4. Bölüm

394 40 27
                                    

"Jiminn!" Arkasından koşarken bağırdığımda durdu ve arkasını dönüp bana baktı. Yanına kadar nefes nefese geldiğimde hafifçe eğilip dizlerimi tutarak soluklandım birkaç saniye sonra bakışlarımı ona çevirdim endişeli bakıyordu. "Ne oldu Taehyung iyi misin?" Dediğinde elini omzuma koyup bana dikkatle baktı.



"Ah yok bir şey sadece telefonun bende kalmış onu vermeye geldim" derken elimdeki telefonu ona uzattım. Jimin gülümsedi önce sonra bana bakarak kaşlarını çattı. "Sen kalp hastasısın salak böyle koşmamalısın" diyerek kızdığında bir kez daha ne kadar düşünceli olduğunu düşündüm. Ona kalp hastası olduğumu söylemiştim. Yıllardır kalp hastasıydım ve duzenli aldığım ilaçlarım vardı. O ilaçları almasam ne olurdu bir fikrim yoktu. Onlara bağlı yaşıyordum.



"Sıkıntı yok ya arada spor yapmalıyım değil mi?" Diyerek kıkırdadım yumuşaması için. O da gülüşüme yüzü yumuşadığında Jiminin az önce beraber yürüdüğü arkadaşlarını bakışlarımla gösterdim "Arkadaşların beklemesin bende sınıfa dönüyorum" diyerek gülümsedim ve arkamı dönüyordum ki Jimin bileğimden tutup birden kendine çekince boşluğuma geldiği için ona çarptım. "Çok zayıfsın Taehyung" dediğinde utanarak ona baktım ama yakınlığımızdan dolayı utanıp hafifçe geri çekildim. "Aynı kiloyuzdur Jimin" dediğimde başını olumsuzca salladı ve gülümsedi çarpıkça. Utandığımı anlamıştı lanet olsun.



"Seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyordum, gelsene" dediğinde bakışlarım arkadaşlarına döndü az ileride banka oturmuş konuşuyorlar ve büyük ihtimalle Jimini bekliyorlardı. "Jimin sınıfa gitsem daha iyi olaca..." sözümü kesip "Taehyung yalnız takılmanı istemiyorum, hem arkadaşlarıma senden bahsettim onlar da seni çok merak ediyorlar" dediğinde hak verdim ona yıllardır arkadaşım olmamıştı ve bunu bilmese de çekingen biri olduğumu anlamıştı. Etrafa bakındım düşünürcesine ama 8-9 metre uzağımda okul duvarına yaşlanmış beni izleyen öğretmenimi görünce kaşlarımı kaldırdım.



Bakışlarını benden çekmezken bizi duyacak mesafede olmasa da sanki duymuş da ne yapacağımı izliyor gibiydi. Gözlerimi kıstım. Bakışları Jiminin bileğimi tutan eline kaydı bir an ve bakışlarını tekrar gözlerime çevirdi. Yine ürktüm.


Bunu sınıfta da yapmıştı. Beni duyuyor muydu?
Ona olan merakım giderek artıyordu.



Jimine dönüp gülümsedim ve "Tamam hadi tanışalım" dediğimde Jimin mutlulukla hâlâ tuttuğu bileğimi çekiştirdi ve arkadaşlarının yanına geldik. Bir an ne yaptığımı yeni farkettim. Birileriyle tanışacaktım yıllar sonra.



Kafamı çevirip arkaya Jungkook'a doğru baktım. Hâlâ duvara yaslanmış bana bakıyordu. Dudaklarımı ısırıp önüme döndüm. Çok yakışıklıydı. Tüm okuldaki kızlar hatta erkekler bile onunla olmak için can atıyor gibilerdi ama o sanki bu bakışları görmüyordu. Ah yada şuanlık kafasını kurcalayan birşey vardı. O da o adamı öldürdüğünü görmüş olmam...



Bana seslenilmesi ile önüme döndüm.
"Oh! Taehyung değil mi?" Dedi yapılı olduğu her yerinden belli olan. Kafamı salladım. Tam ağzını açıp bir şey daha söyleyecekken kahve saçlı çocuk onun sözünü kesti. "Merhaba ben Hoseok" dedi aynı Jimin gibi neşeli gülümseyerek. Gülümsedim. Bu sefer masadaki son kişi konuştu. "Benden yakışıklı değil beyler aramıza katilabilir" diyerek kıkırdadığında güldüm. Gerçekten yakışıklıydı ve sanırım bunun farkındaydı. Yapılı olan göz devirdi, Hoseok kafasına vurdu . Yakışıklı olan da hemen mızmızlanarak Hoseok'a vurdu. Jimin ise bunlar benim arkadaşlarım değil der gibi başka tarafa bakındı.




Yapılı olan bu sefer kendini tanıttı. "Adım Namjoon bu arada" dediğinde yakışıklı olan araya girdi "Benim de Jin" derken öpücük attığında kıkırdadım. Çok kafa bir gruba benziyorlardı. "Ben de Taehyung. Tanıştığımıza çok sevindim" dedim çekingence. Jimin omzumdan tutup masaya oturttu. Simdi ise tam Jungkook'un yaslandığı duvara bakan kısma oturmuştum. Onun olduğu yere baktığımda yanında bir öğrenci vardı ve sanırım öğrenci ona bir soru soruyordu. Onu izledim bir süre Jimin ve arkadaşları muhabbet ederken.



BloodThirsty 'KookV'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin