f.1

8.2K 589 285
                                    

vıcık vıcık bi vmin bölümü yazdığım için özür dilerim kaos sever kendimden :((

•••

"*I wish that I could wake up with amnesia
[Keşke bir hafıza kaybı ile uyanabilseydim]

And forget about the stupid little things
[Ve küçük aptal şeyler hakkındakileri unutmayı]

Like the way it felt to fall asleep next to you
[Senin yanında uykuya dalmanın hissettirdiği gibi]

And the memories I never can escape"
[Ve asla kaçamayacağım anılar]

Jimin yavaşça gözlerini açıp istem dışı kaşlarını çattı. Bu ses alarmına ait olamazdı.

Uykulu gözleri ve dağınık saçlarıyla doğrulup içeriyi dinledi.

"If today I woke up with you right beside me
[Eğer bugün sen tam yanımdayken uyanırsam]

Like all of this was just some twisted dream
[Bütün bunlar sadece kötü bir rüya gibi]

I'd hold you closer than I ever did before
[Seni daha önce yaptığımdan daha sıkı tutardım]

And you'd never slip away
[Ve sen asla gözden kaybolamazdın]

And you'd never hear me say"
[Ve asla beni söylerken duymazdın]

Üzerideki örtüyü kenara atıp hızla ayaklandı. Tamam, Han'a evini açmıştı ama sabahın köründe kamp ateşi atmosferi de neyin nesiydi?

Saten pijama takımıyla odasından çıkarken söyleyeceği cümleleri kafasında kuruyordu. "Bu ne şimdi?" ya da "Bunun için bari gitmemi bekleseydin," gibi şeylerdi planı. Ancak salona vardığında beklediğinin aksinde bir görüntüyle karşılaşınca öylece durup kaldı.

Stajyeri gitar çalıyorken Taehyung ona eşlik ediyordu. Onun sesini tanımadığı için kendine kızacakken fark etti ki Taehyung'ı şarkı söylerken hiç duymamıştı.

"Uyanmışsın!"

Taehyung şakıyıp paltosuyla oturduğu kahve sehpasından kalktı ve şaşkınlıkla bakan sevgilisinin dudaklarına bir buse kondurdu.

"Patron yemin ederim ben çalmak istemedim ama-"

"Sen ne zamandan beri gitar çalıyorsun? Ve sen, şarkı söyleyebildiğini bilmiyordum."

Han gitarını kılıfına sokuyorken azar işitmediği için kendini şanslı saydı.

"Bebeğim sen böyle her şeyi sorgulayacak mısın? Hem hadi git de hazırlan, yaklaşık üç saat sonra uçağımız kalkacak!"

Jimin tiksinen bir ifadeyle Taehyung'a bakıyordu. Bakıyordu çünkü sabahları enerjik olan insanlardan nefret ederdi. Ki kendisi uyanalı daha on dakika bile olmamışken bu enerji cidden iğrenç geliyordu ona.

Omuzlarını düşürüp arkasını döndü. Odasına gidiyorken Taehyung poposuna bir şaplak attığında geziye gitme meselesi için vazgeçmenin geç olup olmayacağını sorguluyordu.

***

Burada geçirdiği işkence gibi geçen yedi yılın ardından buraya dönmek garip hissettiriyor demese yalan olurdu. Jimin'in tuttuğu elini daha da sıktı ve derin bir nefes aldı. "Bir travmayı aşmanın en iyi yolu onu tekrar yaşamaktır," diyordu kendi kendine. Doğruluğu tartışılırdı.

stuck || vminWhere stories live. Discover now