37. BÖLÜM " ÇAĞATAY DÖNDÜ"

90 11 48
                                    

        Acı haberle sarsılan ailenin feryadını  Çağatay da duydu. Daha doğrusu amcası yakın çevrede oturuyordu. Onların Eliza 'dan haberleri vardı. Çok gecikmeden İzmir'de okuyan Çağatay'a kuş uçtu ve acı haber gitti. Çok üzülmüş olduğu belliydi, Arif amcayı severdi.

      40. Gün mevlidinde bulunmuştu. Eliza bu esnada komiser Tufan' dan gelecek iyi  haberi beklemekteydi.
Aşk tesadüfleri sever misali Çağatay ile Eliza aynı ortamda buluştular. Semra teyze çoktan Almanya' ya dönmüştü. Kızı Fulya' nın Almanya davetiye işlemleriyle uğraşıyordu.
Eliza evde tek başına kalıyordu. Bu süreçte Tayyar'dan boşanmak için davayı açtı ve kocasına haber verdi.

      "Yapmış olduğum hatadan erken uyandığım için kendimi şanslı hissediyorum.Bu durumun oluşması için oğlumun varlığına şükrediyorum. Her şerde bir hayır vardır. Oğlum Can'ın ortaya çıkışı ile senin gibi bir adamdan adam olmayacağını gördüm, ki ben senin 6 çocuğuna göz yummuşken benim bir tanecik hasret olduğum yavruma kavuşmamı engellemek istedin! Yolun açık olsun benden uzak Allah'a yakın ol!" dediğini anlattı bana.

      Mecburen bu süreçte yine yakınlaşmıştık. O yapayalnızdı. Çağatay'ın fazla izni yoktu bu yıl onun son okul yılı, intörn olarak devam ediyordu. Çok başarılı ve yakışıklıydı eskisi gibi pısırık duruşundan eser yoktu. Tıp Fakültesi ayrı bir hava ve özgüven katmıştı kendisine, haklıydı bence o övünmeyecek de kim övünsün bu zekâyla !

     Çağatay'ın gözü hep Eliza'daydı.Fırsat bulup onunla konuştu "Eliza merhaba canım,başın sağ olsun! Duyar duymaz okuldan izin alıp geldim.Allah rahmet eylesin! Toprağı bol olsun."

" Teşekkür ederim Çağatay.Dostlar sağ olsun!" deyip kestirdi.

    Çağatay'ın susmaya tahammülü kalmamıştı ,devam etti;

" Canımsın bana kırgın gözlerle bakma ne olur! Müsait olunca biraz konuşalım mı ? "

     "İnan bilmiyorum konuşmasak daha iyi olur galiba. Kafam yine karışsın istemiyorum .Hayatımdan çıkmışken tekrar derbeder etme, bana  da yazık oluyor !"dedi ıslanan gözlerle.

    Eliza koltuktan hiç kalkmamıştı. Çağatay önünde diz çöktü ve yalvardı; " Canımsın Eliza beni ilk ve son kez dinlemeni istiyorum buna hakkım var .Ben senin başına gelenleri biliyorum, kendimi de suçlu kabul ediyorum! Lütfen Allah rızası için bu isteğimi reddetme" diye yalvardı karşısında masumca. Eliza yufka yürekliydi hemen bağışlamaya hazırdı." Tamam akşam bir yere gidelim orada konuşalım ev beni baydı artık" diye sözleştiler.
Çok mutlu olmuştu genç adam O heyecanla Taziye evinden ayrıldı ve akşam başladı heyecanla beklemeye.

    Çok geçmeden bana haber veren Eliza çok mutlu ve heyecanlıydı. Hayatının dönüm noktası olacak bir karar mı vereceklerdi bu gecenin sonunda? diye merak içerisindeydim.

     Harun bütün bu musibetlerde  hayır arayan iyi niyetli kocam,  Arif amcamın vefatını bile Hayra yordu.

     " Görüyor musun hayatım her şerde bir hayır vardır, demiş büyüklerimiz. Arif amca ölmeseydi ,Çağatay uçup gelmeyecekti. Her halükarda arkadaşım ...kötü gün dostu! Eliza'nın acısını paylaşmak için geldi. Umarım akşam olumlu bir konuşma olur aralarında ve barışırlar !"dedi tüm iyi dilekleriyle .
      "Vallahi aşkım ben Eliza olsam ; Çağatay'ın burnunu sürterdim az da olsa o da çeksin isterdim. Pat diye barışmazdım. Yokluğunun verdiği acıyla o kızın başına neler geldi neler! O zaman Çağatay Efendi neredeydi? Zaten bu ölümün perde arkasındaki kahramanlar Eliza ve Çağatay... kimse onları masum görmesin! Bir şey daha ekleyeyim; İster inan ister inanma benim gram umrumda değil barışmaları" dedim.
Harun' cum şaşkınlık içinde benim konuşmamın bitmesini bekledi. Ağzı açık kaldı, hani yıllarca Eliza'nın arkasında duran ben, neden şimdi sırt çevirdim diye düşündü.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 22, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

E L İ Z A                                     Gözyaşımda Saklı SevdamWhere stories live. Discover now