"Geçmişimi silip yeni bir başlangıç yapmak istiyordum, sadece huzurlu bir hayat istiyordum. Hayatımı mahfedeceksin bırak peşimi" dediğinde alayla güldüm.
"Keşke daha önce tanışabilseydik güzelim. Tanışabilseydik ben yıllardır aç olmazdım" Gözlerini...
"Taehyung, canım odalar 4 kişilik yani senle beraber 3 kişi daha kalacak odada. Güzelce yerleş dolabın şurada" derken eliyle her yatağın sağ tarafında olan küçük dolabı gösterdi. Yatağın diğer yanında ise küçük bir komidin vardı. Oda pis falan değildi. Sadece daha önce hiç bu kadar kalabalık ile uyumamıştım. Hep tek uyurdum ve şimdi çok garip geliyordu.
"Son olarak odada diğer kalan öğrencilerin rahatsız olamaması için sessiz olmalısın ve Yurda giriş çıkış saatlerine uyman gerekiyor. Gece 11 den önce yurtta yoklama alınır unutmamalısın" Yurttaki görevli kadın gülümseyip odadan çıktı.
Elimdeki bavulu yatağın kenarına koyup az önce elime verdikleri çarşafları geçirdim ve örtüyü örttüm. Bavulumdaki kıyafetleri de küçük dolaba sıkıştırdım ve komidinin üzerine lazım olur diye aldığım küçük lambayı koyfum ve fişe taktım. Komidinin cekmecesine de şarj aleti vs koyup nefesimi üfledim. Odada banyolar vardı. Her odada bir banyo vardı ve 4 kişi kullanacaktı. Gidip banyonun temiz olup olmadığına baktım. Daha pis birşey beklerken beklediğimden iyi çıkmasına şaşırdım. Küçüktü ama temizdi en azından.
Tekrar odaya dönüp komidinin üstüne bıraktığım telefonu alıp Üniversiteme doğru yola çıktım. Zaten yürüme mesafesindeydi. 15 dakika kadar yürüdüğümde karşımdaki devasa üniversiteye baktım. Oldukça iyiydi ve ben tıp öğrencisiydim.
Kayıt işlemimi halledip yarın başlayacak olan üniversitede sınıfımı öğrendim. Yurda gitmek istemediğimden gelirken yolda gördüğüm parka gidip banka oturdum ve telefonumdan bir müzik açıp etrafa bakındım.
Bunu çok sık yapardım. Özellikle de insanların çok olmadığı, sessiz yerlerde doğayı seyrederek müzik dinlemek çok hoşuma giderdi ki burası tam da öyle bir yerdi. Evler biraz daha uzakta kalıyordu ve park yemyeşildi. Hava biraz soğuk olduğundan gerek kimse yoktu.
Biraz sonra kulağımdaki yüksek ses müziğe rağmen bir çığlık duyduğumda yerimde sıçradım. Kulaklığımı çıkarıp sesin geldiği yöne çevirdim bakışlarımı.
Arkası dönük bir adam ile ona sarılan bir adam gördüğümde kaşlarımı çattım. Arkası dönük olan adamın boyu uzun olduğundan diğer adamın yüzü görünmüyordu. Ses onlardan gelmişti, emindim. Birkaç saniye sonra arkası dönük adam birden geri çekildi ve kolu ile ağzını sildi. Birden sarıldığı adamı tutmayı bıraktığında adam yere serildi.
Gözlerim far görmüş tavşan gibi açılırken adamın yere yan düşmesi ile adamın yüzünü ve boynundan akan kanları gördüğümde ağzımdan kaçan küçük bir çığlığa engel olamadım.
Arkası dönük adamın bana doğru döneceğini anladığımda birden bankın altına saklandım.
Gördüklerimi idrak edemiyordum. Resmen boynundan kan akıyordu ve az önce o adam çığlık atmıştı. Birden aklıma gelen şeyle duraksadım. Arkası dönük adam kolu ile ağzını silmişti. Yoksa o vampir falan mıydı? Kafamı çevirip oraya bir bakış attım ama ne yerde adam vardı ne de o arkası dönük adam. Etrafa son kez bakınıp kimseyi göremeyince çıktım bankın altından ve hızlı hızlı yurda doğru yürümeye başladım korkuyla.
Orada her ne olduysa kötü bir şey olmuştu. Belkide boynunu kesmişti bilemiyordum ama o adamı öldürmüştü yüzünü göremediğim adam. Deri ceketi ve siyah botları vardı adamın. Polise gitmeli miydim Kesinlikle ne gördüğümde emindim ama bir çıkarım yapamıyordum, kanlar içinde kalan adama tam olarak ne yapmıştı? Kesse elinde bıçak olurdu ama elinde bıçak falan yoktu ve ağzını silmişti. Yutkundum, başıma niye böyle şeyler geliyordu ki?
Eğer biraz daha düşünürsem kafayı yiyebilirdim. Tanrı aşkına ne olmuştu orada?
Yurda doğru etrafıma bakarak yürürken arkamda bir ayak sesi işittiğimde korkuyla daha da hızlandım ama arkamdaki ayak sesi de hızlandığında yutkundum. Arkama bakmaya cesaret edemiyordum. Ya o ise bana da zarar verirse?
Sokağın köşesini döndüğüm gibi arkamı da döndüm yakalamak için ama arkamdaki ile çarpıştığımda az daha yeri boyluyordum ama zar zor çarpıştığım kişiye tutundum. Adama döndüğümde bana kaşlarını kaldırarak baktığında bunun o olmadığını boşuna endişelendiğimi anladım. Zaten deri ceketi yoktu ve oldukça genç duruyordu. Hemen özür dileyip hafifçe önünde eğildim. Adam bana son bir bakış atıp önümden geçtiğinde göz devirdim. Sorun değil falan demesini beklerdim. Bende o tarafa gideceğim için önüme dönüp adamın arkasından yürümeye devam ettim ama bir anda gözüme çarpan şeyle duraksadım. O aynı boyları giymişti ve botun yan kısmında kan damlaları vardı.
Korkuyla yönümü değiştirip başka sokağa girdim ve hızlı hızlı yürümeye devam ettim. O adam oydu. Kesinlikle oydu. Neyseki beni görmemişti orada o adamı öldürürken, görseydi şuan bana kesin zarar verirdi yada bir şey görüp görmediğimi sorardı.
Atlatmıştım onu. Yurda gidip sessizce yatağıma girdim ve sakinleşmeye çalıştım. Yarın okulum vardı hiçbir şey moralimi bozamazdı. Bu yeni bir başlangıç olacaktı. Yeni şehir, yeni okul, belki yeni arkadaşlar... Az önce olan şeyleri düşünmeyi bıraktım. Hemen yarın olmasını istiyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
