7

2.2K 161 35
                                    

Jungkook

Sabah oldukça rahat şekilde uyanmıştım. Gözlerimi ovuşturup açtığımda, Taehyung hyungın hala uyuduğunu görmüştüm. Bana sarılı kollar ile kendimi huzurlu ve güvende hissetmiştim. Daha önce annem dışında kimseyle bu şekilde uyumamıştım. Özellikle bir erkekle. Mikela uyumadın mı hiç diye soracak olursanız da, o sadece beni kullanıp odadan çeker giderdi. Kendi zevkine göre hareket ederdi. Sürekli 'biz sevgiliyiz' diyip dururdu ama yaşım ilerledikçe sevgililiğin isminden de anlaşılacağı gibi sevgiyle ilgili birşey olduğunu ve onun bana yaptığının sevgiden çok ama çok uzak bir şey olduğunu anlamıştım.

Yani kısacası Mike ile hiç böylesi masum ve huzur verici bir şey yaşamamıştım. Doğrusu ben yaşadığımı bile düşünmüyordum da o zamanlar...

Neyse.

Tae hyung'ın yüzünü izledim bir süre. Ona cidden çok ama çok minnettardım. Ne derse yapacak kadar çok seviyordum onu. Elimi uzatıp gözünün önüne gelmiş olan perçemini geriye çektim. Tae hyung sonra homurdanıp beni daha çok kendine çekti ve kollarını sıkılaştırdı. Kıkırdamama engel olamadım.

Bende kollarımı boynuna sarıp sarıldım ona. Mutluydum...

Taehyung

Aslında sabah 6 gibi uyanmıştım. Beni uyandıran ise kollarımın arasında ki miniğimin yumuşak kıvırcık saçlarıydı. Saçları hareket ettikçe çenemi ve boynumu gıdıklıyordu. Aslında halimden memnundum. Onun kollarımın arasında ki minik kalışı çok ama çok hoşuma gidiyordu. Ona baktığımda çok rahat göründüğünü düşündüm. Dudakları aralık ve büzüktü. Çok sevimli görünüyordu.

Saçlarını okşayarak geriye çektim ve yüzünü biraz daha ortaya çıkardım. Kendisi gibi minik olan yüzünü inceledim. Kendimi tutamayıp alnına minik bir öpücük kondurdum. Şapşalca gülümseyip biraz daha sokulmuştu bana.

Kalbim patlayacak...

O...çok güzeldi. Çok masum ve sevimli. Ve bu özelliği onu sıkı sıkı sarıp, öpme isteğimi uyandırıyordu. Ama tabii yapamazdım. Yoksa yanlış anlayıp benden uzaklaşabilirdi.

Gözlerimi kapayıp onu biraz daha kendime çektim ve burnumu yumuşak saçlarına gömüp kokusunu soludum.

Zaten sonradan uykuya dalmıştım.

...

Bir sonra ki uyanışım tatlı kıkırtılar duymamla olmuştu. Gözlerimi açıp hala kollarımın arasında olan miniğime baktım. Bana kocaman gülümsüyordu. İstemsizce bende gülümsemiştim.

"Günaydın hyung~"

"Günaydın küçüğüm."

"Bugün daha iyi misin?"

"Çok daha iyi hissediyorum."

Gözleri kısılana kadar gülümsemişti.

Ah çok sevimli!!!!

"Okula gitmem gerekiyor..."

Alt dudağımı sarkıttım. Gitmesini istemiyordum. Biraz daha burda yatıp onunla sohbet etmek istiyordum. Ama işte okula gitmesi de gerekiyordu.

"Pekala. Sen duşunu alana kadar bende sana sandviç yapayım."

"Zahmet etmene gerek yok hyung. Biraz daha uyu sen."

"Olsun. Sorun değil."

"Peki~"

Jungkookla kalkıp odadan çıktık ve o odasına giderken bende mutfağa indim. Jungkook büyükçe bir sandviç yaptıktan sonra portakal suyu da sıktım ona.Masayı hazır edince Jungkookta gelmişti.

Prisoner ~ Taekook✔Where stories live. Discover now