9

2.9K 247 66
                                    

Draco'ya attığım ilk mesajın üzerinden bir hafta geçmişti ve o inat eder gibi bir haftadır bize gelmiyordu. Lydia'yla ilişkileri kötüye gidiyormuş gibi hissediyordum çünkü Lydia'yı her gördüğümde ya suratı asık oluyordu ya da gözleri kırmızı. Üç gecedir onunla konuşmaya çalışıyordum ama yaptığı tek şey beni geçiştirmekti.

Ron hâlâ ısrarla Draco'nun bana aşık olmadığını savunuyordu ve hiç yılmadan Ginny ile eskiden ne kadar harika olduğumuzu hatırlatıyordu ama hem ben ve Ginny için çok geçti hem de Draco bana aşıktı. Arabamı evin önünde durdurduktan sonra son bir haftadır böyle gülümsemediğimi fark ettim. Draco'nun arabası da buradaydı.

Onu değil bir hafta bir saat görmesem bile özlüyordum. Tek tesellim mesajlarıma cevap veriyor olmasıydı. Kapının önüne ulaştığımda utunmasam duyduklarımı gülümseyerek dinleyecektim.

Draco ve Lydia kavga ediyordu. Ne konuştuklarını anlayamıyordum ama birbirlerine bağırıyorlardı. Kırılma sesi duyduğumda panikle kapıyı açtım. Lydia'ya bir şey olmasından ölesiye korktuğumu fark ettim o kısacık sürede. Kapıyı açıp içiriye girince hızlı bir şekilde odada Lydia'yı aradım.

Elinde kırık bir vazoyla dikiliyordu. Yaptığı bütün makyaj beyaz yüzünde dağılmıştı. Sinirle burnunu çekip, odaya girmiş olmama rağmen koltukta oturan Draco'ya küfür ediyordu. Son söylediği laf ciğerlerimdeki tüm havanın kaybolmasına sebep oldu.

"Biliyor musun Draco, Harry'e bile bana baktığından daha derin bakıyorsun."

Elindeki kırık vazoyu yere fırlatıp kapatmadığım kapıdan evin dışına çıkarken yapabildiğim tek şey irileşmesine engel olamadığım yeşil gözlerimle Draco'yu izlemek oldu.
Lydia'nın arkasından uzun bir süre bakıp ortada duran beyaz sehpaya sinirle tekme atmaya başladı.

"Sikeyim. Sikeyim. Bir daha sikeyim."

Küfür edip sakinleşmesini bekledim ama sakinleşmeye uğraşmıyordu bile. Sonunda dayanamayıp karşısına dikildim. Onu omuzlarından tutup sarstığımda mavi gözlerini bir uykudan uyanıyormuş gibi benimle buluşturdu.

"Bırak beni Harry." dediğinde omzundaki ellerimi daha da sıkılaştırdım.

"Sana, kız kardeşimin sevgilisi olduğunu ama bana aşık olduğunu söylemiştim Draco."

Aramızdaki mesafe o kadar azdı ki uzansam nefesi benim de nefesim olabilirdi. Aldığı nefesler öyle hızlanmıştı ki her nefesinden sonra kırmızı dudakları titriyordu. Onu öpebilirdim ama beni sevdiğini itiraf etmeden bunu yapmak istemiyordum. Bakışlarını dudaklarımda hissettiğim anda sertçe dudağımı ısırdım. Bu yaptığımdan sonra titreyerek kollarımın arasından uzaklaştı. Bana benim ona baktığım gibi bakması bile öldürmeye yeterdi.

Kapının çarpılma sesini duyana kadar Draco'nun gittiğini anlamadım bile. Onu uzak tutan şeyin ne olduğunu öğrenmeliydim. Bana aşık olduğuna çoktan ikna olmuştum.

my sister's boyfriend | drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin