2.2

741 68 66
                                    

Göz kapakları açılmamak için ant içmişti sanki . Ama kulakları gayet sağlamdı . Duyuyordu sesleri . Gözlerini hızla açtığında karşısında sadece bir dostunu buldu . Yere çökmüş sesli bir şekilde ağlıyordu . Gözleri kıpkırmızıydı . Bir yandan eli ile yere vuruyordu .

Ağzını açacaktı ki akşam olanlar bir bir aklına doldu . Kardeşine nasıl pençelerini soktuğu , yetişeceklerini söyleyen konuşması , çığlık atması , ağlaması , yardım için haykırması . Vücudu gelen ilk hıçkırık ile sarsılırken gözleri doldu . Ama neden diğer iki dostu burada değildi ?

Gözleri ellerine kaydığında tırnaklarında kan beklemişti . Kanla kaplanmış ve küçük etlerin yapıştığı eller değil . Nefes alamadı . Gözleri ellerinden yukarıya çıkarken bile kanla boyanmamış tek bir nokta yoktu . Gözleri çıktı , çıktı , çıktı . Vücudunda kan olmayan hiç bir yer bulamadı .

Akciğerlerine titrek bir nefes dolduğunda geri geri kaymaya başladı . Kendinden kaçmaya çalışıyordu .

" Hayır , hayır , hayır , hayır .... James ! Ben bir şey yapmadım değil mi ? BİR ŞEY YAPMADIM ! "

Tırnaklarıyla derisindeki kanları kazımaya çalışıyordu . " YAPMADIM ! "

Yere damlayan yaşına takıldı gözleri . Kırmızıydı . Ellerini ıslak yanaklarına atınca yaşla ıslanmış kuru kanlar geldi ellerine . Aklını kaybetmiş gibiydi . James'e doğru sürünerek ilerlerken " James , yalvarırım bir şey yapmadığımı söyle . Yalvarırım . James lütfen , lütfen , lütfen , lütfen .... " diye yalvardı .

James kendisine hiçbir tepki vermiyordu . Omuzlarından tutup silkse de bir tık yoktu .

Hızla ayağa kalktı . Eline kaptığı pantolonu giyinip hızla odadan , söğütten çıktı . Kar çıplak ayaklarının altında ezilirken koşmaya başladı . Koşarken kafasının içinde afetler oluyordu . Her bir hücresi ' Katil ' diye fısıldıyordu . Katil , kendisi bir katildi .

Güneşin ilk ışıkları tenine vursa bile teni buz gibiydi . Titriyordu . Ayakları sürekli aksıyor , dengesi bozuluyordu . Hogwarts'ın içine girmesiyle yerdeki kan izleriyle karşılaştı . Her adımında kanlı ayak izlerini , kan damlalarını aşıyordu . Hastane Kanadına doğru ilerlediğini anlaması zor değildi .

Odanın kapısındaki kanlı elleri görmesi ile hıçkırıkları tüm bedenini sarstı . Odanın kapısını sertçe açtığında sedyelerden birinde hangisini görmek istediğini bilmiyordu . Bunu düşünmek bile öz nefretinin dolup taşmasını sağladı . Sedyelerin boş olmasını görmesiyle korkusu içten içe kendini bitirirken etrafına bir baktı . Duvarın kenarında üstü kanlarla kaplı Sirius'u görmesiyle dizlerinin bağı çözüldü .

Yere çökerken " Kardeşimi öldürdüm ! " diye haykırdı . Çığlıklar atarken " Onu öldürdüm ! Ben bir katilim ! " diye bağırdı . Kardeşini öldürmüştü . Kendisini deli gibi seven , sadece göz göze geldiklerinde bile dudaklarında bir gülümseme beliren kızı öldürmüştü . Kendini her şeyden koruyan kızı öldürmüştü . Çığlıklar odayı doldururken bedenine çarpan büyü ile sesi kesildi . Yere boylu boyunca serilirken bayılmıştı .

Minerva asasını indirirken hıçkırdı . Sirius saatler boyunca ağlamıştı . Bağırmaya başlamasıyla içeriye girmiş onu bayıltmıştı . Remus'un iyi olmayacağını biliyordu . Bunu yapmak onun iyiliğineydi .

Metanetli durmaya çalışıyordu . İki öğrencisinin üstünde de kızının kanı vardı . Öz kızı olmayabilirdi , ama onu hep hiç sahip olmadığı çocuğu gibi görmüştü . Evlât acısının ne olduğunu çocuk doğurmadan tadıyordu . 

Hastane Kanadından çıktı . Sessiz akan göz yaşları sert adımlarını takip ederken dışarıya çıktı . Hızlı adımlar ile söğütün içine girdi . Kanlı yerleri geçerken kapıya attığı her adımda ağlayan çocuğun sesini duyuyordu . Kapıyı araladığında haylaz mı haylaz öğrencisini yerde buldu .

MesmerizedWhere stories live. Discover now