Prisoner ~ Taekook✔

2

Taehyung

Jungkook'a çorbasını yedirdikten sonra onu geri yatırıp, üstünü örttüm. Bana mazlum mazlum bakıyordu. Bakışları oldukça yorgundu. Saçlarını nazikçe okşayıp tebessüm ettim.

"Hadi biraz uyu dinlen."

Başını sallamıştı.

"Ben kapının önündeyim tamam mı?"

Hemen elimi tutup kaşlarını eğmişti.

"Gitmiyim mi?"

Başını iki yana sallamıştı. Belli ki hala korkuyordu. Yatağın yanına tekli koltuğu çekip oturdum ve ona baktım.

"Pekala. Gitmiyorum. Şimdi uyuyabilirsin."

Bana elini uzatmıştı. Minik ve yaralı elini tekrardan tutup, nazikçe okşadım. Bana yorgunca gülümsemişti. Bende ona gülümseyip saçlarını okşadım.

"Hadi uyu artık. Ben yanındayım korkma tamam mı?"

Başını sallamıştı tekrar. Sonra gözlerini kapatmıştı ve elimi daha sıkı tutmuştu. Onu inceledim. Gerçekten de güzel bir yüzü vardı ama zayıftı. Hem de çok...

Bu masum çocuk en fazla 20 yaşında gibi duruyordu pek emin değilim ama gerçekten de küçük duruyordu. Elleri, kolları, boynu kısacası yüzü hariç her yeri yara bere içindeydi. Boynu morluklarla doluydu. Emmiş belli ki o şerefsiz.

"Nasıl kıyabildi sana..."

...

Yaklaşık iki saat olmuştu ve hala uyuyordu. Uyumasına bir şey demedim. Kim bilir en son ne zaman bu kadar rahat uyumuştu...

O eski ve kirli döşek yerine yumuşak ve temiz bir yatakta, soğuk bir oda yerine sıcak bir odada, çıplak uyumak yerine pijamalarla ve en önemlisi, aç karnı yerine tok karna uyuyordu şuan. Ayrıca yüzü de oldukça huzurluydu.

Saçları ve yüzü biraz pisti. Uzun saçları vardı ama yıkanamadığı için yağlanmış, kepeklenmiş ve kokuyordu. Bunu sorun etmedim. Biraz daha iyi olunca yıkanabilirdi. Biraz zorlanabilirdi ama yardım ederdim seve seve.

Tabii isterse.

Biraz sonra Jungkook kıpırdanmaya başlamıştı. Kaşlarını eğip, hızlı hızlı solumaya başlamıştı. İniltiler çıkarmaya başlamıştı sonra.

"Jungkook uyan."

"V-vurma..."

Çatlak sesiyle yalvarıyordu. Ilk kez duyuyordum sesini. Ve doğrusu...böyle bir ses duymak yerine hiç duymamak daha iyiydi sanırım...

"Jungkook. Küçüğüm uyan hadi. Kabus görüyorsun. "

Jungkook hala yalvarmaya devam ediyordu. Elini sıkıp, saçlarını okşadım.

"Jungkook uyan hadi."

İniltiler çıkarmaya devam ediyordu. Terlemeye başlamış ve yaşları akıyordu.

İstemesem de yanaklarına hafifçe vurdum.

"Jungkook aç gözlerini!"

Sıçrayarak uyanmıştı. Beni elini sıkarken ve yakınında gördüğünde de daha çok gerilmiş ve titremeye başlamıştı.

Hemen elimi gevşetip elini okşadım. Diğer elimle de alnına yapışmış saçlarını geriye çektim.

"Şhh... sakin ol. Sadece bir kabus gördün."

Komodinde ki poşetten su şişesini çıkarıp kapağını açtım.

"Hadi iç biraz."

Onu biraz doğrultup suyu yavaşça içirdim. Saçlarını yüzünden çekip sakinleşmesi için okşadım. Saçları çok yağlıydı ama sakinleşmesi için bunu yapmam gerekti.