BÖRÜYılların özlemini elbette onun gözlerinde de görüyordum... Kardeşimdi, canımdı, kanımdı... Adını bile ben vermiştim. Ataman koymuştum adını... Ona da bu isim çok yakışmıştı. Koyduğum ismi gerçekten de layığıyla taşımayı başarmıştı. Türkiye'nin en iyi savcılarından biri olmuştu gencecik yaşında... Onunla çok gurur duyuyordum.
"Sana defol git dedim!"
Gözleri öfkeden parlıyordu. Alnında şişen damar öfkeden delirdiğine bir işaretti. Elbette hak veriyordum. Direkt boynuma atlamasını beklemek ahmaklık olurdu.
"Ataman, kardeşim..." Ona doğru bir adım attım. "Konuşacağız bunları! Bilmediğin şeyler var! İsteyerek gitmedim!"
Ataman bana nefretle baktı. Gözlerinde gördüğüm o nefreti ilk başta yadırgasam da içimde süren birkaç saniyelik düşünceyle birlikte ona hak verdim. Hayatına sıçmıştım, her şeyi berbat etmiştim. Bana kızmakta çok haklıydı ama bilmediği şeyler vardı. Hafızamı kaybetmiştim... Beni onun elinden kaçırmışlardı.
"Kes sesini!" Üstüme yürüdü. "Annem bayıldı lan senin yüzünden! Çık git bu evden!" Yakalarıma yapıştı.
Gözlerinde gördüğüm saf nefretle birlikte ölmek istedim... Ölmek, bir daha geri dönmemek... O zaman diner miydi acısı? Biter miydi bu öfkesi?
Gözüme sert bir yumruk attığında da tepkisizce ona baktım.
"Kurt!" Beliz küçük bir çığlık atmıştı.
Daha önce hiç tanışma fırsatı bulmadığım kadına döndüm. Gözleri dolmuş, korkuyla bana bakıyordu. Hayalet görmüş gibi bakmasına burukça gülümsedim. Ne sanıyordum ki? Öldü dedikleri adam mezardan çıkıp gelmişti, kim şok olmazdı? Gerçekliğine inanmak elbette çok zordu ama ben buradaydım...
Börü Atabey olarak değil...
Poyraz Atabey olarak buradaydım!
Tam ailemin karşısındaydım, dimdik karşılarındaydım.
"Yapma Ataman! O senin abin! Doğru söylüyor vallahi! Bilmediğin şeyler var, önce dinle!" Alisa adeta kendini yırttı.
Bakışlarım ona dönerken sertçe gözlerine baktım. Alisa uyarımı almış olsa da bana sokuldu.
"Hamileyim biliyorum ama elimde değil! Ben böyle bir ortamda sakin olamam ki!" Diye fısıldadı kulağıma.
"Bebeğimize de, sana da stres yapmak yok kadınım. İstersen yukarıda dinlen. Bu gece buradayız." Sesim son derece netti.
Alisa ise kaşlarını çattı.
"İyi de insanlar seni daha evine kabul etmedi! Burada kalacağımızı nereden biliyorsun? Hem seni yalnız bırakmak istemiyorum ben!"
Duruşumu dikleştirdim. Kendimden emindim. Bu gece burada kalacaktım. On yıl sonra ailemle ilk defa aynı çatının altındaydım...
"Biliyorum Alisa'm, biliyorum da! Burada kalacağız!"
Alayla bir gülüş duyduğumda karşıma baktım. Ataman acımasızca bana bakıyordu.
"Evden defol git dedim sana! Neyi bekliyorsun lan hâlâ?!"
Arkamdan gelen sesle birlikte şaşkınca arkama döndüm.
"Kurt haklı! Burada bir yerin olduğunu sanmıyorum Poyraz!"
Bunu diyen canım kardeşim, kanım, Alparslan'dı...
"Alparslan!" Ona doğru bir adım attım. "Ben senin abinim!" Ataman'a döndüm. "Senin de abinim Ataman! Beni dinlemek zorundasınız! Karşınıza çıkamadım lan anlayın işte! Anlatacağım her şeyi, sakinleşin önce!"

YOU ARE READING
KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III)
Teen FictionOn yıl boyunca ölü bir adama âşık olmak... Hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca toprağını öpmek... Ona en çok ihtiyacın olduğu anda mezarına sarılmak... Can verirken giydiği kanlı gömleği saklayacak kadar çok sevmek... Genç kadın bu acıların hepsini...