolundan tutulmasıyla yerinde kaldı. Seyit Ali babasının kaş göz işaretiyle Nazlı'yı yanına oturttu.
"Sen artık ağa gelinisin her şeye koşmak zorunda değilsin. Bana kalsa hiç oturma ama babamın isteği böyle o yüzden yanımdan ayrılma. Ben sana yapman gerektiği zaman söylerim."
Nazlı hiç sevineceği aklına gelmezdi şuan en son istediği şey hizmet etmekti.
Başını sallamakla yetindi sadece.O sırada gözü kapıdan girenlere takılı kaldı kalbi bir anda bin parça olmuştu sanki. Karşısında sevdiği adam kolunda sözlüsü içeriye girerek karşılarına oturmuştu. Bu anı göreceğine bütün işleri yapmayı yeğledi. Genç kızın nereye baktığını merak eden genc adam kızın bakışını takip ettiğinde karşısında Samet'i görmeyi beklemiyor du. Kızın gözüne sokmak istercesine karşısında gülüşüp eğleniyorlardı.
Bu durumdan rahatsız olsada sessiz kalmayı yeğledi. Sametin babasının lafa girmesiyle herkes o tarafa döndü.
"Nasılsın Zahit ağa büyük geçmiş olsun duyunca çok üzüldük düğünümüz vardı erteledik."
Son cümleyi Nazlı ya duyurmak ister gibi yüksek sesle söylemişti. Sanki artık oğlumu unut sana layık değil di der gibi bir an Nazlıya baktı. Genç kız fark etmeden Seyid Aliye iyice yaklaşmıştı korkudan.Olayı fark eden Seyid Ali sinirle adama bakmaya başladı.
"Evet artık aramıza döndüğüne göre
düğünüzmüzde sizide görmekten mutluluk duyarız."
Zahit ağa ya sabır çekti içinden;
"Tabi geliriz Cemal."
Cemal zafer kazanmış gibi gülerek Nazlı ya baktı."Zahit ağa artık hizmetçileride mi baş köşeye oturdur oldun."
Seyit Ali sinirle kaskatı kesildi gözleri kararmaya başladı oğlunun halini anlayan Zahit ağa hızla araya girdi çok olmuştu artık bu adam.
"Senin hizmetçi dediğin kişi bugüne bugün ağa gelinidir ağzından çıkanı kulağın duysun Cemal evimde kimi nerede tutacağımı sana mı soracaktım!"Cemal şaşkınlık bir Nazlı ya bir genç adama baktı bu kadarını beklemiyor du. Diğer yandan Samet vücudu kaskatı kesilmişti ne kadar başkasıyla sözlü olsada Nazlı hala aklında kalmıştı bu durum bütün kanının donmasına neden olmuştu. Duyduları doğruydu demekki Nazlı hemen başkasını bulmuştu kendisine.
"Estağfurullah ağam ben öyle demek is.."
"Tamam yeter bu kadar tek kelime daha duymak istemiyorum."
Seyit Ali sakinlemek için derin derin nefes almaya çalışırken diğer yandan göz ucuyla Nazlı ya baktı adı gibi nazlım dı genç kız bir anda bu durum Seyit Ali'nin kalbinde acıma duygusu oluştu o an karşısında ki adama olan kini bir anda geçmişti . Şuan şuracıkta haddini bildirmeyi o kadar çok istediki lakin bu durum Nazlıyı daha çok üzeceğini bildiği için sessiz kalmayı yeledi.Zahit ağa bu durumu görünce bir kez daha Nazlı'nın doğru kişi olduğuna karar verdi. Bu kız oğlunu hayata döndürecek yeniden eskisi neşesine geri kavuşacaktı oğlu.

ESTÁS LEYENDO
ESARET
Novela JuvenilGeçmişte yaşadığı bir travma yüzünden hayata küsen. Kimse deli olduğunu bilmesin diye kendini odalara kapatan bir adam.. Diğer tarafta dillere destan güzelliği ile herkesi büyüleyen yörük köyünün güzeli Nazlı Korkmaz. Peki bu ikisinin hayatları bir...