1.BÖLÜM:"HASRET SON BULDU"

303 105 234
                                    

  


  Aylarca resmine sarılarak hülyalara daldığım yarim tezkeresini alarak memlekete geliyor. Sevdiceğimi en güzel kombinle karşılamak için dolabımın içindeki kıyafetlerime göz gezdiriyorum. Muhammed'in  19. yaş günümde hediye olarak aldığı pembe çiçek deseninde olan elbiseyi üzerime giydim. Siyah converse ayakkabılarımı da giydiğime göre artık evden çıkabilirim. Aşkımı bekletmemek için taksi çağırdım. Taksici amca; yarimi çok özlediğimi gözlerimden anlamış olacak ki jest hızıyla hava limanına ulaştırdı. Gelen yolcu yazan yere koşar adımlarla ilerlerken gönül eşim o kapıdan çıktı. Beni görünce kollarını iki yana doğru açmasını fırsat bilerek boynuna atladım.

"Deli kız boğacaksın beni..."

"Ne yapayım sevdiğimi çok özledim."

"Yerim senin sevdiğim diyen dillerini."

  Kulaklarım bu cümlesini duyunca istemsiz bir şekilde yüzüm kızardı. Bal renginde olan gözlerinden yere doğru bakışlarım gitti. Beni sarmalayan elliyle nazik biçimde çenemden tutarak göz göze gelmemizi sağladı.

"Utandın mı sen?

"Dan diye yerim seni denir mi?" 

"Utangaç sevgilim benim."

   Bunu deyip yine beni kollarının arasına aldı. Onun çilek tadında olan dudaklarından sevgilim kelimesi dökülünce içimi kelebekler basıyordu. Yine aklımı başımdan alıp başka diyarlara kaydı.

"Az kalsın sana yaptığım sürprizim aklımdan gidiyordu"

"Ne sürprizi?"

"Bu soruna cevap vermiyorum ve soru kabul etmiyorum."

   Bugün aşkımın çıkma teklifine evet dediğim gün. Bu özel günümüzü kutlamak için  sevgi tomurcuklarının atıldığı yere ulaşınca Muhammedimin keskin kahveyi andıran gözlerini açtım.

"Gözlerini açabilirsin paşam."

Sevdiğimin gözbebeklerinin  içine baktığımda beğendiğini kavrayamadım.

"Burası nereden aklına geldi senin?"

"Yoksa beğenmedin mi?

"Beğenmek ne kelime bayıldım."

 Beğenmesi beni havalara uçmama vesile oldu. Ellerimizi birbirine kenetledikten sonra uçurumun kenarına oturduk. Uçurumun manzarasını izlerken aklıma çok kötü bir şey düştü.

"Aşkım bir gün ellerini bırakmak zorunda kalsam bile sen buna izin verme! Bizim sevdamızın bitmesine engel ol!"

     Yüzüme harika sen ne saçmalıyorsun der gibi bakıyordu.

"Aşkım bana öyle bakma! Belki hayat bizi başka insanların yanına sürük..."

    Cümlenin devamını getirecekken çilek tadındaki dudaklarını dudağıma getirerek susmamı sağladı.

"Bir daha kiraz dudaklarının arasından ayrılık sözleri çıkmayacak. Kızım daha önümüzde yaşayacağımız çok güzel maceralar bizi bekliyor. Bunları gerçekleştirmeden senden ayrılmam."

     Muhammedin bu özelliğini çok seviyorum. Birini kalbine aldıktan sonra kimse onu oradan çıkaramazdı. İkinci kez kalbimin sahibiyle güneşin batmasına şahit oldu.

"Aşkım güneş de battığına göre beni eve bırakır mısın?"

Evimin iki sokak ötesinde bıraktı.

"Aşkım yorulmayacak mısın?"

Dedikodular havada uçuşan bir mahalle yaşamasaydım da sevgilim evime kadar beni bıraksaydı.

"Sence sevgilin iki adım attı diye yorulur mu?"

"Kendine benim için çok iyi bak!"

Böyle düşünceli davranış sergiledikçe ona olan duygum daha artıyordu. Yanağına bir buse kondurduktan sonra arabadan indim.

......................................................................

Sen sadece sen değilsin;

Bensin,

Benimsin,

Bendesin...

MEVLANA

MEDCEZİR'DE AŞKWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu