24

2.3K 147 44
                                    

Sabahın ilk ışıkları pencere önündeki bir serçe edasıyla camdan girmiş, biri uzun diğeri kısa olan iki güzel adama konmuştu. Bu iki adadan sadece biri rahatsız oldu üzerindeki ışıktan ve kirpiklerini titreterek açtı güzel kahvelerini yeni bir güne. Sabah uyandığında özellikle de iyi bir uyku almışsa derin bir nefes alıp etrafa boş boş bakıp kuş seslerini dinlemeyi severdi. İçsel huzurunu maksimum seviyeye çıkartıp gün içinde keyfini kaçırabilecek olaylara karşı hazırlıklı olması için kendini telkin ederdi.

Yanında ki geniş cüsseli adama bakınca bir gülümseme peydah oldu suratında. Gözlerini açar açmaz ilk gördüğü kişinin bir yaratılış harikası adamın olması şahaneydi onun için. Yan yatmış bir pozisyonda uyukladığından dolayı iki göğsünün arasına sıkışmış metal kolyesinden gözünü alamdı Tae. Daha önce hiç bir nesneyi kıskanıp onun yerinde olmayı arzulamamış, bu ilkel ve varoluşun getirdiği estetik olana tapma hissiyatını bu denli sancılı hissetmemişti bedeninde ve ruhunda.

Jungkook o gecenin ardından bir gün daha otelde kalmış ve ertesi günü Taehyung'u diğer Hyunglarıyla tanıştırmıştı. Bugün ise büyük gündü nihayetine podyuma çıkacaktı. Onca kadının arasında ilginin üstünde olacağını tahmin ediyordu ama bu ilginin pozitif mi negatif mi olacağını kestiremiyordu. Uzun bir süredir bu şov için hazırlıktaydı. Beslenmesinden sporuna kadar her  şeyine dikkat ediyordu ki malum VS mankeni olmak çok da kolay değildi. Hatta nerdeyse ilk başta boyu yüzünden kabul edilmeyecekti. Ucu ucuna kurtarmıştı.

Tek başına yalnız bir şekilde durup düşüncelere boğulmak Taehyung'u biraz sıkmştı. Dün gece erken yattıklarından dolayı kendini çok dinç hissediyordu. Genç adamın da öyle olduğunu varsayıp uyandırma fikrinden çekinmedi.

Önce yan yatan adamı düz ve sırt üstü yatar hale getirdi. Bembeyaz teni izlediği o filmdeki vampir çocuğu hatırlattı. Jungkook da tek bir uyanmışlık ya da rahatsız olmuşluk belirtisi yoktu. Ne raddeye kadar bunu devam edeceğini merak ederken sinsi fikirler beynine doluşuyordu. Sol bacağını onun üstüne attı ve kucağına yerleşti. İkisi de gece boxerla yattıklarından şu an altındaki cismi hissediyordu. tamam şu an kalkık bir durumda değildi ama sonuçta vardı ve Tae bunu gayette fark edebiliyordu.

Kafasını genç adamın göğüsüne  yaklaştırırken bir yandan da elinin altındaki deriyi okşuyordu ve bingo! minik de olsa küçük bir mırıldanma karşısındaki pembe dudaklardan firar etmişti.

Pürüzsüz bedenin üzerinde, tam göğüs hizasında bulunan kolyesini, dudakları adamın tenine sürterken dişleri arasına alıp aralarındaki bağı kopardı Taehyung. Henüz onun tenine dudaklarını tamamen değdirmeden önce, sürekli olarak onun teninde bulunup onun tadını alan bu kolyeyle bir muhabbet kurmak istemişti. Dışardan bakınca çok hastalıklı bir durum gibi gelse de uyuyor olarak bildiği Jungkook için pek de öyle değildi. Dişlerinden sonra dilinine yerleştirdi kolye ucunu. Ağızında insanı irite eden bir metal tadı vardı. Bu iyice katlanılmaz bir hal alınca tükürük salgılarıyla kaplı bir şekilde ait olduğu tene tekrar bıraktı kolyeyi

Başını bulduğu gövdeden kaldırmadan göğüsünün üstüne  öpücükler   kondurmaya başlamasıyla uyuyor sandığı yapılı adam daha tutamadı kendini ve doğa üstü güzellikteki kıkırtısı odayı doldurdu.

'' Uyandığını niye çaktırmıyorsun ? Sen çok düzenbaz bir herif oldun Kookie! bir an için öldüğünü falan düşündüm.'' 

jungkook nasıl olur da bu güzel muameleyi mahfedip uyandığını söylerdi ki?

'' Vücuduma bu kadar aç olduğunu bilmiyordum TaeTae.''

Taehyung bunu inkar edemeyeceğini kendisi de farkındaydı o yüzden sadece kıkırdamakla yetindi Kook'a göre o melekleri andıran sesiyle.

ANGEL ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin