18

2.2K 167 33
                                    

Hava soğuk ve rüzgarlıydı. Ay ışığı kapkaranlık odada yatağında büzülmüş iç çeke çeke ağlayan çocuğun göz yaşlarına çarpıp parlıyordu. Gözünden yastığa ve boynuna inip etrafı ıslatmalarını umursamıyordu. Silmediği yaşlar kuruyup, içindeki su ve tuzla bulunduğu bölgeyi de kuruturken yeni gelenler acele ediyor, tekrar nemlendiriyordu tenini. Ona verilmiş bu ultra lüks kral dairesinde yapayalnızdı ruhen ve bedenen

Bir kaç saat önce geldiği bu otelde yaptığı ilk şey sıcak bir duş alıp kendini yatağa atmaktı. Televizyonda ki aptal programları izleyerek şarap ve atıştırmalıklar eşliğinde vakit öldürmüştü.

Jungkook ile bir kaç gündür konuşmuyordu. Adamın söyledikleri onu çok yaralamıştı. Her ne kadar sonradan özür mesajları atsa da Taeyhung katiyen hiçbirine cevap vermiyordu.

Şu anki derbeder haline gelmesine sebep olan etken de tam o an gerçekleşmişti.

Adeta sinema salonlarını aratmayan büyüklükte ki ekranda Anime izlerken az da olsa keyifliydi. Şarabından bie yudum alırken telefonu ardarda ötmeye başladı. Jungkook sürekli,durmadan mesaj gönderiyordu.

jeon.kook: Tae

jeon.kook: tanrım çok üzgünüm

jeon.kook: kendimi çok kötü hissediyorum

jeon.kook: basit bir yorumun magazine düşeceğini düşünmemiştim

jeon.kook: asla bunu istemedim bebeğim

jeon.kook: ne olur telefonlarımı aç sesini duymaya ihtiyacım var

jeon.kook: lütfen iyi ol

Anlamaz gözlerle mesajları okuyup ne olduğunu çözmeye çalışıyordu Taeyhung. Ne magazininden bahsediyordu bu lanet adam? instagrama girdiğinde yüzlerce kişiden gelen farklı farklı etiketlenmesi vardı. Hepsi de aynı possttu. Tae'nin LA'da çekilmiş fotoğraflarında ki görüntüsünden pay çıkarmaya çalışan bir açıklama yapmıştı magazin sayfası. Yorumlara bakma gibi bir gaflet te bulundu genç.

'' Sürtük''

'' Asla Jungkook'a layık değidi zaten''

'' tanrı Kook'u korudu''

'' Bunu seven var mı cidden''

ve yüzlercesi.......

Tanrı aşkına! Taehyung bu insanların nefretini kazanacak ne yapmıştı ki bu kadar? Ömrü boyunca kimseye bir kötülüğü dokunmamıştı, kimsenin kalbini kırmamıştı. Başkalarının ve kendi duyguları onun hassas noktasıydı. Nefret yayanlardan hiç haz etmezdi. Şimdi ise sırf bir kere Taeyhung'u yanlış anladığı için onu insanlara hedef gösteriyordu Jungkook. Hoşlandığı adamdan böyle bir muamele görmek çok inciticiydi. Yavaş yavaş gözleri dolarken çok eski defterleri tekrar açıp ağlamalarını harlıyordu zihnin.

----------------------

Okuduğu yorumlardan sonra arkadaşlarına iyi olduğuna dair mesaj atmıştı çünkü onlardan mesaj gelip duruyordu daha sonra telefonunu kapatmış ve duşa gitmişti. Buharlı ortamda Elliot Smith'in güzel sesi Tae'nin kulaklarını kutsuyordu adeta. Daha gündüz duşa girmesine rağmen banyodaki jakuzinin cazibesine dayanamamış, her tarafı köpüklerle kaplayıp uzanmıştı içine. Yanındaysa asla elinden düşmeyen şarap yerine pembemsi bir şampanya vardı. Oda servisinin de getirdiği meyve tabağıyla, Tae'nin keyfi dışında her şey yerindeydi.

Ruhen oldukça bitik hissediyordu ve bu olmamalıydı. İki gün sonra podyuma çıkacaktı ve tamamen zihnini boşaltmalıydı. Jungkook'u ve ona duyduğu kırgınlığı düşündükçe mahfoluyordu. Duygularını da çözemiyordu çok kısa süredir tanıdığı bir adama nasıl bu kadar kırılacak seviyede bağlanabilmişti ki? Büyük ihtimal Tae'nin aksine onun umrunda değildi. Bir iki özür mesajı atıp vicdanını rahatlatmaya çalışmıştı. Şu an çoktan bir kadını altında inletiyordur diye düşündü. Oysa Jungkook'un onun kırık ruh ve kalbine iyi gelebileceğini düşünmüş, bu yüzden buluştukları gece kendini ona bırakmıştı. Adamın ise tek yaptığı onun kalbine ve ruhuna yeni yaralar açmaktı. Keşke biraz daha uğraşsaydı. Taehyung çok affedici bir insandı. Tek istediği kendisi için verilen biraz çabaydı.

Sıcak ve buhardan bunaldığından artık çıkma vaktinin geldiğini anladı kenara bıraktığı diz üstü mor bornozunu üstüne geçirdi ve önünü bağladı. Banyodan çıkarken Los Angels ta gidebileceği yerleri düşündü. Bu koca dairede bütün gün yatıp kalkıp ağlamaktan sıkılmıştı. Valizinden siyah bir şort ve düz beyaz bir t-shirt alarak yatak odasına ilerledi. Başında ağlamaktan oluşmuş bir ağrı vardı. Yatağın biraz ilerisindeki komodinin üstünde duran çantasını karıştırırken bir ağrı kesici arıyordu. İçiçe olan çanta bölümlerinden fermualıyı açmaya çalışıyordu ki bir nefes sesi duymasıyla kafası anında yanına döndü.

SİKTİR!

Yatağında boylu boyunca uzanan bir Jeon Jungkook vardı.

ANGEL ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin